Çünkü; Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’i Ramazan ayında Hz. Peygamber’e (asm) indrildiğini şöyle ifade ediyor: “Ramazan ayı, öyle bir aydır ki, o ayda insanlara doğru yolu gösteren ve açık âyetleri cami olup hak ile bâtılın arasını ayıran Kur’an-ı Azîm nâzil olmuştur. İmdi sizden Ramazan ayında hazır bulunan, o ayın orucunu tutsun. Ve hasta veya sefer halinde bulunursa, diğer günlerde o miktar oruç tutsun. Allah Teâlâ sizin için kolaylık ister, sizin için güçlük istemez. Malumdur ki oruç adedini ikmal edersiniz. Ve size hidâyet buyurmuş olduğundan dolayı Allah’a tekbirde bulunursunuz ve şükredersiniz.”1

Hz. Peygamber (asm), zaman zaman Hira Nur mağarasına çıkar ve oradaki mağarada tefekkür ederdi. Hz. Hatice Validemiz ile evlendikten sonra Hıra Mağarasına gidip gelmesini sıklaştırdı. Hele otuzbeş yaşından sonra zamanının büyük bir kısmını burada geçirmeye çalışıyordu. Ramazan-ı Şerif ayında yine Hıra mağarasına çekilmiş ve ibadetle meşgul oluyordu. Azığı bittiği zaman Hz. Hatice Validemiz O’na azık hazırlar ve götürürdü.

Hz. Peygamber (asm), mağarada inziva halinde iken Ramazan ayının onyedinci pazartesi gecesi karanlığın ortalığı bastırıp, sessiz ve sükunetin sardığı bir sırada Hz. Peygamber, (asm) örtüsüne bürünmüş iç alemini dinliyordu. İçinde bulunduğu ortamın kıritiğini yapıyordu. İnsanların taştan ve tunçtan yaptıklarına tapınmalarını önlerinde serfürü edip baş eğmelerini düşünüp, insanlığın hakikati görme konusundaki gafletini ve bu gafletten kurtuluşunun müzakeresini yapıyordu.

Zifiri karanlık mağara birden ışıkla aydınlanıverdi. Işığın şiddetinden, baygın hale gelmişti. Biraz sonra toparlandı ve karşısında insan suretinde bir melek gördü.

Melek O’na:

“Ya Muhammed! Ben Cebrailim, Sen de Allah’ın Resülüsün” dedi.

Sonra: “Oku” dedi. Böylelikle Kur’an’ın ilk âyetleri tebliğ edilmeye başlanmıştı.

Kur’an’ı Kerim’in iki türlü nazil oluşu söz konusudur. Dühân Sûresinde (44/3) Kur’an’ın “mübarek bir gecede” indirildiği ifade edilmiş olması birincisine işarettir.

Birincisi, Şaban-ı şerif ayının ondördüncü gecesini onbeşinci geceye bağlayan Berat gecesinde Levhi Mahfuzdan dünya semasına toptan, ikincisi, oradan da Kadir gecesinde de Peygamberimize peyder pey indirilmesidir.2 Kur’an-ı Kerim’in Ramazan-ı şerif ayında indirildiği husus ayet-i kerime ile sabittir. Bu konuda Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”3

Ramazan-ı şerif ayı aklımızı ve gönlümüzü Kur’an ile doldurmamız için tezekkür ve tefekkür ayıdır. Oruç ile ve teravih namazlarıyla kalpleri yumuşatıp Kur’an ile de dimağımızın ufkunu açmış oluyoruz. Onun için Ramazan-ı şerif ayı, Kur’an ile insanların hemhal oldukları ay olması bakımından ayrı bir önemi vardır. Hatim ve mukabelelerle insanın en yoğun olduğu bu ayın diğer zaman dilimlerine de yansıtılmalıdır.

Ramazan’da “Cebrail’in (as) Hz. Peygamber ile buluştuğu vakitlerdi. Cebrail Ramazan’ın her gecesinde Peygamberimiz ile buluşur, (karşılıklı) Kur’an okurlardı. Bu sebeple, Rerulullah, Cebrail ile buluştuğunda, hiçbir engel tanımadan esen rahmet rüzgârlarından daha cömert davranırdı.

Dipnotlar:

1-Bakara Surersi, 2/185.

2-Elmalılı, c.5, s.4293-4285.

3-Bakara Suresi, 2/185.