CHP’nin yaptığı adalet yürüyüşü ile milyonlarca mağdur ve masumların problem ve sıkıntılarına tercüman olması karşısındaki yine Yeni Asya’nın tavrını, duruşunu anlamayan veya anlamak istemeyen çevreler iftira ve karalamalarına devam ediyorlar.
Şartlar ne olursa olsun haksızlığı, hukuksuzluğu kim yaparsa yapsın, istibdadı, zorbalığı kim yaparsa yapsın, bedeli ne olursa olsun buna karşı çıkmayı; demokrasiyi, hangi ideolojiden, hangi partiden olursa olsun, gerçek demokrasiyi, hak hukuk ve adaleti savunanlara taraftar olmayı Risale-i Nur’dan aldığı ders ile hakperestliği şiar edinen Yeni Asya, adaletten, hukuktan yana olan merdane duruşunu yine ortaya koymaktan çekinmedi.
Haliyle her zaman olduğu gibi Yeni Asya’nın bu doğru ve yerinde tavrı malûm çevreleri rahatsız etti. Kendileri gibi düşünmeyen her kesimi hiç çekinmeden, “vatan haini, darbeci, PKK’lı“ olarak damgalamaktan çekinmediler. İktidarın sesi olan medya ve partiye aşık ve angaje olan malûm çevreler, bu defa da Yeni Asya’yı CHP’nin yanında olmakla suçlamaya başladılar.
Çektirdikleri onca eza ve cefalara karşı mahkeme müdafaalarında anladıkları dilden pervasızca cevaplar vererek meydan okuyan Üstad Bediüzzaman’ın dâvâsını dâvâ edinen, şartlar ne olursa olsun, tahakküm ve istibdat kimden gelirse gelsin karşı çıkan ve bu güne kadar ağır bedeller ödeyen ve halen ödemekte olan Yeni Asya’yı CHP’ye destek vermekle suçlamaya çalışmak müfterilerin karalama ve iftiralarından başka bir mana ifade etmez.
Tarihî süreçte istibdatlara ve keyfiliklere karşı şimdi demokrasi havarisi kesilen bir çok kimse ve kesim “sus-pus” kesilirken Bediüzzaman ve talebeleri sürgünleri, zindanları göze alarak zalimlere, müstebitlere karşı mahkeme salonlarında din-i mübine yapılan saldırılara karşı savunma yaparak, cihad-ı maneviye bayrağını dalgalandırıyorlardı.
Yakın tarihte de şimdiki iktidarın mazideki partilerinin genel başkanı merhum Erbakan’ın; ”bunlar namaz kılmayan solcu kardeşlerimizdir” diyerek koalisyon ortaklığı yaptığı malûm partinin faal elemanlarından olan ve çıkardıkları anarşi ve terör dolayısıyla çeşitli cezalara çarptırılarak hapishanelerde yatan bir çok militanın af edilmesi için el kaldırırken Yeni Asya o zaman da istibdatlarına karşı çıkarak, hak, hukuk ve adalet mücadelesi veriyordu.
Çok enteresandır geçmişte o partinin yaptığı hukuksuzlukların, adaletsizliklerin aynısını veya benzerini maalesef şimdiki iktidar yapıyor. Yani roller yer değiştirmiş oldu. Sorgusuz sualsiz bir çok insan işinden, aşından, eşinden, çoluk çocuğundan ediliyor.. Ne ile suçlandıklarını dahi bilmeyen binlerce insan hapishanelerde yatıyor.
Yine çok enteresandır bu güne kadar kanunsuz ve keyfi uygulamalarla nam salan malûm parti şimdi uygulanmakta olan keyfiliklere, zorbalıklara, zulümlere karşı hak, hukuk, adalet diyerek yollara düşüyor. OHAL’e son verin diyor. Gerçek suçluları bulun diyor. Masumlara mazlûmlara dokunmayın diyor. Kurunun yanında yaşı yakmayın diyor. Parlamenter sistemi dışlayan “tek adam” şeklindeki idareye hayır diyor. Yani daha doğru bir ifade ile bu parti bilerek veya bilmeyerek konu ile ilgili olarak Bediüzzaman’ın yıllar önce devlet idaresiyle ilgili olarak dile getirdiği ikaz ve tavsiyeleri savunuyor. Başka bir ifade ile malûm parti Yeni Asya’nın öteden beri Risale-i Nur’dan referans alarak her dönemde ve bu günde savunmaya devam ettiği fikir ve düşüncelerin savunuculuğunu yapıyor. Yani karalamayı meslek haline getiren bazı çevrelerin iddia ettikleri gibi Yeni Asya malûm partinin saflarına katılmış değil.