"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muharrem Ayı ve Aşure Günü

Halil ELİTOK
03 Ekim 2016, Pazartesi
Allah’ın ayı yani “Şehrullahi’l-muharrem” olarak bilinen Muharrem ayı hicrî takvimin aylarının birincisidir.

İnsan ömründe hayat muhasebesinin yapılması gereken zamanlar vardır. Gerçi hayatın her anında muhasebe yapılmalıdır. Ama hiç olmazsa dönüm noktası sayılabilecek zaman dilimlerinde bu husus daha da önem arz eder. İnsan ömrü bir tüccarın ticarî hayatının gereği olan bilânçosu gibidir. Yıl sonunda yaptığı bilânçoda gelirleri daha fazla ise; kâr getiren sistemine devam eder. Eğer zararda ise; zararının sebeplerini araştırarak daha sonraki senede kâr etmenin yollarını takip eder. Aynen bunun gibi insan hayatının da muhasebesinin yapılması gerektiği zaman dilimlerinin başında ömür defterinden bir yaprağın kapanmasına yeni bir yılın sayfasının açılmasına sebep olan Hicrî Yılbaşı’nın ilk ayı Muharrem 2 Ekim 2016 Pazar günü başlamıştır.

Muharrem Ayı; birçok olay ve hâdiselerin cereyan ettiği ve bundan dolayı da önem ve ehemmiyeti diğer aylara göre fazla olan aydır. Hz. Peygamber (asm) tarafından fazileti hususunda birçok hadislerde şöyle anlatılmaktadır:

Hz. Ali (ra) tarafından nakledilmektedir ki; Muharrem ayında bir sahabî Hz. Peygambere Ramazan ayından sonra en çok bana hangi ayda oruç tutmayı emredersiniz? diye sordu.

Hz. Peygamber: “Sen Ramazan ayından sonra oruç tutmak mı istersin? İşte o ay Allah’ın ayı olan Muharrem’dir. O günde Allah geçmiş bir gurup günahkârın ve yeni bir günahkâr gurubun tövbesini kabul eder”1 buyurdu. Muharrem ayını diğer aylardan onu faziletli hale getiren hususlar içerisinde ve bilhassa onuncu gününde cereyan eden hâdiselerdir. Onları da Hz. Peygamber (asm) hadis-i şeriflerinde şöyle açıklamıştır:

1. Hz. Adem (as), Aşure Günü’nde yaratılmıştır. Aynı günde Cennete girmiştir. Tövbesi ve affedilmesi aynı günde olmuştur.

2. Arş, Kürsî, sema, arz, Cennet, Cehennem, güneş ve ay aynı günde yaratılmıştır.

3. Hz. İbrahim (as), Aşure Günü’nde doğmuştur. Yine Nemrut’un ateşinden aynı günde kurtulmuştur.

 4. Hz. Nuh’un (as) gemisi Nuh tufanından aynı günde kurtulmuştur.

5. Hz. Musa (as), Firavun’dan o günde kurtulmuş ve düşmanı olan Firavun aynı günde Kızıldeniz’de boğulmuştur.

6. Hz. Eyüp (as), yaralarından Aşure Günü’nde şifa bulmuştur.

7. Hz. Yusuf (as), hapisten aynı günde kurtulmuştur.

8. Hz. İdris (as), Âli makama aynı günde yükselmiştir.

9. Hz. Yakup (as) ile oğlu Yusuf’un (as) mülâkatı aynı günde olmuştur.

10. Hz. Yunus (as), balığın karnından aynı günde selâmete ermiştir.

11. Hz. İsa (as), Semâ’ya o günde yükselmiştir.

12. Hz. Süleyman’a (as) mülk aynı günde verilmiştir.

13. Hz. Cebrail ve Hz. Mikâil aynı günde yaratılmışlardır.2   

 Muharrem Ayı’nın içerisinde ve bilhassa onuncu gününde halk arasında aşûre adı verilen içerisinde en azından sekiz-on çeşit erzakın bulunduğu bir nev’î tatlı olan bir yiyecek yapılır ve konu komşuya ikram edilir. Bunun da tarihî bir yönü vardır.

 Nuh (as), Nuh Tufanı’ndan sonra gemisi Cudi Dağı’nda oturduğu gün, gemiyi terk etmeden önce bir şükran ifadesi olarak gemide kalan erzak çeşitlerinden meydana getirilen bir nev’î tatlıya benzer bir yemek yapmıştır. O günden itibaren devam ettirilen bu adet Hz. Nuh’un (as) adeti gereği icra edilmektedir.

Aşûre Günü’nün fazileti hakkında şu hadis-i şerifler nakledilmiştir:

 “Allah rızasını umarak, kim Aşûre Günü’nde oruç tutarsa geçmiş senelerinin günahına keffarettir.”3

“Aşure Günü yapılan iyiliğin sevabı bire yetmiş bindir.”4

 “Kim Aşure Günü aile efradına imkân sağlarsa Allah da bütün sene boyunca ona genişlik verir.”5        

 Muharrem Ayı’nın insan hayatında dönüm noktası olması Hicrî Tarihin başlangıcı olmasıdır. Hz. Ömer’in hilâfetinde bir tarih başlangıcı zarureti doğmuştur. Hz. Ömer, Hz. Saad b. Ebi Vakkas, Hz. Talha ve Hz. Ali’nin de (ra) içinde bulunduğu sahabenin ileri gelenlerinden bir meşveret heyeti teşekkül ettirmiş ve bu heyet müzakere sonucunda Hz. Peygamber’in (asm) hicretini Hicrî Sene’nin başlangıcı ve Hicret de Muharrem Ayı’nda olduğu için Hicrî Takvim’in ilk ayı olarak kabul edilmiştir.

Dipnotlar:

1- Gazalî, Mükaşefetü’l-Gulub, Mektebetü’l-Cumhuriyyeti’l-Arabiyyeti, Kahire-Ty, s.289. 2- Gazalî, a.g.e. s.289. 3- Gazalî, a.g.e. s. 299. 4- Gazalî, a.g.e. s.299. 5- Gazalî, a.g.e. s. 299.

Okunma Sayısı: 3523
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı