"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müjde! Ekmek 5 lira oldu (2)

Mehmed KILIFOĞLU
16 Nisan 2016, Cumartesi
Bir önceki yazımızda, garibanın bir numaralı besin maddesi olan ekmeğin fiyatının 5 TL’ye çıktığını ve bugünkü yazımızda ekmek fiyatlarının makul seviyelere indirilip stabilize edilebilmesi için neler yapılması gerektiğini yazacağımızı bildirmiştik.

Gerçekten, sütün litresinin 1.95, yumurtanın kilosunun 5 TL, bakliyat ürünlerinin kilosunun 5 TL’ler civarında seyrettiği bir piyasada, ekmeğin kilosunun 5 TL olmasının kabul edilemez olduğu ortadadır.

Yazımızın yayınlandığı Çarşamba günü, Zonguldak Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkan Vekili Rahman Demirtürk, fırıncılarla beraber yaptığı basın toplantısında, “Ereğli’de ve Türkiye genelinde ekmek kilo bazında 5 lira. 27 yıllık fırıncıyım, 27 yıl önce 10 bin ekmek yapıyordum, bugün 2 bin ekmek yapıyorum. Siz değerlendirin. Ereğli 40 bin göç vermiştir. Ereğli’de 30’un üstünde fırın var, bunlar bin ila 3 bin arası ekmek üretir. Hesabını da siz yapın” ifadesini kullanıyor. 

Madem öyle hesabı yapalım.  

Ekmeklik unun kilosu, işçilik giderleri, sigorta, enerji, kira ve ortalama % 25 bayi-market-bakkal komisyonları göz önünde bulundurulduğunda, bölgeden bölgeye farklılık gösterse de 1 kg ekmeğin maliyetinin, üretim ve satış artarken maliyetleri düşmesi anlamına gelen Ölçek Ekonomisi ile doğrudan ilişkisi var. 

Meselâ ayda ortalama 2000 ekmek sattığını bildiren Sn. Rahman Demirtürk’ün aylık kazancını tahmini olarak hesaplayalım. Kdz. Ereğli’deki son düzenlemeyle 300 gr ekmek, 1.5 TL’den satılmaya başlandığını öğrendik. Sn. Demirtürk günde 2000 ekmekten ayda 60.000 ekmek satmakta ve aylık 90.000 TL ekmek satış geliri elde etmektedir. Şimdi, ayda bu 60.000 ekmeğin, Sn. Demirtürk’e maliyetini hesaplayalım.

60.000 x 0.3 kg (300 gr un)= 18.000 kg un. 

18.000 x 1,6 (1 kg unun fiyatı) = 28.800 TL (Aylık un maliyeti).

90.000 x 0.25 (Bayi-bakkal-market payı)= 22.500 TL

2400 x 7 personel = 16.800 (Toplam işçilik)

Maya, enerji, sigorta, dağıtım giderleri yaklaşık 4900 TL. 

Toplam gider= 28.800+22.500+16.800+4900 = 73.000 TL. 

Yani, günlük 2000 satış yapan fırın sahibi Sn. Demirtürk 90.000-73.000= 17.000 TL aylık net gelire sahiptir.

Günlük 1000 adet satış yapan bir fırın ise aylık 45.000 TL satış gelirine karşılık 47.450 TL’lik maliyetler dolayısıyla yaklaşık her ay, 2.750 TL zarar etmektedir.

Ortalama günde 1150 ekmek satan bir fırın ise ne kâr ne de zarar etmektedir.

Yukarıda da görüldüğü üzere, günde 2000 ekmek satan Sn. Demirtürk benzeri bir fırın, 1 kg ekmek = 5TL üzerinden aylık 17.000 TL kâr edebilirken, ayda 1000 ekmek satan bir fırın 2.750 TL zarar etmekte, günde 1150 ekmek satan bir fırın ise ne kâr ne zarar etmektedir.

FIRIN SAYISI FAZLA

Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere; fırınların artan maliyetleri ileri sürerek ekmek fiyatlarına sürekli zam yapmalarının ana sebebinin, gerçekte artan maliyetlerden ziyade nüfusun ihtiyacının çok üzerinde fırının faaliyet göstermesi dolayısıyla, fırınların olması gerektiği ölçüde ekmek satamamaları olduğu net olarak görülüyor. Yazımızın ilk kısmında yer alan Rahman Demirtürk’ün ifadesine göre, yüz bin kişilik Kdz. Ereğli ilçesinde 30’un üzerinde fırın faaliyet gösteriyor. Türkiye genelinde de durum Kdz. Ereğli’den farklı değil. Her şehirde ihtiyaçtan çok fazla sayıda fırının faaliyet göstermesi, ekmek fiyatlarının yüksek olmasının ana sebebi. Halbuki daha az sayıda fırın faaliyet gösterseydi, daha düşük kâr marjlarıyla daha çok sayıda ekmek satıp daha fazla kâr edebilirlerdi.

Peki yapılması gereken nedir? Millet fahiş fiyatla ekmek yemeye devam mı edecek? Şu bir gerçek ki; yüz bin kişilik ortalama bir şehirde, 10-15 fırın batmasın diye her gün bu yüz bin kişi fahiş fiyatla ekmek tüketmeye mahkûm ediliyor. Devlet bu çok sayıda fırını kapatamayacağına göre ne yapmalı?

Düşük yatırım maliyetleriyle küçük yatırımcının bile kolaylıkla açabildiği fırınlara, ruhsat verilmesi için bazı yeni şartlar getirilmeli. Büyük şehirlerde en az 10.000 kişiye 1 fırın, 100 bin altı şehirlerde en az 6000 kişiye bir fırın olacak şekilde yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Çok sayıda fırın yüksek kâr oranlarına rağmen; ölçek ekonomisi gerçekleri dolayısıyla istedikleri kârı elde edemezlerken; az sayıda fırın daha düşük kâr oranlarıyla daha yüksek kâr edebilirler. Mevcut ihtiyaç fazlası olarak faaliyet gösteren fırınlar kapatılamayacağına göre, Tarım Bakanlığı tavan fiyat uygulaması getirerek, verimsiz fırınların zamanla aradan çıkarılmasını hedeflemelidir. Ekmek tavan fiyatı, Fırıncılar Federasyonu tarafından değil, Tarım Bakanlığı yetkilileri tarafından belirlenmeli ve her yıl enflasyon artışına göre, fiyat revize edilmelidir.

Ekmek tavan fiyatı uygulamasına geçilirse bu fiyat, 2016 yılı için 1 kilo ekmek=4 TL gibi bir fiyatı geçmemelidir. Ekmekte tavan fiyat uygulamasına geçilirse, düşen ekmek fiyatları dolayısıyla verimsiz fırınlar zaman içerisinde kendiliğinden kapanırken, ayakta kalabilen firmalar, düşen ekmek fiyatlarına rağmen; daha yüksek kâr elde edebileceklerdir.

Tarım Bakanı’nın 23 Nisan’da bakanlık koltuğunu oğluma devretmeyeceğini ve bu tür tedbirler de almayacağını bildiğimizden, asıl önemli teklifimiz milletimize olacak. Kalabalık ve gelir seviyesi düşük olan aileler, fırınlardan hazır ekmek almak yerine; evlerinde kendi ekmeklerini kendileri üretebilmeliler. Fiyatın görece düşük olduğu dönemlerde fırın ekmeğini, fiyatın görece yüksek olduğu dönemlerde kendi imal edecekleri ev ekmeğini ya da aynı dönem içerisinde karma bir tüketimi tercihleyebilirler. Evde ekmek yapmak için odun, doğal gaz, mutfak tüpü ya da elektrik kullanılsa, imal edilecek ekmeklerin maliyeti, fırınlara göre çok daha düşük kalacaktır. Hijyen ve tazelik de cabasıdır. Sıcak ekmek kokusunun buram buram eve yayılması da ayrı bir güzelliktir. Evde yapılan ekmeğin kilogram fiyatı taş çatlasa 2 TL iken, fırın ekmeğinin kilosuna 5 TL ödenmesi, kısıtlı gelire sahip, evin annesinin çalışmadığı kalabalık aileler için zaten zekice bir davranış değildir. Hayat bir disiplindir. Bir malın fiyatı, biz o mala o fiyatı ödemeye razı olduğumuz için o fiyattadır. Tüketici yani müşteri, bir piyasadaki en önemli güçtür. Yerine göre, her aile her tüketici siz böyle yaparsanız biz de böyle yaparız diyerek yeni şartlara göre yeni tavırlar geliştirebilmelidir.

Okunma Sayısı: 4486
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı