"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL komisyonu

Kâzım GÜLEÇYÜZ
23 Mayıs 2017, Salı
Ocak ayında çıkarılan KHK’lardan biriyle bir ay içerisinde kurulması öngörülen, ama dört aydan beri savsaklanan 7 kişilik OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu nihayet işbaşı yaptı.

Bu kadar gecikmesine referandum süreci, komisyonda görev almak isteyenlerin çokluğu ve isabetli seçim yapmak için adayların ince elenip sık dokunması ve komisyonun işleyiş tarzına ilişkin teknik rötuşların çok zaman alması gibi farklı gerekçeler gösterildi.

Adalet Bakanı işbaşı tarihi olarak yaz aylarına işaret etmişti, ancak mağdurların tepkilerinden iyice bunalan AKP’li vekillerin ısrarı ile, Başbakanın son grup toplantısını yaptığı günde komisyonun kurulduğu açıklandı.

Daha önce de Başbakanlıkta ve valiliklerde itiraz kurulları kurulmuştu. Son komisyonun teşkili, bunların işlevsiz ve göstermelik olduğu gerçeğini fiilen de tescil etmiş oldu.

Ama aynı hal bu komisyon için de geçerli.

7 kişi, beklenen 200 bin başvurunun nasıl ve ne kadar zamanda üstesinden gelebilecek?

Komisyonun 2 yıl olarak belirlenen görev süresi, gerek duyulursa her defasında birer yıl olmak üzere uzatılabilecek. Peki, mağduriyetlerin bu kadar beklemeye tahammülü var mı? Belli ki işin o tarafını düşünen yok.

Komisyonun başkanlığına getirilen Menteş’in önceki görevlerinde özgürlükçü kararlara imza atmış olması elbette ki takdire şayan ve memnuniyet verici; ama böylesine devasa boyutlara getirilip çok derin ve yaygın bir insanî krize dönüştülen bir konuda, 7 kişilik bir komisyon neyi ne kadar yapabilir?

Kendisi de KHK ile ihraç edilmiş bir okurumuzun notuyla konuyu şimdilik bağlayalım: 

“Şimdi, açılmış bütün davalar düşecek ve dosyalar komisyona gönderilecek. Komisyon kararlarına yapılacak itirazlar mahkeme yoluyla olacak ve muhatap komisyon değil, en son çalışılan kurum olacak. İşte dananın kuyruğunun koptuğu nokta da burası. 

“Aslında kararı veren komisyon olduğu halde dava kuruma açıldığında kurum kararı kendisinin vermediğini belirterek, kendisi açısından davanın konusuz olduğunu söyleyecek. Mahkemeler de ekseriyetle ve mecburen davanın konusuz olduğuna hükmedecek. Mağdur insanlar yine mercisiz ve muhatapsız kalacak. Sonuçta insanlar bir kez daha oyalanmış durumuna düşürülecek.”

***

Eskilerden Adalet Bakanı ve Müsteşarı+3 isim ve 8 yeni üye ile oluşan HSK keşke “Eski tas eski hamam” demese ve yeni bir sayfa açabilse...

249 şehit, 2193 gazinin sorumlusu kimlerse onlardan hesap sorun. Darbeyle ilgileri olmadığı halde iftirayla içeri tıkılan masumlardan değil.

Bunca masumu yok yere bu kadar zaman mağdur ettiniz, artık yeter. Bari Ramazan’ı evlerinde sevdikleriyle beraber karşılayabilsinler.

Okunma Sayısı: 13151
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    5.6.2017 08:50:35

    Nerde şahsın intikamı,657 deki herkes sözleşmeli olacak işte teröre bulaşmış diyecek istediğini çıkaracak istediğini atacak durum bu gidişat bunu gösteriyor

  • Adil

    23.5.2017 23:42:30

    Yeni takipcinizim.Allah yer ve yardimciniz olsun.

  • Adil

    23.5.2017 23:03:05

    Çok doğru tesbit.

  • Özcan Erkiş

    23.5.2017 16:24:08

    ( 4 ) "Huzur ve refah" devleti ve toplumu nasıl olur, hususiyetleri nelerdir, dünyada örnekleri kimlerdir...gibi pek çok suali kendimize sorup doğru cevabı bulduktan sonra, 15 yıldır ülkeyi tek başına yöneten iktidar cenahına: "Ne zaman huzuru ve refahı getirip, OHAL'i kaldırıp, demokratik hukuk devletini tesis etmeyi düşünüyorsunuz?" diye sormak en tabii vatandaşlık hakkımızdır. Bir siyasal partinin ve başkanlığının meselesi, millet ve memleket meselesi ve menfaatinden önce ve öncelikli ise, herkesin şahsi, siyasi ve ideolojik mülahazadan uzak durup düşünmesi icap etmez mi? Hür, medenî ve demokrat bir dünyanın parçası olarak sorunlarımızı kolayca çözmek yerine kaçmak suretiyle hem artırıyor hem de içinden çıkılmaz hâle getiriyoruz. Halbuki " birlikten kuvvet doğar" sözü mühim bir düsturdur. Hem şahsı maneviye işaret etmekle asrın hususiyetine de uygundur.

  • Özcan Erkiş

    23.5.2017 15:55:49

    ( 3 ) Dahili ve harici problemlerin çözüm yolu, âcilen demokratik hukuk devletine geri dönerek, OHAL ve KHK düzenine son vermektir. Ülkede "huzuru" sağlamanın yolu budur. Toplumsal barış ve huzur, güven ve istikrar; adalet, hürriyet, hukukun üstünlüğü, millet meclisinin şahsı manevisine istinat eden tam ve ileri demokratik bir sistemin varlığı ve kâmil mânâda çalışmasıyla olabilir. Baskı yaparak yahut korkutarak veyahut "siyaset topuzu" ile ülkede ne maddi terakki ne manevi inkişaf olur. İzlenen yol "külliyen" yanlış olup neticesi maddi ve manevi tahribattır. Millet ve memleket menfaatine bu yanlıştan dönülmelidir. Mülkün temeli ve bekâsı adalet ile kaim ve daim ise, bunun mefhum-u muhalifi de; adaletsizlik zulüm olup, mülkü de zir ü zeber eder, demektir. Hem zulüm ile âbâd olan olmuş mu? Artık şu Ramazan-ı mübâreke girerken bari "zalim" olarak girmeyelim.

  • Özcan Erkiş

    23.5.2017 15:31:59

    ( 2 ) 22 Mayıs sabahı, kendimi 1923-1950 arası tek adam, tek partinin yönettiği bir ülkede yaşıyormuş gibi hissettim. OHAL söz konusu olunca "Kusura bakmayın! " diyen, 3Y (yasak,yoksulluk, yolsuzluk )ile mücadele için iktidara gelenler şimdi temel hak ve hürriyetlerden yana değil, OHAL ile yasaklardan yana tavır koyuyorlar. 15 Temmuz kalkışmasının faillerini bulup onlardan hesap sormak yerine, bu bahaneyle, muhtemelen öncedeni hazırlanmış bir bitirme projesiyle binlerce insan mağdur edilmektedir. Temel hukuk kurallarının bile alenen çiğnendiği bir süreçte 7 değil 17 kişilik Komisyon kurulsa ne olur Allah aşkına. Devletin partileştiği, partinin devlet haline geldiği, CB'nın bir siyasal partinin genel başkanı olarak taraf tutttuğu 'yeni Türkiyenin' şeflik döneminden ne farkı kaldı?

  • Özcan Erkiş

    23.5.2017 15:10:49

    Sayın Güleçyüz, hem yazınızı hem KHK mağduru okuyucunun notunu okuyunca, OHAL Komisyonunu-teşbihte hata olmasın- "Bermuda Üçgenine " benzettim. "Komisyon, Mahkeme ve Kurum" arasında mağdurların bir kez daha mağdur edileceği, zaman ve emek kaybını netice verecek bir oyalama taktiği olduğuna inanıyorum. Âdil, tarafsız, bağımsız ve cesur yargıçların bile şu an yapamadığını, 7 kişilik Komisyon yapacak öyle mi? Hem de 200 bin dosyaya! Üstelik her gün yapılan operasyonlarla yüzlerce şüphelinin gözaltına alınmaya devam ettiği bir ortamda. Yüksek Yargının ve bağımsız TC Mahkemelerinin, âcilen adaleti tecelli ettiremediği şu süreçte, siyasî otoritenin talimatıyla işbaşı yapan 7 kişilik OHAL Komisyonu bu işi nasıl yapacak hep birlikte göreceğiz. Adı üstünde OHAL Komisyonu! Ülkemizde OHAL ile hukuk ve demokrasi, KHK ile Meclisin askıda olduğunu bir kez daha hatırlatırım.

  • ali

    23.5.2017 13:03:09

    magdur, magdur yok. acırsak acınacak hale geliriz diyenlrin kurdugu komisyon.

  • sezer

    23.5.2017 07:01:27

    magdur yok diyen insanların ince eleyip sık dokuyarak kurdukları komisyon bağımsız çalışabilir mi?

  • Ahmet

    23.5.2017 00:06:38

    Allah razı olsun, zor zamanda hakkı yazdığınız için...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı