"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yılbaşına farklı bir bakış

Halil ELİTOK
31 Aralık 2016, Cumartesi
Her yıl akıl ve izandan uzak yılbaşı kutlama ve eğlencelerine bir başka bakışla bakmayı ve bu geceyi muhasebe ve murakabe gecesi olarak görmek gerektiğı daha doğru olur diye düşünüyorum.

Meseleye Kur’ân ve sünnet gözlüğüyle bakıldığı takdirde gün ve gecelerin bir kutsiyeti yoktur. Ancak meydana gelen olaylar ve hadiseler geceleri ve gündüzleri farklı hale getirir.

Milâdî yılbaşı da olsa yeni bir yıla girerken geçen yılın bir muhasebesini yapmak ve sonucuna göre hayatına çeki düzen vermek her halde yanlışlardan dönme hususunda bir projeksiyon olması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Hadiselere manay-ı ismiyle bakma yerine manay-ı harfiyle bakmak alışkanlığımızı geliştirmeliyiz.

Bediüzzaman Hazretleri’nin Nevruz gününe bakış açısı bize bir ufuk açmaktadır. 

Talebelerinden Muhsin Alev bu hususta şöyle bir hatırasını anlatır:

“Üstad gezmeyi, bilhassa bahar ve yaz aylarında kırlarda dolaşmayı çok severdi. Mahlûkatla, mevcudatla baş başa kalıp derin derin tefekkür ederdi. İstanbul’da Nevruz Günü kıra giderken bizi de yanında götürürdü. Kırda, ’Bugün mahlûkatın bayramıdır’ diye Nevruz’un önemini bize anlatmıştı. Kırda köpeklere ekmek parçası verip, “Bugün, bu Nevruz Bayramından bu köpeğin bile bir hissesi vardır. Bahar mahlûkatın bayramıdır. Biz de onların bayramına iştirak edelim’ demişti. Çok sevinçli bir hali vardı. Nevruz Günü.

”Baharı, haşrin, yani öldükten sonra dirilmenin bir numunesi olarak bilen ve her baharda bitki ve hayvanların yeniden yeryüzüne çıkıp canlanmasını, haşri en güzel şekilde isbat eden bir delil olarak gören Bediüzzaman, “Nevruz Günü bahar mevsimine işarettir” der ve haşrin isbatı hususunda baharı şöyle misal verir: “Haşr-i baharide (bahar haşrinde) görüyoruz ki, (Cenâb-ı Hak) beş-altı gün zarfında küçük ve büyük hayvanat ve nebatattan üç yüz binden ziyade envaı (türleri) haşredip neşrediyor. Bütün ağaçların, otların köklerini ve bir kısım hayvanları aynen ihya edip (diriltip) iade ediyor. Halbuki maddeten farkları pek az olan tohumcuklar o kadar karışmışken kemal-i imtiyaz (mükemmel olarak ayrılarak) ve teşhis ile o kadar sür’at ve vüs’at  ve sühûlet içinde kemal-i intizam ve mizan ile altı gün veya altı hafta zarfında ihya ediliyor. Hiç kabil midir ki, bu işleri yapan zata bir şey ağır gelebilsin; semavat ve arzı altı günde halk edemesin, insanı bir sayha ile haşredemesin, haşa!”   

Okunma Sayısı: 1847
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı