Bu haftaki yazımızı Kâzım Güleçyüz’ün “Algı operasyonları ve olgu” yazısından yola çıkarak yazdık.
Güleçyüz’ün yazısı geniş daire için, ancak bizim konu olarak seçtiğimiz algı, dar dairedeki içe dönük olan algı.
Algının bizim yazımızdaki manası: Bir şeye dikkatleri yöneltmek, o şeyin bilincine varmak. (TDK.) Üstad Bediüzzaman ise, “Bir mesleği takip edenler, tekrar etmeye mecbur olurlar.” diyor. (Eski Said Dönem Eserleri)
Bizim köşemizde meydana getirmek istediğimiz algı konuları ise “Neşriyat” ve “Medrese-i Yusufiye Hizmetleri”. Hatta Medrese-i Yusufiye Hizmetleri de Neşriyat hizmetlerinin içerisine dahildir. Bu sebeple sadece “Neşriyat Hizmetleri” de diyebiliriz.
Seçimlerden evvel geçici çözümlerle yükselişi durdurulan döviz fiyatları yükselmeye devam ediyor. Emekli maaşımın yılbaşından bugüne kadar % 35 değer kaybettiğini görüyorum. Ekonomistlerin yorumlarına göre de bu durum böyle devam edecek gibi. Bu kısa girişten sonra, merkezimize işaret etmek istiyorum. Merkezimiz; gazetemiz, kitaplarımız, dergilerimiz, özel ve resmî reklâmlar olmak üzere 4 ana dalda hizmet veriyor. Gazetemiz, yayınlarında seçicilik açısından birçok ölçüleri olan, içten dıştan taarruzlara maruz kalan olmazsa olmazımız. Yıllardır gazetenin kâr etmediğini biliyoruz, hele bugünkü ticarî ortamda. İkinci olarak, Zübeyir Ağabeye göre kâr etmeyen gazeteyi, satışları ile desteklemesi gereken kitap satışları ise maalesef çeşitli sebeplerlerden azalmış durumda. Üçüncü olarak özel ilânlar, büyük oranda baskılarla yüzde otuz seviyelerinde gerçekleşiyor. Son olarak dergilerimizde, sınırlı tiraj ile yayın hayatına devam etmeye çalışıyor.
Ülkemizde ekonomik fırtına yaşanıyor. Bu fırtınada holding gazeteleri kapanıyor. Yeni Asya’nın okuyucusu her şartta yayınına sahip çıktı, çıkıyor.
Yeni Asya 1960’lardan bu yana birçok fırtınayı atlattı. Bir an önce, geç olmadan şahıs ve cemaat olarak tedbirlerimizi alalım. Fırtınanın şiddeti artmadan yapabileceklerimizi yapıp neticeyi Cenâb-ı Hak’ka bırakalım.
Son sözümüz, güçlü merkez olmadan, güçlü hizmet olmadığı gibi, sularda tersine akmaz.
***
MEKTUP
Değerli Hasan Muharrem Okur Abi;
Kıymetli mektubunuzu aldım ve çok mutlu oldum. Geçen hafta içi hastaneye giderken kampus içerisindeki başka cezaevindeki bir arkadaş ile muhabbet ederken isminiz zikredildi. Sizin göndermiş olduğunuz “Zamanın Sesi” kitabı ile “Bediüzzaman Beşlisi” isimli kitaptan övgüyle bahsetmişti. 20 Temmuz Cuma günü sizden kargo geldiği için beni kargo için götürdüklerinde, arkadaşın övgüyle bahsetmiş olduğu kitaplardan biri olan Bediüzzaman Beşlisini görünce “Tevafukun böylesi...” deyip (içimden) çok mutlu oldum. Göndermiş olduğunuz kıymetli eserler için çok teşekkür ederim. Allah (cc) sizden razı olsun. Size sağlık sıhhat ve afiyet versin. Her daim duâlarımdasınız (İsmen). Sizi saygı ve sevgiyle selâmlıyorum. Ellerinizden öpüyorum.
Saygılarımla.
* Kaderim zindan varsa, Yusufluğum su götürmez benim...
Not: Ben şu anda Tarihçe-i Hayatı bitirmek üzereyim inşaallah. Külliyatta okuma sırası olarak tavsiye edeceğiniz bir sıralama varsa, bizi bilgilendirirseniz çok mutlu olurum. Saygılarımla...
Selâm ve duâ ile.
Vedat ŞAHİN, T Tipi Kapalı Cezaevi, Manisa