Üstad Bediüzzaman’ın iktidara gelip başarılı olmaları için “vatan, millet ve Kur’ân” adına duâ ediyorum diyerek hayatı boyunca destek vererek, talebelerine de bu yönde telkin ve tavsiyelerde bulundukları Demokrat siyasî kadrolar Üstadın ve talebelerinin açık destekleri sayesinde iktidarları boyunca ülkede gerek manevî alanda, gerek maddî alanda unutulmaz önemli hizmetlerde bulundular. Bir çok maddî manevî eserlere imza attılar.
Vefatına kadar Üstadın ve talebelerinin açık desteklerini ve duâlarını arkalarında hisseden Demokratlar bu günkü Siyasal İslâm kadrolarının görmezden geldikleri bir çoklarının tahsillerini yaptıkları bir çok İmam Hatip okulları, Yüksek İslâm Enstitüleri nice Kur’ân Kursları Demokratların açılışını yaptıkları eserlerdir.
O günün şartlarında gerek sanayi alanında, açılışını yaptıkları şimdiki iktidarın yok pahasına sattıkları bir çok fabrika ve sanayi tesislerinin altında Demokratların imzası var. Keza tarım alanında da halen hizmette olan bir çok sulama kanallarına ilâve olarak dev barajlarla bir taraftan elektrik üretiminde, diğer taraftan da tarım alanında ülkenin kalkınmasına unutulmaz hizmetlerde bulundular Demokratlar. Ülkenin kalkınması meyanında mevcut iktidar Demokratların yaptıkları eserlere ilâve olarak kayda değer bir eser koymamakla beraber “eski Türkiye, yeni Türkiye” masallarıyla geçmişte yapılan hizmetleri inkâr anlamına gelen demagojilerle gerçeklerin üstünü örtmeye çalışsa da bu millet Demokratların yaptıkları hizmetleri unutmayacaktır inşallah.
Üstadın ”Halkçılar ırkçıları elde edip, Demokratları devireceklerinden endişe ediyorum..” diye vefatından önce haber verdiği elim olay Üstadın vefatından iki ay sonra aynen haber verdiği gibi gerçekleşti. Halkçılar ırkçıları yanlarına alarak tarihe kanlı ve kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs 1960’da silâh zoru ile milletin helâl reyleriyle iş başına gelen hükümetini devirdiler. Üstadın “İslâm kahramanı” diye taktir ve tavsif ettiği Merhum Menderes ile beraber F. Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı dar ağacına göndererek maalesef hayatlarına son verdiler.
Askerî darbe ile iktidarlarına son verilen Demokratların devamı olarak bilinen Adalet Partisi siyasî arenaya çıktı. Bu partiyi de Nur Talebelerinin kahir bir ekseriyeti Üstadın telkin ve tavsiyelerini dikkate alarak nokta-i istinat oldular. Nur Talebelerinin duâları ve açık destekleri sayesinde gerek manevî alanda, gerek maddî alanda önemli hizmetlerde bulundular.
Ülkemizin ilerlemesine tahammül edemeyen karanlık güçler 12 Eylül 1980’de yine bir askerî darbe ile maalesef Adalet Partisi’nin iktidarına son verdiler.
Bu münafıkane ve tahripkârane darbe bir yönü ile sanki Nur camiasına yapılmış gibiydi. İnanılacak gibi değil, ama hayatı boyunca demokrasiden yana tavrını koyan, “Ekmeksiz yaşarım; hürriyetsiz yaşayamam..” diyen,” hangi isim altında olursa olsun, isterse meşrûtiyet libasını giysin, istibdadı görsem sille vuracağım..” diyen Bediüzzaman’ın talebeleri olarak bilinen ihvanlarının Yeni Asya camiasının dışında, darbecilerin hazırladıkları anayasalarına onay verdiler maalesef.
Seksen darbesine kadar hep Demokratlara nokta-i istinat olup destek veren ihvanlar bundan sonra hep Demokratların kökünü kurutmaya çalışan, Demokratlıkla alâkası olmayan partilere destek verdiler. Kısaca ihvanlarımız bilerek veya bilmeyerek her seçimde haktan haklıdan yana değil; hep en güçlü partiden yana tercihte bulundular.
Seksen darbesiyle beraber Demokratlara olan desteklerinden imtina edip; irtifalarını kaybeden ihvanlar Siyasal İslâm geleneğinin devamı olan partilere nokta-i istinat olup, taraftar olunca adı geçen partiler başa geldiler.
Ve o günden bu güne ülke ve millet olarak çekmekte olduğumuz sıkıntı ve problemlerin önemli bir sebebi de hadimlerin irtifa kayıplarından kaynaklanan Demokrat siyasî kadroların siyasî arenadan uzak kalmaları olsa gerek.