"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Maziyi avuçladım

Havva KÜÇÜK KONUR
03 Eylül 2017, Pazar
Bir dünya kayboluyor ufkumdan.

Bakışında nazarların kör olduğu, anaforunda hissiyâtın kaybolduğu bir dünya gidiyor sonsuzluğa. Hâlesinde eriyorum, ufkunda kayboluyorum, bakakalıyorum ardından. Sûreti yansıyor aynama, aynalarıma. Ardında bıraktığı yollar, kaldırımlar geliyor önüme. Dünyası dünyama değiyor, dalgalandırıyor içimin dehlizlerini. Vücudum bir zelzeleye tutulmuş gibi titriyor avuçlarımda. Acıyı yaşıyorum bütün zerrelerimle, hasreti sonra. Kayboluyor gölgesi, kararıyor dünyam.

Keskin bir gözyaşıyım bugün. Mazi ellerimde küçük bir oyuncak. Anılar geliyor önüme tek tek. Evirip çeviriyorum sessizce, yaşlarıma mani olamayarak. Yollar gitmişim, kaldırımlar yürümüşüm, ağlamışım karanlık sokaklarda. Arkadaşlar, dostlar biriktirmişim; içimde, kendimde, ruhumda… Azizmiş yıllar, kıymetliymiş. Heybemiz geniş, ufkumuz ince bir çizgiymiş. Bir çocuk görmüşüm sokakta oynayan. Sevinmişim. Kesme kayalı yollarda, yokuşlarda düşmüş hayalim. Güneşe hasret kalmış, bulutları özlemişim. Denizi izlemiş, fırtınalar söndürmüşüm bağrımda. Deniz ufkunu açmış, gönlünü, hicranını sonra. Dertleşmiş benimle, dinlemişim usûlca.

Yeni bir hayata merhaba demişim. Yeniliklere, yeni sayfalara, tazeliklere… İlk defa anneliği tatmışım, yavrumun yumuk yumuk gözlerine bakarak. Onun adım adım büyüyüşünü izlemişim hasretle. Kuşları göstermişim; gökyüzünü, yıldızları, denizi, dalgaları… Küçük çakıl taşları vermişim ellerine. Denize atsın ve kendi dalgasını kendi oluştursun diye. Beraber el sallamışız Karadeniz’in batan güneşinin ardından. Yağmurda, fırtınada, karda çıkarmışım dışarıya. Yağmuru yüreğinde, fırtınayı yüzünde, kar tanelerini ellerinde tutsun diye. Soğuğu hissetsin iliklerinde, soğuyan yüreklere bigâne kalmasın diye. Ağlamışım onunla, gülmüşüm, heyecanlanmışım, üşümüşüm…

Başka kapılar, başka yürekler görmüşüm. Başka diyarlar, başka şehirler seçmişim. Her yer yeni yürekler hediye etmiş bana. Her şehir yeni sayfalar açmış ufkumda. Kiminde durulmuş, kiminde coşmuşum. Kiminde yürümüş, kiminde koşmuşum. Kiminde elimden tutulmuş, kiminde yalnız kalmışım. İnsanlar şehirlere kendini taşımış, şehirler insanlaşmış, ummanlaşmış. Her şehre damgasını vuran Nur dostlar, Nur insanlar olmuş. Her şehrin hikâyesini Nurlandıran, onun yoluna gayret eden, yol yürüyen insanların varlığı olmuş. İnsanlar Nurlanmış, yolları, kaldırımları Nurlandırmış; ışıkları, karanlıkları, şehirleri…

Dostlarım çalmış kapımı. Gözlerinde umudu, mutluluğu, sevgiyi seyrettiğim dostlarım… Şehrin her karışına ayrı iz bırakmış, her caddesine ayrı anı koymuşuz. Yokuşlardan yürümüş, kaldırımlar geçmişiz Nur derslerine gitmek için. Üstadımızı anmış, dersine oturmuş, Sadakte demişiz birlikte. Müdavele-i efkâr çatısında hararetlenmiş, durulmuş hissiyâtımız. Nur alıp Nur vermişiz, muhabbet ve uhuvvetin şahikasına uçmuşuz birlikte. Dakikalar, saatler Risale-i Nur’la güzel.. Seneler, mevsimler dostlarla, derslerle güzel..

Nisyana müptelâ insanın her ânı kalmıyor zihninde. Her ânına ortak olan, paylaşan şahitleri olmasa, hatıralar tazelenmese belki unutulacak her şey, hatırlanmayacak bir daha. Gönüllerde hoş bir seda bırakıp mazi mezaristanına göçecekler. Neyse ki Allah’ın yoluna nezredilmiş dakikalar, kaybolmuyor. Neyse ki Hak yoluna atılmış adımlar yitmiyor. İyi ki ahiret var dedirtiyor umutla ve heyecanla.

Teknoloji pek çok ânımızda yanımızda oluyor artık. Fotoğraflara bakmak bir nebze dindirse de mazinin hasretini, yetmiyor. İnsan tekrar görmek, yaşamak istiyor. Görmek, koklamak, hatta dokunmak… Dostlarına sarılmak, hem-dem olmak, maziye yolculuğa çıkmak…

Geceyi avuçladığım, karanlığı hicranıma katık yaptığım şu dakikalar, işte elimde kalanlar.. Şimdi’m, şu ânım, şu zamanım… Maziyi taşıyorum ellerinden tutarak. Geleceğe umutla bakıyorum. Şimdi’ye hem mazi, hem müstakbel yağıyor sağnak sağnak. Altında ıslanıyorum.                                                                                             

Okunma Sayısı: 1972
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı