Partiler mahalli seçimlerde yarışacak adaylarını YSK’ya teslim ettiler. Yaklaşık bir ay sonra yapılacak seçim için adaylar sokaklara indikçe gerçeklerle karşılaşıyorlar.
Seçim hazırlıkları devam ederken iki durum dikkat çekiyor: Bunlardan birisi sokaklara inmeye, milletle buluşmaya başlayan iktidar vekillerinin karşılaştıkları tepki. Diğeri ise adayların dar gelirliye bol keseden yaptıkları vaatler.
Geçmiş dönemde Ankara’da erzak ve kömür yardımı yapılıyordu. Şimdi doğalgaz ve et yardımı yapılıyor. Muhalefet belediyeleri dar gelirliye verdikleri kartlara para yükleyerek yaparken, iktidar adayları yaptıkları “but yardımı”ndan bahsediyor ve seçilmeleri durumunda doğalgaz ve et yardımını 5 kat daha arttırmak gibi şaşkınlık veren vaatlerde bulunuyorlar.
Buradan ortaya anlaşılan o ki: İktidar uyguladığı yanlış ekonomi politikalarıyla büyük bir dar gelirli kitle oluşturmuş ki (zaten öyle) yardım vaatleri gırla gidiyor.
***
SANKİ İKTİDARDA DEĞİLLER
Diğer bir gariplik de halihazırda belediye başkanlığı yapan adayların görev süreleri boyunca yapmadıkları icraatları vaat etmeleri…
Bazılarının kendi belediyesinde çalışanlara yüzde 35 zam yapıp yüzde 70 zammı beğenmemeleri de başka bir gariplik. Bunun söylerken iktidarın çalışana, emekliye, asgari ücretliye yüzde 49 zam yaptığını hiç hesaba katmadan konuşuyorlar!
Bir adayın 100 lira verip simitçinin bütün simitlerini dağıtmasını istemesinden sonra “Bu paraya simit etmiyor ki” demesine “He beğenmisen” demesi, iktidar partisi adayının simit fiyatlarından yani gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu göstermişti. Sanki bu ülkede yaşamıyor. Simitçiyi çarpacağına, çarpım tablosunu öğrense daha iyi olacak sanki…
İstanbul Büyükşehir adayı Murat Kurum’da vatandaşın arasına girince gerçeklerle yüz yüze kalanlardan… Bakanlığı döneminde böyle bir durumla karşılaşmış mıydı, bilemiyoruz ama dönerci ustasına “Ülkeyi nereden nereye getirdik” demesine “Ben usta maaşımla geçinemiyorum. 1996 yılında 1 yıllık maaşımla babama ev almıştım. Şu anda bayramda memlekete gitmeyi hayal edemiyorum” cevabını alması iktidarın ekonomiyi nereden nereye getirdiğini gösterdi.
Vatandaş bir adaya “Emeklilere yardım yapacağız demiştiniz ya, AKP durumu biliyor madem, niye şimdi yapmıyor? İlla seçim mi olması gerekiyor?” diye sorunca, “Başka iktidar olsa emekliler bu ülkede maaş alamazdı” demiş ama bu vatandaşın sorusunun cevabı olmamış.
Genellikle iktidarın belediye başkan adayları sokakta tepki alınca, vatandaşı “provakasyon yapmak”la suçlaması da gerçeklerle karşılaşmaktan korktuklarının bir göstergesi oluyor.
Bazen de komik diyaloglar ortaya çıkıyor. “Allah söyletiyor” denilir ya, işte tam da öyle bir olay. İktidarın bir adayı, rakibini eleştirirken, “Verdiğiniz sözlerin yüzde 87’sini gerçekleştirdiniz” demiş. Sonra danışmalar uyararak sözünü düzeltmeye çalışmış ama söz ağızdan çıkmış bir kere…
***
KURT VE ÇOBAN
Millet de bütün bunları ibretle izliyor.
MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat sosyal medya hesabından babası ile konuşmaları aktarmış.
Yıllar önce babasına bir seçim öncesi siyasetçilerin vaatlerini sormuş. “Ne diyorsun bu vaatlere. Seçmen bu vaatlere bakar mı?” demiş. Babası manidar bir cevap vermiş. “Kurt daha son sözünü söylemedi, herkes çobanın yalanlarını dinliyor” demiş.
Kulat, “Babamın ifadesinde; kurt = seçmen, çoban = siyaset kurumu” diye açıklama yapmış.
Bakalım, bunca vaade millet ne diyecek?