"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bağnazlık, sohbeti sabote ettirir

M. Latif SALİHOĞLU
18 Ocak 2018, Perşembe
Hayırlı, makbul, güzel insanları hâl ve tavrı gibi sohbet-gündem konuları da bellidir: İyilik, güzellik, iman, ahlâk, fazilet, huzur, saadet, emniyet...

Nerede olsalar, nereye gitseler bunları konuşur ve bu insanî cevherleri sohbet konusu yapmaya çalışırlar.

Etrafa ışık yayarlar, nur saçarlar, emniyet ve memnuniyet hissini inkişaf ettirirler.

Böylesi mübarek ve muteber kimseler, bilhassa dost ve ahbap meclislerinin aranan, özlenen, gözlenen bir değeri, bir “kamber”i hüviyetini kazanırlar.

Bulundukları ortama, orada yapılan sohbete artı bir değer kattıkları için, ayrıca sevilir-sayılırlar.

Rabbim sayılarını arttırsın.

* * *

Bir de, yukarıda anlattıklarımızın tam tersi durumunda olanlar var. Herşeyi berbat etmeye birebirdirler.

Ajitasyon yapmada, sohbeti sabote etmede, insanları rencide etmede, yufka yürekleri kırıp dökmede üstlerine yoktur.

Asabî mizaçlıdırlar. Dar görüşlü, dar ufuklu, sığ düşüncelidirler. Nezaketten mahrûm, âdâb û erkândan yoksundurlar.

Çoğu meselede zihinleri sürmenaj olduğu için, saplandıkları bataklık içinde patinaj yapmaktan kurtulamazlar. Etrafı da çamur ile, gürültü ile kirletip dururlar.

Meselâ, diyelim ki: Siz bir dost-ahbap meclisinde tatlı tatlı sohbet ediyor, fikir teatisinde bulunuyorsunuz. Farklı bakış açılarıyla sohbet konusu öyle zenginleşmiş, öyle tatlı, zevkli, feyizli bir hale gelmiş ki, âdeta bitmesini istemiyorsunuz.

İşte, tam da böylesi bir safhada devreye giren veya konuşmaların üzerine atlayan o mâlum itici tipler, bir anda o “sohbet-i ihvân” havasını değiştirir, altüst ederler. Amiyâne tâbirle, o tatlı-feyizli sohbetin içine ederler.

Tam kıvamını bulmaya doğru seyreden o sohbetin içine—en hafif tâbirle—limon sıkar, sirke döker, soğan karıştırır, sarımsak bulaştırırlar; velhasıl, o güzelim ortamı fena halde kokuşturup dururlar.

Öyle ki siz o anda en kıymetli birer mücevher olan imândan, takvâdan, ahlâktan, faziletten bile söz etseniz, o tutar konuşmaları bambaşka bir alana çekmeye ve meselâ şu tarz dinamit lokumlarıyla ortalığı allak-bullak etmeye başlar: “Yahu beyler! Zaten hepimiz mü’miniz, Müslümanız, dindarız... Şimdi burada asıl önemli olan, kimin nereye ve kime oy verdiğidir. Biliyorsunuz, küfür tek millettir. O halde, biz de tek millet, tek bilek olmalıyız. Öyle ayrı ayrı partilere, liderlere oy vermekle tek millet, tek bilek olamayız. Şimdi bırakalım şunu-bunu konuşmayı da, asıl bu konuya bir açıklık getirelim. Hıı, ne dersiniz? Hadi beyler...”

Bu itici mi itici “siyasetçi” tiplerin, bir de “ticaretçi” versiyonları var. Onların nakaratı da şöyledir: “Sahi siz nereye ve kime para yardımında bulunuyorsunuz? Zekât, sadaka, fitre, burs, kurban..., yardımlarını nereye yapıyorsunuz? Bunlar çok önemli şeyler. Bence asıl bunları konuşmalı, bunları netleştirmeli...”

Al birini vur ötekine...

Gerçekten de bu tipler bir türlü vasatı bulamıyor, vasatı tutturamıyor. Ya ifrata, ya tefrite kaçıyor. Mübalâğa deseniz, daniskasını yaparlar.

Muharrik-i bizzat değiller; bilvâsıta hareket ederler. Kendilerine ait aklî, fikrî ölçüleri yoktur. Genelde slogancıdırlar; keza, damgacı ve ithamcıdırlar. Sıkıştıklarında, anında damgayı yapıştırır, üstüne de küfür-hakareti basarlar. Çok can sıkıcıdırlar.

* * *

Netice itibariyle, maalesef ki böyleleriyle normal bir sohbet havasını teneffüs edemiyor, nezâket kàideleri içinde diyaloğu sürdüremiyorsunuz.

Zira, bağnazca yaklaşımları bir yana, bunlar genellikle şartlanmış kimselerdir. Akıllarını kiraya verdikleri gibi, mizaçlarını da dumura uğratmışlar.

Onlarla yapacağınız konuşmaların tadı kaçar. Sohbetler verimsiz kalır. Diyaloglar kısır döngüye inkılâp eder.

Tatlılaşan kardeşane sohbetler bile, bir anda seyir değiştirir ve yerini şiddetli tartışmalara, kırıcı münakaşalara terk eder.

Buna ise hiç gerek yok. Aksi halde, kendimizi de, başkasını da boş yere yormuş oluruz. Feyizli ve faydalı bir netice için, dikkatli olmalı ve ihtiyatlı gitmeli.

***

@salihoglulatif:

Evet, maalesef, ne yazık ki... Hatta, yazıklar olsun ki, bir mü’min ve Müslüman olarak, dindar da olsa, fanatik-bağnaz tiplerle ağız tadıyla konuşamıyor, kardeşçe sohbet edemiyoruz; hemen anında damgayı basar, itham ve hakarete yönelirler.

Okunma Sayısı: 4627
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Üzeyir

    18.1.2018 10:57:56

    Latif bey,ellerinize, kaleminize sağlık. Maalesef bu tip kimseler hiçbir zaman son bulmazlar. Bunlar genelde ön yargılıdırlar. Ne kadar delil getirseniz, meselelerinizi ispat etseniz de bu tipler yine de bildiğini okurlar. Cenab-ı Allah böylelerini ıslah eylesin ve bu durumda olanların şerrinden cümlemizi muhafaza eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı