17 yıllık AKP iktidarının geldiği noktada demokrasinin, adaletin, hukukun, yargı bağımsızlığının, hak ve hürriyetlerin, basın özgürlüğünün vaziyetini gösteren düşündürücü örneklerden biri de haber sitesi diken-com.tr’nin haberinde.
Özeti gazetemizde de çıkan (8.8.19) Kemal Göktaş imzalı habere göre, Adalet Bakanlığı bazı iktidar gazetelerinin haberlerinde kişilik haklarının ihlâl edildiği şikâyetiyle açılan davalardaki mahkûmiyetleri bozdurmuş.
Bakanlık bunu Sabah, Takvim, Star gibi iktidar yanlısı gazeteler aleyhine çıkan kesinleşmiş kararları ‘kanun yararına bozma’ talebiyle Yargıtay’a taşımak suretiyle yapmış.
(Detaylar için bkz: www.diken.com.tr/adalet-bakanligi-yandas-basina-calisiyor-aleyhte-kararlari-yargitaya-tasiyor/)
“Kanun yararına bozma’,” ceza yargılamasında olağanüstü bir yol olarak biliniyor ve kesinleşmiş yargı kararlarının Yargıtay’da bozulmasını sağlamak için başvuruluyor.
Ceza Muhakemesi Kanununa göre bu yola hâkim veya mahkeme tarafından verilmiş ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olan karar veya hükümlere karşı Adalet Bakanlığı başvurabiliyor.
Ve Yargıtay dairesinin vereceği karara karşı yerel mahkemenin direnme hakkı yok.
Burada sorgulanması gereken hususlardan biri, Bakanlığın yetkisinin o yayınlarla kişilik hakları ihlal edilenleri değil, iktidar yanlısı gazeteleri korumak için kullanılması.
Şu âna kadar yalanlandığını duymadığımız bu haber bize aynı gazetelerin ve benzerlerinin Yeni Asya hakkındaki iftira ve hakaret içerikli yayınları için savcılıklara yaptığımız başvuruların epeycesinde verilen “Basın özgürlüğü var” gerekçeli takipsizlik kararlarıyla, birilerini rahatsız eden yazı ve haberlerimize getirilen erişim engellerini hatırlattı.
Ve bunlar, Avukatımız Mustafa Özbek’in elinde klasörler dolduracak sayıya erişti.
Sözü getirmek istediğimiz yer şurası:
Biz de basınız, ama Bakanlığın bizim için bir girişimde bulunma ihtiyacı duymaması, “Özgürlük anlayışınız nalıncı keseri gibi hep iktidar medyasına mı işliyor?” diye sorduran yeni bir çifte standart örneği oluşturuyor.
Son dönemde anormal sürecin ârızalarından arınma işaretleri vermeye başlayan Bakanlık, umarız, bu yanlışı da artık bitirir.