ABD ile gerilimin tırmandığı, Trump’ın gerek bize, gerek İran’a yaptırımları gündeme getirdiği ve buna bağlı olarak döviz fiyatlarının fırladığı günlerde Avrupa’dan gelen destek mesajları, neredeyse tamamen kopma noktasına gelmiş bulunan AB sürecini pozitif bağlamda yeniden canlandırma vesilesi oldu.
İktidar cenahında bu AB desteğinin değerini vurgulayan mesajlar seslendirildi.
Eşzamanlı olarak, evvelce peş peşe krizler yaşadığımız Hollanda, Belçika ve Almanya gibi ülkelerden olumlu sinyaller ulaştı.
Cumhurbaşkanının BM Genel Kurulu için gittiği ABD’den dönerken yaptığı Almanya ziyareti, bu havayı biraz daha ısıttı.
Gerçi ilişkilerin gerilmesinde en etkili sebep olan bizdeki hukuk ve demokrasi sorunlarıyla ilgili anlaşmazlıklar hâlâ devam ediyor.
Bunları Almanya Başbakanı da, Cumhurbaşkanı da gerek ikili görüşmelerde, gerekse genel açıklamalarında ifade ettiler.
Ancak görünen o ki, şimdiye kadarki keskin restleşmeler geride kalmış ve temas ve diyaloglar artarak devam edecek gibi.
Sanırız, bunda Türkiye’deki OHAL rejiminin sona ermiş olmasının da etkisi var.
Dikkat çeken bir husus, evvelce neredeyse tamam noktasına gelinmişken akim kalan vize serbestliği için AB’nin öngördüğü kriterlerden, kalan 6’sının da yerine getirileceğini bizzat Erdoğan’ın ifade etmiş olması.
Bunların başında, en önemli ihtilâf konusu olan Terörle Mücadele Kanununda AB’nin talep ettiği değişiklikler geliyor.
Ankara, Brüksel’in bu noktadaki ısrarlı taleplerine katı bir inatla direnerek bugünlere geldi. Gelinen noktada Cumhurbaşkanının sözü, bu direnişin artık sona ereceği anlamına mı geliyor, herhalde yakında belli olur.
Gerçi Erdoğan “Onların terör anlayışı bizden farklı” demeye de devam ediyor, ama OHAL’in kalkmasıyla verilen normalleşme mesajının bu konuda atılacak pozitif bir adımla pekiştirilmesi hem içeriyi hayli rahatlatır, hem AB sürecinin önünü açar.
Önüne geleni “teröristlik”le suçlama kolaycılığının akıl almaz bir furyaya dönüştüğü çok anormal bir süreçten geçiyoruz.
Bu gidişe artık bir nokta konulup ibre yeniden normalleşme yönüne çevrilmeli.
Hem Türkiye, hem AB süreci için bu son derece önemli.
***
-Türkiye-AB ilişkileri (27.3.18 tarihli scope yayınımız)