Son dönemdeki yargı uygulamalarının gerek içeride, gerek dışarıda sebep olduğu yoğun tartışma, eleştiri ve tepkileri hep birlikte takip ediyoruz.
Gerçi içeride yine yargı sopası kullanılarak salınan korku atmosferi yüzünden, kimse konuşamıyor. Bunca ağır hukuk ihlaline rağmen hukukçular bile suskun.
Ama demokrasi ve açık tartışma kültürünün yerleştiği, hukuk kriterlerinin topluma mal olduğu Batıda durum çok farklı.
Hele bizdeki hukuk ihlallerinin rahip, gazeteci veya insan hakları aktivisti... olan kendi vatandaşlarına dokunduğu hallerde tepkileri çok daha sert ve keskin oluyor.
Bu tür vak’alarda yargı kararlarının iktidar söylemleri doğrultusunda alınması, “Bizde yargı bağımsız ve tarafsız, mahkemelere karışamayız, herşey hukuk içinde yürüyor” iddialarının inandırıcılığını sarsıyor.
“Sizdeki hukuk da bizdeki guguk mu?” gibisinden gayet “veciz ve diplomatik” çıkışlar ise ülkenin imajını tümden bozuyor.
Şimdiye kadarki süreçte, kimi kritik tutukluluk hallerinin, istihbarat güdümlü yayınlar ve siyasetçi nutukları eşliğinde devam ettirilmesi, “Yargı bağımsız” söylemini iyiden iyiye “yalama” haline getirmişti.
Gelinen noktada, Brunson örneğinde görüldüğü üzere, duruşma öncesinde Başkanın “Yargı kararına uyarız” mesajı vermesi, gizli tanıkların iddialarını geri alması ve tutukluluk süresini “Hak ettiği kadar yattı” sonucu doğuracak ince hesaplarla belirleyen bir mahkûmiyet kararı verilmiş olması, artık yargı bağımsızlığı söyleminin tutuklamalar değil, tahliyeler üzerinden seslendirildiği yeni bir aşamayı mı ifade ediyor?
Eğer öyle ise, burada da kararları yine siyasetin belirlediği bir durum söz konusu; ama fark, bu kararların niteliğinde.
En azından normalleşme iklimine geçilmekte olduğunu göstermesi açısından bu da önemli, ama son derece ağır ithamlarla suçlanan Brunson’ın tahliyesi, benzer davalarda darbeyle de, terörle de ilgileri olmadığı halde tutuklanan veya mahkûm edilen on binlerce insanın durumunu da ister istemez gündeme taşıyor.
Umalım ki, MHP’nin af teklifi üzerine iktidar canibinden verilen olumlu sinyaller istikametinde bu sosyal yaraya artık neşter atılsın.
***
Yeni Asya; Risale-i Nur’u anlama, yorumlama ve anlatma gayreti içindedir.