Ramazan sevinci...
Büyük olmak, büyüklüğün içerisine giren her şeye sahip olmak, büyük deyince akla gelen her şeyi bünyesinde barındırmaktır. Ramazan’da aklımıza gelen her fiil, amel-i salih işte bu mana ile değerlendirildiğinde, hem Cenâb-ı Hakk'ın büyüklüğüne delil, hem de vermesinin, ihsanının azametine delildir.
Her bir anı, zamanı, dakikası tatlı bir gayret ve telâşın adıdır aynı zamanda. Azm ü cehd göstermek, çalışıp gayret etmek hep bu büyüklükten hissedâr olma çabasıdır. Ramazan’ın kulpuna yapışan, meyvelerine eteğini açan kabiliyeti nispetinde nasibdâr olacak, hisse alacak ve gül tutan elde gül kokusu kalacağı sırrıyla Ramazan’ın rayihası benliğine sinecektir.
Azametin tedai ettirdiği manalar, tıpkı aslına rücû’ eden nehirler gibidir. Yağmur, damla damla birbirine değerek iner, büyür. Aynı cinsten her şey, beraber katıştığı zaman hem kendini, hem sahip olduğu alanını genişletecektir. Ramazan’ın azim sırlarına yapışan da, onun ifade buyurduğu manalar oranında büyüyecek, ihsanı nispetinde mesafe alacaktır. Amel-i Salih ademe değil vücuda dönüktür. Var olan, varlığı besleyen, büyüten her amel, elbette ki o ameli işleyen iradeyi de büyütecektir.
Ramazan’da olma, evvelâ zihnine kazınıp günlük işlerinde bile oruçlu olduğunu, Ramazan ayını tahattur eden herkes öncelikle iradesini güçlendirecektir. Kendi kendine otokontrol, bu zamanda nefsine kazandıracağı bir ameliyedir. Ezan okunmadan nimeti yememe, ezan okunduktan sonra nimete dokunmama, gün içerisinde kendini günahlardan muhafazaya çalışma, hep kendi kendine irade terbiyesidir. İradesi büyük ve güçlü olanın ruhu da büyük ve güçlüdür.
Azamete, azm’e, kâmil manada büyüklüğe ve Ramazan’la büyümeye merhaba!