"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gençlik hizmet zamanıdır

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
07 Şubat 2016, Pazar
Hayat bir faaliyettir ve harekettir. Kâinatın ruhu ve nurudur. Kâinatın özü ve hülâsasıdır.

Onu aşkla, gayretle ve inançla ayakta tutan ise şevktir. Bizlere bahşedilen gençlik nimetini iyi kullanırsak dar-ı saadette ebedî bir gençlik bizi bekliyor olacak inşallah. Biliyoruzki hayat yaşamak içindir. Hayatımıza belli gayeler koyarak aşkla, heyecanla yaşamak gerekir. Gayretimizi, inancımızı yitirmeden ve istikametten şaşmadan. Varlığımızın sırrını kavrayalım ki insaniyet mertebesine çıkarak meleke kazanabilelim.

Bediüzzaman bunu şöyle ifade ediyor:

“Sizdeki gençlik kat’iyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız; o gençlik zayî olup başınıza hem dünyada, hem kabir de, hem ahirette kendi lezzetinden çok ziyade belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve namusluluk ve taatte sarfetseniz, o gençlik manen baki kalacak. Ve ebedî bir gençlik mânen baki kalacak. Ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.”1

Ne güzel bir müjde bizler için. Keyfe kâfi olan helâl dairede kaldığımızda hem bu dünyada rahat ediyoruz, hem de ebedî bir âlemde genç kalabiliyoruz. İşte burada imanımız devreye giriyor. Ve onu gerektiren sabrı kullanarak gençlikte her şeye karşı sebatla mücadele etmek gerek. Belki böylesi bir asırda zor bir durum lâkin cenneti dâvâ edenler için değmeli her şeye. Hem gençlikte insan ne ile meşgul olursa istidatları onda inkişaf edebilir. Ve kişinin gerçek değerini gösterir ne ile meşgul olduğu. Allah’ın bizi ne kadar sevdiğini görmek istiyorsak meşgul olduğumuz şeylere bir bakmalıyız.

Evet Risale-i Nur mesleği maddî mânevî feragat mesleğidir. Bu düstura talebelerinin de riayet etmesini isteyen Üstadımız: “Ben maddî ve manevî her şeyimi feda ettim, her işkenceye katlandım, her musîbete sabrettim. Bu sayede iman hakikatleri her tarafa yayıldı. Bu sayede Nur mekteb-i irfanının yüz binlerce, belki de milyonlarca talebeleri yetişti. Artık bu yolda, iman hizmetinde olanlar devam edeceklerdir. 

Meselâ Üstadın “kâinata değişmediği” Zübeyir Ağabeyimiz.. Asrın Ebubekiri.. Üstadın hizmetinde gençliğinin baharını, hayatının verimli zamanlarını, Aziz Üstadımızın dâvâsına fedâ etmişti.

Zorluklar elbette olacaktır. Umur-u hayriyenin çok muzır manileri olur. Şeytanlar bu yollara taş koyacaktır. Ama bizim vazifemiz o taşları kaldırmak ve sebatla çalışmaktır. Dâvâna sadıksan bunlar sana güç verecek.

Hem Zübeyir Ağabey ne diyor:

“Meşakkat bizim gıdamızdır. Rahatlık isteyen kabre gitsin.”2

Evet gençlik çalışma zamanıdır. İyi ve hayırlı işlerle meşgul olma zamanıdır. Hele ki elimizde Kur’ân ve iman hakikatleri varsa büyük bir gayretle feragat zamanıdır. Bu hakikatleri gelecek kuşaklara taşımak için aşkı büyük, dâvâsı temiz, içi berrak, ruhu deryalar gibi engin gençler lâzım. İslâm’ın derdi ile tutuşan ve yanan meş’aleler gibi etrafı aydınlata gençler. Tam manasıyla Muhabbet Fedaileri lâzım. Okuyan, merak eden ve tahkik eden gençler ancak gelecek zulümatları aydınlatacaktır. Bizler bugün Nurun bayramını yaşıyoruz.

Bugün artık Üstadımızın dâvâsını deruhte eden Nur Talebeleri ayrı birer rahmet bulutları halinde teşekkül etmiş bulunuyor. Ve rahmet damlalarını nurun bağ ve bostanlarına döküyorlar. Zeminde ekilen Nur tohumlarının neşv ü nemasına, yeşillenip çiçeklenmesine, meyve vermesine vesile oluyorlar.

Bu bir ihsan-ı İlâhidir, ikramdır, lütuftur. Bunun şükrünü ve zekâtını en güzel şekilde eda etmeliyiz.  Bizler de Nurun birer talebeleri olarak (inşaallah) gençliğimizi en güzel zamanlarımızı bu uğurda feda etmekten çekinmemeliyiz. Bütün insanlığa ışık olup nur saçmalıyız. Şairin dediği gibi damlalar birbirine karışarak, aşk ile coşarak, çay olup nehir olup denizleri oluşturduğu gibi bizlerde bilgi ve sevgi sermayemizi gönül vadilerimizden akıtacağız. İman gözlüğüyle olayları tefekkür süzgecinden geçireceğiz. Ve hasbi bir anlayışla, sevgiden bir gökkuşağı oluşturacağız. Şefkatten bir gül demeti uzatacağız. Gönül dünyamızı marifetle işleyeceğiz. İmanın insanı insan eden değerleri ile yepyeni bir sayfa açacağız. Ve damla damla coşarak okyanuslara ulaşacağız inşaallah..

Dipnotlar:

1) Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, 13. söz.
2) Zübeyir Gündüzalp.

Okunma Sayısı: 1447
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı