"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuklarımız ve medya

M. Fahri UTKAN
26 Nisan 2018, Perşembe 00:39
Annesi Kaan’a: “Oğlum yeter artık, bilgisayarda oynadığın. Biraz çık dışarıda oyna arkadaşlarınla.”

Kaan: “Tamam anne, ya. Berat’a mesaj attım. Beraber maç yapacağız.”

Biraz sonra, bahçeden sesler gelir. Annesi bakar ki, Kaan gerçekten dışarı, bahçeye çıkmış, ama önünde laptop’u heyecanla bağırıp duruyor. 

Anne: “Ne oluyor oğlum, hani Berat’la futbol oynayacaktınız?”

Kaan: “Oynuyoruz işte anne. O kendi bilgisayarında ben de burada karşılıklı maç yapıyoruz. Beni meşgul etme zaten 2-1 yenik durumdayım.”

Buna benzer diyalogları siz de duyuyor musunuz, acaba yakın çevrenizde?

Maalesef çocuklarımız, torunlarımız bilgisayarların, laptopların, tabletlerin ve cep telefonlarının esiri olmuş durumda. 

2-3 yaşlarından itibaren çocuklar cep telefonlarıyla başlayıp diğer teknolojik aletleri bizlerden daha güzel (!) kullanıyorlar. Adeta bütün aletler ellerinde bir oyuncak, istedikleri gibi yönetiyorlar onları, yoksa onlar mı çocuklarımızı yönetiyorlar?

Hangisi yönetse de diğerini, sonuçta çocuklarımız elden gidiyor gibi geliyor bana. “Çağımızda teknolojinin hızla gelişmesi, sosyal medyanın bilinçsiz kullanımı ve dijital araçların yaygınlaşmasıyla birlikte teknoloji bağımlılığı şekil değiştirerek hayatımıza ‘e-hastalıklar’ olarak bilinen bazı olumsuzlukları taşıdı.

Çağın hastalığı olarak da nitelendirilen bu hastalıklar daha çok çocuklarda ve gençlerde görülüyor ve gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor. E-hastalıklar kişilerde kaygı, korku, huzursuzluk gibi duygular oluştururken, nefes darlığı ve baş dönmesi gibi birtakım fizyolojik yan etkilere de yol açabiliyor.” 

Elbette yukarıda saydığımız aletlerin faydalı yönleri, çok güzel tarafları var, ölçülü kullanıldığında. Ama dengesiz bir şekilde ne yaptığını, ne için yaptığını bilmeden, araştırmadan yapılan kullanımlar; gereksiz zaman kayıplarına, çocuklarımızın kafalarının karışmasına vs. sebep olmaktadır.

Peki, ne yapmak gerekir o takdirde?

“Bu zamanda ehl-i İslâm’ın en mühim tehlikesi, fen ve felsefeden gelen bir dalâletle kalplerin bozulması ve imanın zedelenmesidir. Bunun çare-i yegânesi Nurdur, Nur göstermektir ki, kalpler ıslah olsun, imanlar kurtulsun.” (16. Lem’a)

Evet, yukarıda belirtildiği gibi kalpler bozulduğunda, imanlar zedelendiğinde esas hastalıklar, yani ebedî hayatı etkileyen hastalıklar, durumu daha kötüleştiriyor.

Böyle bir durumla inşallah karşılaşmayız, ama karşılaştığımızda da şu ilâcı kullanmamız tavsiye edilmektedir; “Ey hasta kardeşler! Siz gayet nafi ve her derde deva ve hakikî lezzetli kudsî bir tiryak isterseniz, imanınızı inkişaf ettiriniz.” (25. Lem’a. 25. Deva)

Bunun için, tebliğde ilk önce nefsimizden, hane halkından başlamak, sonra mahalle ve şehir... Şeklinde daireyi genişletmek (Meyvenin Dördüncü Meselesinde geçtiği gibi) gerekiyor. 

Yani önce kendimizde varsa böyle hastalıklar (medyayla ilgili hastalıklar), önce kendi nefsimizde bu konuyu halletmemiz, sonra çocuklarımızda, torunlarımızda daha sonraki çevremizde düzeltme yoluna gitmeliyiz.

Bunun yolu da, okumaktır. Önce kendimizi okumak, kendimizi tanımak, yaratılış görevlerimizi öğrenmek ve asıl olan da imanı, Allah’ı, Peygamberi (asm), kitabı ve kitabın bildirdiklerini öğrenmektir.

Elbette söylediğimiz teknolojik aletleri kullanmayalım demiyorum. Hem onları kullanacağız hem de onlarla okumalıyız. Yani her şeyi yerli yerinde kullanmak, gerektiği kadar kullanmak, onların bizi yönettiği değil bizi onları yönettiğimiz günlere dönmeliyiz.

Kitap okumak da önemli, bilgisayarı, akıllı telefonu da kullanacağız, ama her şeyi yerinde ve zamanında önemi kadar kullanacağız.

Okunma Sayısı: 2340
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı