"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Peygamber taamı: Balkabağı

Feyzullah ERGÜN
06 Mart 2017, Pazartesi
Kâinat sarayının aziz misafiri ve bütün hitabât-ı süphaniyenin en anlayışlı bir muhatabı nev-i beşer olduğundan, gıda ve deva ihtiyaçları da ilim, hikmet ve kudretle hazırlanarak küre-i arz bostanında istif edilmiştir.

Birçok derdin devası ve destek gıdası mu’cize olarak, sebzelere depolanmıştır. Bu harika ürünlerden birisi de balkabağıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de, Hz. Yunus’un (as), balığın karnından çıkışı mu’cizesinden bahsedilirken “Onu hasta ve bitkin bir şekilde sahile attık. Üzerine geniş yapraklı bir bitkiyi ‘Şecere-i Yaktin’i bitirdik.” (Saffat Sûresi, Âyet: 145-146) Bu bitkinin yer kabağı olduğu rivayet edilir.”1 Balkabağının, Resulullâh Efendimizin (asm), sevdiği bir taam olduğunu zikredilecek hadis-i şeriflerden öğreniyoruz. “Ya Aişe, çorba pişirdiğiniz zaman, kabağını çok koyunuz. Zira kabak üzüntülü kimsenin gönlünü güçlendirir.” Hz. Enes (ra) anlatıyor: “Bir terzi Hz. Peygamber’i (asm), onun adına hazırladığı bir yemeğe dâvet etti. Beraberinde ben de gittim. Ev sahibi sofraya arpa ekmeği, içerisinde kabak bulunan bir çorba ve kadid (kurutulmuş et) getirdi. Ben, Resulullah’ın (asm) tabağın etrafından kabağı araştırdığını gördüm. O günden beri, kabağı sevmeye devam ediyorum.”2

Tıbb-ı Nebevîde övülen balkabağının, gelişen tıb ilminin araştırmalarında, ihtiva ettiği değerli maddeler ve faydalı olduğu hastalıklar, klinik olarak tesbit edilmiştir. Koruyucu ve tedavi edici etkileriyle, faydalanma şekillerini sıralamaya çalışacağız. Balkabağı, zengin lif kaynağı olup, içinde potasyum, selenyum, kalsiyum, fosfor, demir mineralleri bulunduğu gibi A, C, B1 vitaminleri ve omega 3 yönünden iyi bir kaynaktır. Bunların dışında değerli biyokimyasal maddelerden olan “SKUALEN kanser savaşçısı bir madde, KAROTENOİD ise, ağızdan anüse kadar, bütün yüzey epitelinden oluşan kanserlere karşı etkili bir koruyucu. Bu maddelerin balkabağındaki miktarı, başka hiçbir sebzede olmadığı kadar yüksek. Ayrıca kabuğa yakın yerinde daha fazla olmak üzere CUCURMOSİN adlı kanser savaşçısı bir madde daha ihtiva ediyor. İçindeki çekirdeklerinde ise, ihtiva ettikleri TOKOFEROL, bağışıklık sisteminin çalışması için çok gerekli olup, bolca mevcuttur.”3

Balkabağının, yapılan birçok klinik araştırmaları sonucunda prostat, kalın bağırsak (kolon), karaciğer, pankreas ve meme kanserlerinde destek sağlayıp, kanser hücrelerinin üremesini yavaşlattığı belirlenmiştir. Ayrıca şeker hastalığı (diyabet), yüksek tansiyon ve astımda faydaları görülmüştür. Bunun yanında, mide ve bağırsaklara yumuşaklık vererek kabızlığı giderir. Bağırsak enfeksiyonları ve hemoroitte tedaviyi kolaylaştırır. Vücutta biriken atık maddelere detoks etkisiyle, organları temizler. Sinir sistemini dinlendirir. Kemik erimesine (osteoporoz) karşı etkilidir. Beyin fonksiyonlarına destek vererek, HAFIZAYI GÜÇLENDİRİR. Ruh halini düzenleyerek, PSİKOLOJİK FERAHLAMA sağlar. Gözlerin görme kabiliyetini güçlendirerek, huzurlu okumalara destek olur. Meşhur hekim İbn-i Sina da, bin yıl önce “kanser hastalarına, balkabağı suyu içiriniz!’ dediği rivayet ediliyor.

“2003 yılında Cell Research dergisinde yayınlanan bir araştırmada, kabak çekirdeğinden ayrıştırılmış MOSCHATİN maddesi, patolojide bilinen en agressif kanserlerden biri olan, MELANOMA hücrelerinin üremesini engellediği gösterildi. Araştırmacıların yorumu şöyle: ‘Moschatin, yeni bir ANTİKANSER olabilir! Görüyorsunuz, dünyada insanlar ‘kabaktan bile’ kanser ilâcı keşfetmeyle uğraşıyorlar ve bunun için milyonlarca dolarlık para harcanıyor. Bence bizim bu aşamada yapacağımız en akıllıca şey, bunların ilâç olmasını beklemeden, bu bilimsel ipuçlarını kullanarak, bu sebze ve meyvelerden tabiî halleri ile mevsimindeyken istifade etmek, hele hele kanser hastasıysanız… Üstelik bunlardan tabiî yolları ile istifade etmek, hem ucuz hem de yan etkisi yok. Hiçbir şeyin fazla miktarda alınıp abartılmasına da gerek yok; TABİATIN SAHİBİ ÇOK CÖMERT, vücudumuz ise çok tutumlu!”4

Balkabağının her kısmına, kudret-i İlâhiye’nin taktığı şifa ve hikmet hazineleri, insanlığın yardımına, acaib-ül acaib bir ambalajla paketlenerek gönderilmiştir. Ortasındaki boşlukta ana rahmine benzer tarzda yerleştirilen her çekirdek, göbek kordonu bağlantısıyla, nizam ve intizam içinde, dizayn edilerek, hayat faaliyetlerine katılmak üzere hazır kuvvet olarak bekletilmektedir. Kabağın besin fonksiyonlarını, son zamanlarda ortaya çıkaran bilimsel araştırmalardan 15 asır önce, Resulullah (asm) gayb-aşina nazarıyla, mu’cizekârane görerek ve uygulayarak tavsiye etmişlerdir. Halkımızın daha çok tatlı yapımında kullandığı balkabağı ve başka kabak çeşitlerinden çorba ve başka yemeklerin yapımında kullanılması yaygınlaştırılmalıdır. Böylece birçok yıkıcı hastalığın ortaya çıkıp gelişmesi, bu İlâhî nimetle engellenecektir.

SAĞLICAKLA KALIN

Dipnotlar:

1) Açıklamalı Kur’ân-ı Kerim Meali, s. 463, Yeni Asya Neşriyat 2016.

2) Halil USLU, Şifa Yaprakları, s. 112, Kardelen Yayınları 2013.

3) Dr. Elif GÜVELOĞLU, Kanser İyileşir, s. 226 Hayykitap 2015.

4) A.g.e. s. 228.

Okunma Sayısı: 10915
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı