"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ruha düşen damlalar

Havva KÜÇÜK KONUR
31 Aralık 2017, Pazar
Hasretin ve hicranın koyu elemi, karanlığa eş kaynıyor içimde.

Geceye fersiz gözlerimi bırakıyorum, labirentlerime yol işaretlerini… Hangisini tutsam elimde kalan anılarımı, hatıralarımı.. Sükûtun delici çığlıkları susuyor dimağımda. Sonsuzluğun kanatlanan efsunu esiyor sonra. Elimde olmalı bir şeyler, elimden gelmeli. Ulaşmalı, ulaşabilmeliyim. Heyhât..! İktidarım, elimin uzandığı yere kadar, acziyetim sonsuz, sınırsız… Hayal edince gelmiyor istikbâl. Unutmaya çalışınca silinmiyor mazi. Kendi içimde kendimle çelişiyorum. Arıyorum kendimi, bulamıyorum.

Bir ses geliyor sonra, karanlıklar içinden. Belli belirsiz duyulan, ama derinden bir ses.. “Cannn” diyor bana. İntibaha geliyorum. Deliyorum karanlıklarımı, ışık hızıyla geliyorum labirentin sonuna. Anlaşılmaz sandığım sırlar açılıyor, sırlı  saydığım harfler tebeyyün ediyor. Ezber bozuyorum ilk defa. Güvenin, sevginin, değer vermenin, değer görmenin, kıymetliliğin zengin ikliminde buluyorum kendimi. Sislerim dağılıyor.

Hitabın ezeliyeti ruhumu hâlelendiriyor. Ummanı dünyama akıyor damla damla. Hiç beklemediğim bir anda çıkıveriyor karşıma. Hareketliysem duruyor, duruyorsam hareketleniyorum. Sonsuzluğu tutuyorum ellerimle. Bir içli hasret ulaşıyor hissiyâtıma bu hitapla. Hiçbir iyelik eki almayan, yalın, sade, gösterişsiz, sessiz, hüzünlü bir ses.. Cannn…

Çaresizliğinin, acının, elinden gelmeyişin, mecbur oluşun, mahzuniyetin, mahcubiyetin ulaşabildiği şahika… “Elimde olsa”, “elimden gelse” diyemez de böyle der sanki diyen. İçten gelen bir haykırıştır bu aslında. Gönül telini titretişin resmidir. Sevgi kıvamını bulursa aşk olur, aşk sonsuzluğun perdesini aralarsa can olur, ruhlara dolar, bütünleştirir.

Hiçbir şey can’dan öte değildir. Her ruh, can’a can’ından üfler. İnsan, ruhunu kâinatla, Yaratıcısıyla, Kur’ân’la buluşturursa, can ruhunu geçer, evc-i âlâya havalanır, Yüceler Yücesi’ne kavuşur. Ama nefse, enaniyete, bencillik ve kibre dönerse ibresi, ruh can olmaktan çıkar, esfel-i safiline sukut eder. İnsan her iki madeni de ruhunda hıfzeder, terekesinde saklar, hamulesinde taşır. Enîs ruhlar akar birbirine, ruhunu hakikî manada ruhunda taşıyanlar tanır birbirini görmeden. Uzanır yollar, birleşir, bütünleşir, Cennete ulaşır sonunda.

Ruh insicama kavuşur can’ında. Karanlığın sabaha, gündüzün akşamına, gecenin mehtabına kavuşması sessizliğinde bir kavuşma bu. Her şey susar; rüzgâr, deniz, kuşlar, kelebekler, yıldızlar, asuman… Ufkun alanı daralır, incelir, pembe, mor renklerle menevişlenir ve bir masal çıkar ortaya. Hem sessiz, narin, naif; hem de güçlü, engin ve dingin bir masal…

Can koyuna demir atsa gemiler, sonsuzluğa yol açar, boyutuna buud kazandırır, sessiz çırpınışları sükûnete kavuşturur. Uhuvvetin, muhabbetin halecan ve heyecanıyla kanatlanır ruhlar. Küçük çiçekler açar harfler, tayerân eder sözcükler, sükût eder kelâm… Hani bir damla düşer elinize, yüreğinize de ılıklığını düşürecek türden. Küçük dokunuşuyla mutlu eder sizi, istemsiz gülümsersiniz. Ya da kar taneleri uçuşursa önünüzde, soğuğu hissetmez, çocuklaşırsınız. Sevinciniz katışıksız ve sebepsizdir çoğu kez. İşte öyle bir duygu anaforu bu.

Gönül can içre olmayı diler Yaradan’dan. Canlara ruh olmayı, ruhlara yağmur yağdırmayı diler. Hazanlar uğrarsa limanına, boran, fırtınalar ve kasırgaların tam ortasında kalırsa, önce can’ı solar içinde, ümidini kavi tutsa da.. Bir kar fırtınasının en iflâh olmayan yerinde, çaresizliği ve acizliği adeta damıtarak bedenine massettiği bir hengâmda birine “cannn” diyen can, onu gerçekten ruhuna can bilmiştir. Bedenle ruhun ayrılmazlığı, bölünmezliği ve bütünleşmesi mesabesinde, birbirinden ayrılmayan ve hakikî firakı yaşamayan bir yol çizilir ukbaya doğru. Ve bir Peygamber soluğu düşer nefeslere semadan; müteselli olur, ümitle açar gözlerini hüzünle kapatanlar:

“Dost dostuyla beraber Cennette buluşacaktır…”

Okunma Sayısı: 1519
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ramazan ÇALIŞAN

    31.12.2017 13:52:31

    Canımı isterse canan, minnet canıma. Bir can nedir ki, feda etmeyeyim cana. Derken Yunus, işte öyle bir duygu anaforunda, ruhun insicama kavuştuğu anında müşdesini veriyor bize. Aslında " Her şey susar; rüzgâr, deniz, kuşlar, kelebekler, yıldızlar, asuman…" dediğiniz anda başlıyor herşey...Bizler ise yazınızın efsunlaşmış kelimeleri içindeki labirentlerde,hala dolaşmaya devam ediyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı