NUR VAKFI’NDAN Sudan’a sağlık hizmeti
Avustralya Nur Vakfı ve Gönüllü Hekimler Birliği, sağlık hizmetleri sunmak üzere Afrika’ya gitti. 28 Martta Sudan’a varan ekipler, 6 Nisan tarihine kadar ülkede sağlık problemlerini tesbit etmek, yerinde sağlık hizmeti sunmak ve ‘daha neler yapılabilir’ sorusunun altını doldurabilmek adına çalışmalar yürütecek. Avustralya Nur Vakfı, daha önce de acil afet yardımlarını, Afrika’da kurban organizasyonlarını ve su kuyusu projelerini başarılı bir şekilde gerçekleştirmişti. Vakıf, şimdi de “Bismillah her hayrın başıdır, biz dahi başta ona başlarız” diyen Bediüzzaman Said Nursî gibi “Bismillah” diyerek, bu bölgelere büyük problemlerin yaşandığı sağlık alanında hizmetler sunmaya ve yardımlar götürmeye başladı. Bölgeye giden beş doktor ve üç hemşireden oluşan gönüllü ekip, günün 24 saati çalışarak binlerce kişinin sağlığına kavuşması için çaba harcıyor.

BİR ÇOK COĞRAFYADA SORUNLAR YAŞANIYOR
Avustralya Nur Vakfı Başkanı Fatih Yargı ve Gönüllü Hekimler Birliği Sağlık Takımı Lideri Op. Dr. Aytekin Coşkun, yaptıkları ortak açıklamada dünya üzerindeki birçok coğrafyada, özellikle de Müslüman halkların karşı karşıya kaldıkları zulümlere dikkati çektiler. Yargı ve Coşkun, açıklamalarında, Suriye’de silâhların gölgesindeki acımasız katliâmları, Budist Burma rejiminin Arakanlı Müslümanlar üzerindeki baskı ve zulümlerini, Filistin’de, Keşmir’de ve dünyanın her bir yerinde Müslümanlara karşı her geçen gün artarak devam eden zulümleri hatırlattı. Orta Afrika Cumhuriyet’inde de Müslümanların acımasızca katledildiği belirtilirken, bu zulümler sonrasında milyonlarca kişinin yerinden ve yurdundan kaçmak durumunda kaldığının altı çizildi. Açıklamada, “Fakir ülkelere sığınmaya çalışan ve açlıkla karşı karşıya kalan insanlar, sağlık problemleri yaşıyor ve yardıma muhtaç hale geliyor. Bu sebeple herkese, her kesime iş düşüyor” denildi.

BİR HASTAYA DA SEN MERHEM OL
Sudan’da yapılacak gerçekten çok iş var. Bunların arasında; enfekte olmuş yaraların bakımı ve aşılanması (tetanos), bölgenin hastalık profilinin çıkarılması, halkı hastalıklar ve bulaşma yolları açısından bilinçlendirmek, bölgede yaşayanlara sağlık ve hayat şartlarının düzeltilmesi noktalarında eğitim vermek, hayatın kaynağı olan su kuyularını açmak ve planlamak, gıda ve yiyecek yardım organizasyonlarını planlamak, bölge halkının sağlık alanı dışında ihtiyaçlarını belirlemek, sağlık mekânları yapmak için projeleri yerinde tesbit etmek, öksüz, yetim ve kimsesiz çocuklara sahip çıkarak yetimhaneleri projelendirmek, çocukların geleceğine sahip çıkmak yer alıyor. Bu bağlamda yardımseverler, Avustralya Nur Vakfı’nın yürüttüğü ‘Bir Hastaya da Sen Merhem Ol’ kampanyası çerçevesinde bölge için tıbbî malzeme ve ilâç yardımı yapabiliyor ve bağışta bulunabiliyor.

SU KUYULARININ ÖNEMİ
Su, Afrika’nın en önemli ihtiyaçları arasında ön sıralarda yer alıyor. Birçok köyde kuyu olmadığı için insanlar 2 ile 6 saat arası yol yürüyerek taşıyabildikleri kadar su ile hayatlarını sürdürmeye çalışıyor! Var olan sular ise kirli ya da temiz değil. Hastalıklar su ile bulaşıyor ve yayılıyor. Bölgede sağlık çalışmalarının yanında temiz su kaynaklarının da sağlanması çok önemli. Bu yüzden su kuyusu açmak isteyen hayırseverlere, Avustralya Nur Vakfı aracılık etmeye hazır. Açılan bu kuyularda kaynağından temiz su temini çalışması yapmak ‘koruyucu hekimlik’ açısından oldukça önemli.

“Afrika halkını anlamak için onlara dokunmalısınız”
Afrika’da çalışan gönüllüler, oradaki insanların hangi şartlarda yaşadığını gördükten sonra kısa sürede düşüncelerinin değiştini belirtiyor. Hayatlarını bir daha gözden geçirdiklerini kaydeden gönüllüler, duygularının şu şekilde ifade ediyor: “Yaşam tarzınızı sorgulamaya başlarsınız.  Olmazsa olmazlarınızın yerini, olmasa da olurun alıverdiğini görürsünüz. Afrika halkının hiçbir şeye aldırmadığını gördükçe içiniz bir tuhaf olur. Ne kalabalıkta su içebilir, ne beyaz ekmeği yiyebilirsiniz onların yanında. Hep bir duvar arkası ararsınız yemek yemek için! Afrikalıyı anlamak için onlara dokunmanız, ellerini tutmanız gerek, başka  yolu yoktur. Bir kez dokundunuz mu vazgeçemezsiniz onlardan. Sabrı, azla yetinmeyi, yoklukta  mutlu olabilmeyi, kendine ait olmayana el uzatmamayı, kısacası Allah’a şükretmeyi  öğretir bizlere Afrikalılar, vermek için her  gittiğinizde bir şeylerin dersini alır gelirsiniz ülkenize.