"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dürtü ve güdülerin yönlendirilmesi

Kenan TAŞTAN
21 Ekim 2014, Salı 00:01
Son zamanlarda anlattığı her ders ve verdiği örnekler dersine giren öğrenciler tarafından ilgiyle dinlenir ve gireceği ders dört gözle beklenir olmuştu. O günkü derste işlenecek konu “motivasyon-dürtüler ve güdülerdi.” O gün derse girenler yine büyük bir merakla ne anlatacağını ve nasıl anlatacağını beklerken, Hoca sınıfa girdi; bir amfiye, bir kalabalık öğrenci topluluğuna göz gezdirdi ve konuşmaya elinde getirdiği şişeyi göstererek başladı:

“Çocuklar, elimde gördüğünüz şişede yeni geliştirilmiş bir parfüm mevcut. Uzun yıllar yapılan araştırmalara dayanan bu parfüm, dikkati toplamada çok etkili bir bileşim içermektedir. Birazdan şişenin kapağını açacağım ve sizlerden şişeden yayılan parfüm kokusunu tanımanızı isteyeceğim. Sonrasında konuyu anlatacağım ve şişeden yayılan kokunun dikkatlerinizi toplama hususunda sizlere faydalı olup olmadığını soracağım. Dikkat edin, çünkü çok tanıdık bir koku bu.” 

Bu açıklamadan sonra Hoca şişenin kapağını açtı. Birkaç dakika içinde sınıfta kokuyla ilgili farklı yorumlar gelmeye başlar. Kimine göre bu koku gül kokusuydu, kimine göre karanfil, kimine göre ise amber. Öğrenciler yirmiye yakın farklı koku tahminine bulunmuştur. Hoca, öğrencilerin koku ile yaptığı yorumları tek tek not etti ve kokunun yeterince teneffüs edildiğine kanaat getirdiğinde o günkü konu başlığı olan “motivasyon-dürtüler ve güdüler” konusunu anlatmaya başladı.
Sınıf pür dikkat hocayı dinliyordu. Yaklaşık 270 kişinin bulunduğu amfide sinek uçsa duyulacak bir sessizlik hâkimdi. Öğrencilerin çoğu içinden şişedeki koku ile ilgili yorumlar yapıyordu: 
“Hakikaten bu koku müthiş…”
“Konsantrasyonu korumada çok etkili”
“Hocaya rica etsek bu kokudan bize de verse ve her ders öncesi sınıfa sıksak ve dersleri daha iyi dinlesek, ne iyi olurdu”
Hocanın her dersi dikkatle dinlenir ve zevkli geçerdi ama bugünkü bir başka olmuştu. Hoca yavaş yavaş dersin sonuna yaklaşırken, artık kokunun mahiyetini açıklama zamanının geldiğine kanaat getirdi. 
“Evet, çocuklar şimdi size kokunun aslını açıklayacağım; sınıfa getirdiğim şişenin içerisinde sadece ve sadece su vardı. Yani özel bir koku yoktu.” 
Koskoca amfide bir anda bir sessizlik oluştu.
“Ama hocam” diye atıldı bir öğrenci, “hemen hepimiz siz şişenin kapağını açtıktan kısa bir süre sonra farklı farklı da olsa güzel kokular aldık; peki bu nasıl oldu?” 
“Aldığınız kokuları benim yönlendirmem sayesinde ve iç dünyanızdan gelen duygularla aldınız. Eğer gerçekten söylenene inanır ve motive olursanız, olmayan bir şeyi varmış gibi algılarsınız. Bir olayı algılayış şekliniz bakış açınıza ve tamamen o olaya yüklediğiniz anlama göre değişir. Duyum objektif, algı ise sübjektiftir bir olgudur. Algının nasıl, ne zaman ve ne şekilde olduğu kişiye bağlıdır. Nasıl inanırsanız veya inandırılırsanız öyle algılarsınız. İnsan kendi bakış açısıyla gördüğünü veya gördüğünü zannettiğini bir süre sonra yaşamını şekillendirmekte kullanır.”

***

Algı ile olgunun günümüzde çok sık karıştığı ve hatta bilerek manipülatif olarak karıştırıldığı bilinen bir gerçek. İnsan her gördüğünü gerçek ve görmediğini de yok sayarsa algı ile olguyu karıştırmış ve dahası aklını gözüne indirgemiş olur; ama bilinen bir gerçektir ki göz maneviyata karşı kördür.
Toplumsal mühendislikte çok sık kullanılan bir yöntemdir bu. Bir olayı bize nasıl göstermek ve hissettirmek istiyorlarsa önce bir şişe gösterir ve sonrada o şişede olmayan bir kokuyu bize beğendirmeye çalışırlar. Bazen de o şişede hakikaten bir koku vardır ama ne amber, ne misk ne de gül kokusudur o; o koku sadece kazuletten ibarettir ama bizi misk diye inandırırlar.
Son dönemlerde İslâm, şiddet, vahşet, soy kırım, savaş… gibi kavramların yan yana getirilerek her gün medyada saatlerce yayınlanması, konuşulması, tartışılması bu sosyal mühendislikten başka bir şey değildir. Yerseniz yedirirler.
Haberiniz olsun; uzun süredir birileri şişenin kapağını açtı: Yoksa sizin burnunuza hâlâ koku gelmedi mi?

Okunma Sayısı: 3265
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı