"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB’yi askıya alan AKP bindiği dalı kesiyor

Kâzım GÜLEÇYÜZ
03 Şubat 2017, Cuma
2008’de Yrd. Doç. Dr. İsmail Ermağan’ın sorularına cevaplarımız

Dünden devam:

AK Parti’nin AB politikasını genel hatları ile nasıl görüyorsunuz?

3 Kasım 2002 seçiminin, tek başına anayasayı değiştirmeye yetecek sayıya çok yakın bir Meclis çoğunluğuyla iktidara getirdiği ve hattâ sonraki süreçte bir ara Meclis içi transferlerle o sayıyı da yakalamış olan AKP, ne yazık ki, demokrasinin önünü açmak için son derece değerli olan ve bir daha ele geçmesi pek kolay olmayan eşsiz ve tarihî bir fırsatı kullanamadı. Eğer seçmenin verdiği bu gücü, AB’nin de ısrarla üzerinde durduğu yeni ve demokratik bir anayasayı yürürlüğe koymak ve sonrasında diğer reformları gerçekleştirmek için değerlendirebilmiş olsaydı, ne kendisi son iki yılda yaşadığı sıkıntılara maruz kalırdı, ne de Türkiye bu sıkıntılardan böylesine etkilenerek hem zaman, hem de enerji kaybederdi. 

AKP, iktidar olur olmaz öncelikle ve asıl yapması gerekeni yapmayarak, bilâhare atmak istediği adımların da önünü kesmiş oldu. Çünkü Türkiye’de çeyrek asırdır yürürlükte olan ihtilâl anayasasını tamamen devredışı bırakıp onun yerine AB kriterlerine uygun, demokratik ve çağdaş bir anayasayı ikame etmeden, hiçbir yapısal ve kalıcı reformu başarabilmek mümkün değildir. Nitekim AKP iktidarının altıncı yılının da geride kaldığı Türkiye’nin bugün geldiği nokta, bunu açıkça göstermektedir. 2009 Türkiye’sinde hâlâ asker-sivil ilişkileri AB kriterlerine uygun bir çerçeveye oturtulamadıysa, askerin siyasete ve topluma müdahaleleri farklı yöntemlerle hâlâ devam ediyorsa, aynı şekilde yargı da bir müdahale aracı olmayı sürdürüyorsa, en önemli sebeplerinden biri anayasa reformunun gerçekleştirilememiş olmasıdır.

Konunun bir diğer boyutu da şu: AKP, iktidarının ilk iki yılında yaptığı kısmî AB reformlarıyla, çok farklı toplum kesimlerinin desteğini arkasına almışken, 2004 Aralık’ından sonra reform sürecinde frene bastı. Ve akabinde Türkiye her alanda sıkıntılı gelişmelere sahne olmaya başladı. Onun için AKP’nin AB reformlarını askıya alması, bindiği dalı kesmekten farksız bir davranışın ifadesi. Ve ilginçtir, bütün bu yaşananlara rağmen AKP’nin AB konusundaki rehaveti hâlâ sürüyor. Aylar süren bir belirsizlikten sonra nihayet yürürlüğe konulan yeni Ulusal Programda yıl sonuna kadar yapılması öngörülenlerin siyasî reformlardan ziyade ekonomik içerikli olması ve yeni Başmüzakereci Egemen Bağış’ın AB için “Türkiye’nin diyetisyeni” gibi “hafif ve gayriciddî” ifadeler kullanması, bunun son göstergeleri.

Yarın: Reformları destekledik, vazgeçilmesini eleştirdik

Okunma Sayısı: 5704
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    3.2.2017 15:35:05

    (2) "Şecere-i kâinatın" en kıymetli meyvesi olan insanın temel hak ve hürriyetlerinin ve şahsı mânevinin öne çıktığı bir asırda, devletler de bundan müstağni kalamayacağından, devlet yönetiminde bunları esas almayan ülkekerin, toplumsal barış, huzur ve mutluluk ile maddi manevi refahı sağlamaları zor görünmektedir. Zira zamanın geçer akçeleri adalet, hüriyet, hukukun üstünlüğü, meşveret ve meclis şahsı manevisidir. Bu esaslara riayet eden ve "önce insan" diyen devlet anlayışıyla idare olunan ülkeker ile bunların ittifakı, hür ve demokrat dünyanın hem tesisine hem temâdisine vesile olacaktır. Böyle bir ülke ve ülkeker topluluğunun bir üyesi neden olmayalım? Ekonomiden eğitime oradan toplumda gitgide yaygınlaşan linç kültürüne, ilkokul seviyelerine düşmüş uyuşturucu kullanımına ve harici diplomasiye varıncaya kadar her hâlimiz aynı zamanda devlet idaresindeki ahvâlimizi de gösteren boy aynamız olup, âleme "Eyy!" demeden evvel aynaya bakmak icap eder.

  • Özcan Erkiş

    3.2.2017 12:29:49

    (2) Halktan üstüste yüksek oranlatda oy alarak 15 yıl hem de tek başına iktidar olan bir parti, neden acaba, "AB'yi askıya almakla bindiği dalı keser" yahut kendi ayağına kurşun sıkar? Düşündürücü bir soru. Öyleya kendini bitirecek bir işi bir iktidar niye yapsın ve niye yapar? Bu sorunun cevabını bulursak, niye demokratik parlamenter sistemden Tek Adamlık sistemine geçmek için referanduma "zorlandığımızın" cevabını da bulmuş oluruz. Çünkü AB için "Türkiye'nin diyetisyeni" diyen bir siyasi ideolojiye göre AB, demokratik hukuk devletine giden yolda bir itici ve zorlayıcı güç iken, onlar için tek adamlık yolunda ciddi bir engeldir. Bu gerçeği şu anda gayet iyi görebiliyoruz.

  • Özcan Erkiş

    3.2.2017 12:17:01

    (1) Sayın Güleçyüz, yazı dizinizi tersten okursak, Türkiye'ye Başkanlık getirmek için halkı referanduma -maalesef-zorlayan iktidarın asli hedef ve projisinin AB değil, kendi tek adamlık iktidarının tesisi olduğu anlaşılmaktadır. En azından ben öyle anlıyorum. Yoksa, dediğiniz gibi "eşsiz ve tarihi bir fırsatı kullanamamak" yahut "anayasa reformunu gerçekleştirememiş olması" veyahut "AB reformlarını askıya alması" bir ihmal mi bir kasıt mı yoksa bilinçli bir tercih miydi? Bu soruların cevabı bizim için çok mühim. Zira 15 yıllık tek parti iktidarında bile demokratik hukuk devletinin tesis edilememesi siyasi bir iradenin olmadığını değil, bu yönde bir niyet ve gayretin olmadığına işaret etmektedir. Yazınızdaki Başmüzakereci'nin AB hakkındaki ciddiyetsiz beyanı, iktidarın AB'ye bakış ve niyetini göstermektedir. Tam bir Makyavelist siyaset ve siyasetçi örneği. Yazık bu ülkeye.....

  • burak

    3.2.2017 11:16:38

    Herşey amaca giden bir araçtır.Machiavelli

  • Serdar celik

    3.2.2017 10:47:19

    Slm khk ile ihrac edilenler icin komisyon ise yararmi nolur bir umut nolur bir mujde 7 aydir perisaniz sendika kriterden ciksin nolur.. Aglamaktan...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı