"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gençlik ve demokrasi

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
21 Nisan 2018, Cumartesi 01:35
İhtilâller paradoksunda çırpınan Türkiye'nin en büyük sorunu politikayı çirkin göstermesidir.

Menfaat üzerine kullanıldığı için, siyaset menfi zannediliyor. Halbuki imandan gelen hak, hukuk, adalet, hürriyetin tam bir şekilde sağlanması yönetimle mümkün. İmanlı bir toplum, imanının gereğini hayatına yansıtan uygun bir devlet yapısıyla yönetilmek ister. Bunun için herkesin hakkını gözeten ve umumi fikirleri esas alan kanun gerekir. Bediüzzaman bunun şeri hükümler olduğunu söyler. Bize düşen siyaset yapmak değil elbette, ancak hakkı koruyarak iman esaslarının kaynağı olan Kur'ânî hükümleri hayatımıza tatbik etmektir. Millet cehaletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti müstebit yapar. Maalesef gençlerin önüne fikri baskılar, engellemeler koyularak demokratik ortam sağlanmıyor. Halbuki ilerlemek için, hür zeminde sağlam adımlar atacak gençlere ihtiyaç var. Taşkınlık yapan, şiddete meyyal, fanatik kafalı gençlere değil; bilgili, ilgili, farklı fikirlere saygılı, sevgiyle donanmış yüreklere ihtiyaç var.

Meşrûtiyet, bir emniyet ve güven ortamıdır. Herkesin her türlü hukukundan emin olduğu bu yönetim, o devletinde ömrünü uzatır. Dinimiz de bunu emrediyor, "Onlar öyle kimselerdir ki Rabblerinin çağrısına kulak verip, namazı hakkıyla ifa ederler. İşlerini istişare ile yürütürler, kendilerine nasib ettiğimiz imkânlardan hayırlı işlerde sarf ederler."1  Evet demokrasi İslâmiyet’tendir ve İslâmiyet’in öngördüğü bir yönetim ve idare sistemidir. Demokrasiyi İslâmiyet kuvvetiyle bakileştirmek gerekir. Bunun için şahıslar değil, her bir ferdin fikirlerinin esas alındığı meşveret ortamı oluşturulmalı. Bediüzzaman, şahıs değil, kanun eksenli bir yönetim olması gerektiğini şu şekilde söylüyor, “Kuvvet kanunda olmalı. Yoksa istibdat tevzi olunmuş olur.”2 Bu baskıyla, gençliğin şevki kırılarak, tembelliğe götürülüyor. Belkide gençlerin siyasete ilgisiz kalmalarının en büyük sebebi bu. Algı operasyonlarıyla birlikte bu maneviyat değerlerindeki boşluk, gençliği sarhoşluğa itiyor. Gençleri kapandıkları his ve sanal âlem sarhoşluğundan kurtarıp, cazip projelerle aktif ve dinamik hale getirmek lâzım. Risaledeki şevk-i mutlak hakikati bu durumu formüle etmiştir. "Bir milletin gençliği ne zaman Kur’ân ve ondan lemean eden ilimlerle teçhiz ve tahkim edilmişse, o vakit o millet terakkî ve teâlî etmeye başlamıştır.”3

Gençlerin bu şuuru kazanmaları için sağlam bir iman ve akide terbiyesi alması gerekir. Maalesef eğitim bu sonucu veremiyor. Bediüzzaman Said Nursî’nin Medresetüzzehra üniversitesi bir demokrasi üniversitesi olarak bu vazifenin hakkını veriyor. Zira Medresetüzzehra’nın kuruluş amaçlarından biri de Meşrûtiyet ve hürriyetin mehasinini göstermektir. Risâle-i Nur gözlüğüyle hürriyet ummanına dalan gençlik, bütün kabiliyetlerini bozulmadan açığa çıkaracak ve toplumu refah seviyesine ulaştıracaktır.Hürriyet Cenâb-ı Hakk’ın Rahman isminin insanlara bir hediyesidir ve imanın hassasıdır. Demek iman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte Asr-ı Saâdet…

Dipnotlar:

1) Şûrâ, 42/38.

2) Divan-ı Harb-i Örfi, Hakikat, s. 65.

3) Şuâlar, s. 678.

Okunma Sayısı: 2178
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı