"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kahvehâneler

17 Ağustos 2011, Çarşamba
ÇOCUKLUĞUMUN RAMAZANLARI EKREM KILIÇ
Çarşıdaki kahvehâneler iftardan sonraki saatlerde iyice dolardı. Herkes günün ve orucun yorgunluğunu, mevsimine göre ya kahvenin bahçesinde ya dumandan göz gözü görmeyen iç kısımda veyâ kaldırıma dizilmiş masaların başında atmaya çalışırdı. Tiryâkiler günün açığını kapatmak için sigara üstüne sigara yakarken, çay ve kahveler tâzelenir; namaz vaktine kadar sohbet edilirdi.
Namaza 15-20 dakîka kala, her zaman olduğu gibi, yaşlı bir zât kasabanın tek caddesinde “Vakt-i salâ, hazır olun ey mü’minler!” diye bağırarak dolaşır; namaz vaktinin yaklaştığını, gerekli hazırlıkların yapılmasını ihtâr ederdi. Abdest almak ihtiyacını duyanlar, ırmak kenarındaki umûmî tuvalete giderler; ya orada veyâ câmiin şadırvanlarında abdestlerini tâzelerlerdi.
Ezanla birlikte yavaş yavaş terâvih kılmak için kalabalıklar hareketlenir; kahvehânelerde pek az insan kalırdı. Onların çoğunluğu da ya memur veya zengin kişiler olduğundan, biz çocuklar, halkın şîvesiyle “beynamaz” diye adlandırılan bu şahısları, “bey”likleri dolayısı ile yalnızca bayram ve cuma namazına katıldıklarından, böyle anıldıklarını sanırdık. Sonradan bu sözün, “bî-namaz” mânâsına kullanıldığını anlayacaktık.
Yatsı namazları, arkasından gelen terâvih sebebiyle olacak, ramazanlarda çok hızlı kıldırılırdı. O zamanlar da, bugünki gibi, hızlı kılan imamın arkasında namazı edâ etmek isteyen cemâatlere mâlikti. Hattâ, sür’at husûsunda şöhreti olan imamların tâbîlerinin diğerlerinden fazla olduğunu duyardık.
Çocuklar için, namazın uzunluğu – kısalığı önemli değildi. Nasıl olsa bütün o süre, oyun ve eğlence mesâbesinde idi.
Namazı müteâkıb, gitmişlerse kadınlar ve çocuklar evlerine dönerlerdi. Erkekler daha hayli zaman dışarıda vakit geçirirlerdi. Ne hikmetse, sanki gündüz yapılan amellerin sevâbını telef etmek istercesine kulüplerde, kıraathânelerde tavla, dama, çeşitli kâğıt oyunlarının yanı sıra ramazan gelince, tombala oynanması âdeti başlardı.
Kartela ismi verilen, üzerinde çeşitli rakamların yer aldığı bir çok karton iştirakçilere dağıtılır, bir şahıs elindeki torbadan üzerinde 1’den 90’a kadar sayıların bulunduğu küçük yuvarlak tahtadan yapılmış tombala taşlarını bakmadan çıkartır ve okurdu: 36! Kartelasında aynı rakamı bulan, hemen onu bir parça kâğıt, çekirdek, kibrit vesâire ile kapatır; arkasından okunacak rakamı ilgi ve heyecanla beklerdi. Kartelada üç sıra hâlindeki rakam grubunu en önce kim kapatabilirse, sırasıyla 1. Çinko, 2. Çinko ve Tombala yapmış olur ve her merhale için konulan özel bir ödülü kazanırdı.
Yaşlıların ve dindar kişilerin pek tasvîb etmedikleri tavırlarından anlaşılmakla birlikte, kimse, bu kabîl oyunlarla vakit öldürenlere müdâhale de etmezdi. İşi gereği sabah erken kalkması îcâb edenler, akılları kahvehânede, ister istemez evlerinde dönerken, kalanlar, çoğu zaman sahûr yemeği vaktine kadar orada oyalanırlardı.
Çocuklar, herhangi bir sebeple kahvehâneye girmezlerdi. Çağırılması gereken bir kimse varsa bile, içeri girerek değil, dışarı çıkan veya dışarıda oturan bir zâta söyleyerek bu işi görebilirlerdi. Kendi ulaklığını yapmak isteyeni döven veya kovalayan olmamakla birlikte, büyüklerin çatık kaşlı bakışları ve ekşi suratları çocukların kahvehâneye girme cesâretlerini kırmaya yeterdi. Hele çağrılacak kişi “kulüp” müdâvimlerinden ise, iş daha ciddî olurdu. Babam memur olduğundan, vaktinin işten sonrasını o mekânda geçirenlerden idi. Bana en zor gelen iş, babamı dışarı çağırmak için uygun birini bulmaktı.
Bu durum, çocukların bir kısmında kahvehâneye bir an önce girip o büyükler gibi davranmak hevesini uyandırsa da, pek ender olarak, benim gibilerinde de öyle yerlerde bulunmaktan ürküntü ve çekingenlik hissi meydana getirmekte idi.
Okunma Sayısı: 798
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı