"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Geçmişte de haksızlıklar oluyordu” öyle mi?

Hüseyin GÜLTEKİN
18 Mart 2024, Pazartesi
Zaman zaman, bazı parti meftunlarıyla yaptığımız sohbetler esnasında; keyfî uygulamalarla hukuksuz bir şekilde hakları gasp edilenlerden söz açılınca cevap olarak: “Olacak o kadar. Geçmişte de bu gibi haksızlıklar oluyordu.” gibi kaçamak cevaplar veriyor dostlarımız.

İktidarın dili ile savunmayı alışkanlık hâline getiren bu dostlara: “Eski iktidarların yaptıkları yanlış işle; bu iktidarın da, onların yaptıkları haksızlıkların aynısını hatta bazen kat kat fazlasını yapmasını gerektirir mi?” şeklindeki suallerimizi de sesiz kalmakla geçiştirmelerine ne demeli?

Bilindiği gibi, siyasiler, yaptıkları en yanlış işleri dahi temize çıkarıp, doğru olarak lanse etmek için hamasetle milleti aldatmaya çalışırlar.

Kraldan çok kralcılık rolünü üstlenmiş bu dostlar, bu duruşlarıyla, farkında olmadan, siyasilerin hukuksuz ve keyfî uygulamalarla sebep oldukları nice mağduriyete kendilerinin ortak olduklarının da farkında değiller.

Geçmişte de iktidarlar aksızlıklarda-hukuksuzluklarda bulunuyorlardı diye, bu iktidarın yaptıkları yanlışlara, hukuksuzluklara kendilerince mazeretler üretenlere karşı, örnek olsun diye meslek hayatım boyunca bizzat maruz kaldığım haksızlıklardan bazılarını nazarlara vermek istiyorum.

Yetmişli yılların başlarında Adalet Partisi’nin iktidarında, bir köyde öğretmen iken, önemli bir mazeretimden dolayı ilçe merkezine naklimin yapılması için yaptığım mürcaatta red cavabı aldım. “Mevzuattan ayırıp sana herhangi bir ayrıcalık tanıyamayız.” dediler.

Gelelim, hak-hukukların hiçe sayıldığı darbe döneminde bizzat yaşadığım olaylara... Başta Nurlara olan mensubiyetimden ve daha başka sebeplerden dolayı hedefte olduğumu biliyordum. Ara vermeden, gerek ilçe gerekse il sıkı yönetim komutanları, ya telefonla ya bizzat beni makamlarına çağırarak, sudan bahanelerle beni tehdit edip gözdağı veriyorlardı.

İşte örneklerinden biri: Çalan telefonu kulağıma alınca gür bir sesle: “Ben il sıkıyönetim komutanıyım. Ayağını denk al!” deyince, ben sakin bir üslup ile, kendimi savunma babında konuştum.

Başka bir gün, “Ben ilçe sıkıyönetim komutanıyım. Ben burada Kenan Evren’i  temsil ediyorum biliyor musun? Onun için bundan sonra benim emirlerime uyacaksın” demişti. Ben ise, “Ben kanun ve yönetmeliklere uyarım” diyerek cevap verdim.

Yine bu darbe döneminde sivil kıyafetli bir komutan bana başı örtülü öğretmenlere de müsamahakâr davrandığım şeklinde suçlamalarda bulundu. Cevap verince konuyu kapattı.

Evet, hak-hukukların askıya alındığı darbe dönemlerinde dahi, gözdağı vermek nevinde muamelelerle yetindiler.

Yine yetmişli yılların ortalarında, hakkımda ağır ceza mahkemesinde açılan davada, Bekir ağabeyin yaptığı şahane müdafaayı dikkatle dinleyen mahkeme heyeti, ittifakla beraat kararını verdi.

Son olarak 28 Şubat döneminde, gazetemizin hemen bütün yazarları gibi benim hakkımda da açılan dava sonrasında Yargıtay nezdinde yaptığımız itiraz neticesinde hakkımızda beraat kararı verildi.

Geçmişteki hukuk işleyişi ile şimdiki hukuk işleyişinin mukayesesini; “Eskiden de hukuksuzluklar oluyordu.” diyen parti meftunlarına değil, aklıselim, politize olmamış bütün vicdan sahiplerine havale ediyoruz.

Okunma Sayısı: 1920
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa yaprak

    19.3.2024 01:52:58

    Tebrikler, güzel bir yazı. Vicdani kanaatler ile yazılan yazıları alkışlıyorum. 👏👏👏

  • Kenan

    18.3.2024 19:59:12

    Haksızlık karşısında susmayan yiğitlere selam olsun

  • Anka

    18.3.2024 09:41:46

    Aklıselim insan aranıyor. Bizim partililer de kurtarıcı arıyor. Bir sürü menfaatperestleri de arkalarına katıyorlar. Fener_trabzon maçı Ramazan olsa dahi ruh halimizi gösteriyor...

  • Osman Yıldırim

    18.3.2024 00:30:28

    İşin içinde din ve dindarlık girince herşey farklı değerlendirilip işlenen hukuksuzluğ dindarlıkla kapatmayı çok iyi becermekteler. Adeta dindarlık sanki hukuksuzluğu gerektiriyormuş gibi davranmaktalar. Oysaki dindarlık adil olmayı esas almaktadır fakat söz konusu tarafgir siyaset olunca herşey altüst olmakta ve yapılan her türlü hukuksuzluğun üzeri ortul.ektedir. Zira söz konusu dindar gorünümlü lider olunca geriye kalan herşey teferruat oluyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı