Yazılara ara verdiğimiz günlerde verilen ve tatil öncesi söz verdiğimiz Diyanet yazılarını kesmemek için işleyemediğimiz AİHM kararını bugün değerlendirelim.
Türkiye’de maruz kaldığı hukuk dışı baskı ve engellemeleri hep hukuk içerisinde müsbet hareket prensibiyle verdiği mücadele ile aşarak sayısız hukuk zaferine imza atan Risale-i Nur hizmeti, AİHM’in verdiği son kararla bu vasfını küresel boyuta da taşımış oldu.
Söz konusu kararda, bazı Rus mahkemelerinin Risale-i Nur eserleri hakkında verdiği ve Moskova temyiz mahkemesinin de onadığı yasak kararları, AİHM tarafından, “ifade özgürlüğünün ihlali” olarak değerlendirildi.
Yasak kararlarına gerekçe olarak gösterilen “aşırılık ve halkı düşmanlığa tahrik” iddiasını kabul etmeyen AİHM, eserlerdeki hangi bölümlerin “aşırılık” içerdiğinin gösterilemediğini ve 2000’de Rusçaya çevrilen eserlerin 2007’ye kadar serbestçe dağıtıldıkları halde herhangi bir dinî çatışma veya zarara yol açtığının Rus hükümetince ispatlanamadığını kaydetti.
Ve Rusya’yı tazminata mahkûm etti.
Nur’un dünya ölçeğindeki yeni bir hukuk zaferi olan karar, en zor ve ağır şartlarda bile “Merak etmeyin, Risale-i Nur yasak olmaz” diyen Üstadın bu konuda da kendisini gösteren isabetli öngörüsünün son derece çarpıcı bir örneğini oluşturuyor.
Aslında Rusya’daki Risale yasağı bir “hükümet politikası” olmaktan ziyade, eserlerin orada gördüğü yoğun ilgiden rahatsız olan bazı “komite”lerin marifeti olarak görülmeli.
Bu tesbitimizin dayanaklarından biri, Medvedev’in, devlet başkanı olduğu dönemde 2009 yılında Sungur Ağabeyi, bizzat kendi imzasını taşıyan bir mektupla Rusya’daki bir İslamî toplantıya davet etmiş olması.
Bir başkası, 19. dönem milletvekili Mehmet Özkan’ın aktarımıyla, bir Rus milletvekilinin, “Manevî bunalım içerisindeki Rus gençliğini kurtaracak olan, Risale-i Nur eserleridir” ifadesini kullanmış olması.
Ve Rus diline çevrilen eserlerin, gerek Rusya’nın birçok yerinde, gerekse federasyon sınırları içindeki özerk cumhuriyetlerinde hızla yayılıp kabul görmesi ve benimsenmesi.
Üstadın “Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa Kur’an ile musalâha veya tâbi olabilir” tesbitini doğrulayan bu gelişme ifsad şebekelerini rahatsız etti.
Hukuksuz yasak da buradan kaynaklandı.
Ama AİHM’den döndü.
***
Nur’un beraat ettiği davanın konusu olan kitap için 2.10.17’de yaptığımız scope yayını: