Neden bu başlık? Çünkü “Yeni Asya ve Mevlidler” denince, ilk önce çağımızın büyük İslâm âlimi Hz. Bediüzzaman Said Nursî akla gelir.
Zira yarım asırdan beri Hz. Bediüzzaman’ın Hakk’a vuslatının yıldönümünde yapılan bütün mevlidler Yeni Asya mühürlüdür ve onun dışında hiç olmamıştır. Bu itibarla Yeni Asya Gazetesi “Yeni Asya ve Mevlidler” başlıklı kitap neşretmesi lâzım ve bunun içinde Mahkemeleriyle, izinleriyle, tutuklananlarıyla, katılanlarla, vatan sathındaki getirdiği seslerle, fiilen içinde çalışan isimsiz kahramanlarla mülâkatlar yapması lâzım, Van’dan Isparta’ya kadar...
Yeni Asya tirajı az olmasına rağmen Türkiye sathında ve dış dünyada çok ve sağlam dürüst ses vermiştir. Yeni Asya hiçbir siyasî entrikanın piyonu ve sözcüsü olmamıştır. Yeni Asya’nın ab-ı hayatı, Hz. Bediüzzaman’ın bütün gayesi olan Risale-i Nur Külliyatı’nın âlem çarşısında neşridir ve onu bütün insanlık âlemine gazete lisanıyla ulaştırmasıdır. Misyonu da budur Vizyonu da budur.
19 Ekim 2014 Pazar günü elinizde Yeni Asya’nın 45. Yılının 16.058’inci sayısı elinizde olacaktır. Tavizsiz ve hakperest olan Yeni Asya, yalnız Hz. Bediüzzaman’ın Mevlidleri ile değil, bîhemta eser olan Risale-i Nurlara maalesef bugünkü iktidar kanalı ile çıkan torba yasası ile vurulan kelepçeye karşı da dur demiştir. Çünkü bu bandrol yasağına iktidarın bu ters hareketine karşı ayakta durup, sarsılmadan mertçe ve erkekçe “Yaptığınız kanunsuzdur hukuksuzdur, âdil değildir, mazideki Müslüman düşmanı 163. maddenin ta kendisidir” diyen ve bütün yazarlarıyla avukatlarıyla sağlam okuyucularıyla, meşrû zeminlerde karşı gelmişler haykırmışlardır ve bu direnişe devam etmektedirler.
Ne garibtir ki: 1966 sivil ve 1980 askerî mahkemelerce Risale-i Nurları okuduğumuzdan dolayı şahsıma kelepçe vurulmuştu. Şimdi ise eserin ta kendisine kelepçe vurulmuş ve bugüne kadar basan yayın evlerine yasaklama getirilmiştir. Bugün itibarıyla bandrol yasağının 198. günü 19 Ekim 2014 Pazar günü ise 200’üncü günü olacaktır.
19 Ekim 2014 Pazar günü Yeni Asya’nın yazarları Kocatepe’nin 15 dönümlük bahçesinde şemsiye altında ufak masalarda hem kitaplarını imzalayacaklar hem Hz. Bediüzzaman’ı anlatacaklar ve hem de okuyucularına Risale-i Nurlara yasağın hukuksuz olduğundu söyleyecekler. İstanbul’daki yazarlar toplantısında da bütün yazarlar aynı temenniler üzerinde durmuşlardır ve bugün vazifemiz de budur. Salâvatlar gölgesinde...
198 günden beri Türkiye’yi okuyan ve daima gezerek konuşan Yeni Asya’nın kemter ve kusurlu bir yazarı olarak gördüğüm afatları masamın üzerine yığdım. Satırlara ve makaleme sığmıyor. Gün gelip yazacağım ki nesillere ibret olsun diye. Türkiye günden güne müthiş bir kaosun bir uğursuzluğun bir çıkmazın içine giriyor. Hz. Peygamber (asm) “Sadaka belâyı def eder” buyurmuştur. Hz. Bediüzzaman’da “Risale-i Nur Anadolu’nun manevî büyük bir sadakasıdır” demiştir. Şimdi bandrol adı altında sadakanın yolları kapanmıştır, belâlar sel gibi akmaktadır...
54 yıl önce Hakk’a vuslat eden Aziz Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî için okutulacak olan bu Mevlid-i Şerif inşallah yaralarımıza tiryak ve merhem olacaktır. Üstümüzdeki belâlar ve musîbetlerin kalkması ve ülkemiz bir baştan bir başa gül ve gülistana dönmesi için Başşehir Ankara’dan bütün Âlem-i İslâma duâlar edeceğiz, Fatihalar göndereceğiz, inşaallah...