"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölüm hakikati

M. Ali KAYA
24 Şubat 2018, Cumartesi
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre 2016 yılında 422 bin135 kişinin öldüğünü açıkladı.

Bu durumda ülkemizde saatte 294 kişi ölmektedir. Bu her dakika 5 kişi ölüyor demektir. Nüfusumuz 2018 yılı itibarıyla 80 milyon 810 bin 525 olduğuna göre nüfusumuz arttıkça bu oran da artacak demektir.

Ölüm bir gerçek... Ve bize birşeyler söylüyor, fakat fark edilemiyor. İçimizden her biri bir gün ölmek zorunda olduğunu biliyor; fakat kimse buna gerçekten inanmıyor. Ama ne var ki hayatta ölümden daha gerçek, daha genel, daha kaçınılmaz ve inkâr edilemez bir şey yok...

Zaman yasasına tabi olan her şey yıpranmaya, yaşlanmaya, ölmeye ve çürümeye mahkûmdur. 

**

Hz. Ali’ye (ra) “Ölümün habercisi var mıdır?” demişler. “Evet!” demiş. “Nedir?” dedikleri zaman “Doğumdur!” diye cevap vermiş... 

Zira her yeni doğan canlı belirsiz, fakat muhtemel programlanmış bir gelecekte kaçınılmaz olarak hayata veda etmeye adaydır. 

Bediüzzaman’ın dediği gibi; “Her taifenin, gerçi fertlerin zâhiren muayyen bir vakt-i eceli görünmüyor, fakat o taifenin iki had ortasında mahdut bir zamanda ecelleri muayyendir.” (Mektubat, 2013, s. 411.)

Ölümü düşünmek belirsizliklerin ilki ile karşı karşıya kalmaktır. Fakat ne ilginç bir paradokstur ki, her gün ölenleri gördüğümüz halde kimse kendisinin öleceğini düşünemiyor. 

**

Yüce Allah Kurân-ı Kerîmde “Küllü nefsin zâikatü’l-mevt” yani “Her nefis ölümü tadıcıdır” (Âl-i İmran, 3:185; Enbiya Sûresi, 21: 35; Ankebut Sûresi, 29:57.) buyurur. Yani; “Nev-i insanî bir nefistir; dirilmek üzere ölecek. Ve küre-i arz dahi bir nefistir; baki bir surete girmek için o da ölecek. Dünya dahi bir nefistir; ahiret suretine girmek için o da ölecek” (Lem’alar, 2013, s. 518.) manasını ifade etmektedir.

“Çünkü, bir şey kanun-u tekâmüle dahil ise, o şeyde alâküllihal neşv-ü nema vardır. Neşv-ü nema ve büyümek varsa, ona alâküllihal bir ömr-ü fıtrî vardır. Ömr-ü fıtrîsi varsa, alâküllihal bir ecel-i fıtrîsi vardır. Gayet geniş bir istikra ve tetebbu ile sabittir ki, öyle şeyler mevtin pençesinden kendisini kurtaramaz.” (Sözler, 2013, s. 863.)

**

“Ölüm bir son mudur?”

“Mevti veren O’dur. Yani, hayat vazifesinden terhis eder, fâni dünyadan yerini tebdil eder, külfet-i hizmetten âzâd eder. Yani, hayat-ı fâniyeden, seni hayat-ı bâkiyeye alır. 

İşte şu kelime, şöylece fâni cin ve inse bağırır, der ki: Sizlere müjde! Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil. Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.” (Mektubat, s. 380.)

Okunma Sayısı: 3693
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı