"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gün demokrasiye sahip çıkma günüdür

Mehmet KARA
24 Temmuz 2016, Pazar
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin üzerinden 9 gün geçmişken darbecilerin o gece yaptıkları tek tek ortaya çıkıyor.

Gözü dönmüş darbecilerin, öğlen beraber yemek yediği arkadaşını göz kırpmadan öldürdüğünü, silâhsız insanların üzerine nasıl ateş ettiğini, sivillerinin üzerine tanklarını sürüp ezdiklerini, komutanlarını yere yatırıp ellerini bağladığını, sanki düşman üssü gibi polis özel harekâta saldırıp 50 polisi şehit ettiklerini gördükçe dehşete düşmemek mümkün değil.

Bu kanlı darbe girişiminden sonra daha ilk saatlerden itibaren parti farkı gözetmeksizin milletin kenetlenmesi hem darbeyi önledi, hem de demokrasimiz için ümit verdi. Uzunca bir zamandan beri kutuplaşan ve kutuplaştıran siyaset yüzünden milletin bir araya gelmesi mümkün olmuyordu.

Millet demokrasi ve idaresi için kenetlenirken ve birlikte tepki gösterirken, siyasetçilerin de darbe girişimi olduğu gün bombalanan Meclis’te bir araya gelmeleri ve tepki göstermeleri de çok değerli.

Bugün CHP’nin İstanbul Taksim’de yapacağı “Demokrasi mitingine” AKP’nin üst düzeyde katılacağını açıklamış olması da Demokrasiye ve milletin iradesine sahip çıkılması açısından değerli ve önemlidir.

***

Darbe girişiminin başladığı ilk saatlerde milletvekillerinin Meclis’e gelip darbecilere tepki göstermesi ve Meclis Başkanı başkanlığında AKP, CHP ve MHP’nin üç grup başkanvekilinin oturup bir bildiri hazırlaması ve bunu sığınakta yazmaları da bu belgenin “sığınakta yazılan demokrasi belgesi” olarak tarihe geçmesine sebep oldu.

Kanlı darbe teşebbüsünün olmasının üzerinden bir gün geçtikten sonra Meclis kulisindeki örnek manzara bunlardan birisiydi. 

Meclis Başkanı Kahraman, Başbakan Yıldırım ve muhalefet partilerinin liderleri Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin kuliste beraber oturup başarıya ulaşmamış –şükür- darbenin kritiğini ve bundan sonra yapılması gerekenleri konuşmaları epeydir hasret kalınan “söz konusu olan demokrasi ise bir araya geliriz”i göstermesi açısından gelecek için ümit verdi. Bu birliktelikler değişik vesilelerle devam etti, ediyor. 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün Meclis ziyaretinde HDP’li Meclis Başkanvekili Pelvin Buldan’ın olması, ortak bildiriye HDP’nin de imza koyması demokrasi adına önemli olmuştur.

Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Bu süreçte bütün siyasî partilerimiz hakikaten takdire şayan başta genel başkanlar olmak üzere bir duruş sergilemiş, şu Gazi Meclis’in çatısı altında bombalanma esnasında bile demokrasiden, millî iradeden asla ödün vermemiştir” sözleri ile Kılıçdaroğlu’nun bu birlikteliğin ve ortak hareket etmenin önemine dikkat çekerken bu üslûbun sürekli olmasını istemesini “siyasetçilerin taahhütleri” olarak not etmekte fayda var.

Geçmiş darbelerde darbeyi destekleyen partilerin olduğu dikkate alınırsa bunun önemi daha iyi anlaşılacaktır. Elbette partiler arasında görüş ayrılıkları olacaktır, ama demokrasiyi ve milletin iradesini yok eden girişimlerde birlik olunursa hem darbecilere hem de dost düşman herkese ders verilmiş olacaktır. 

Milletin ve Meclis’teki partilerin bu birlik görüntüsünün yanında darbeyi destekleyen gazetelerin olmamasını da eklemek lâzım. Zira hem 1960, hem 1980 darbelerinde, 28 Şubat postmodern darbesinde hem siyasetçiler ayrışmış hem de basın. Bazı gazeteler ve gazeteciler, bazı partiler, bazı sendikalar darbecileri desteklemiş, hatta onlarla iş tutmuşlardı. Bu girişimde bunun olmaması ülkemiz ve demokrasimiz için önemlidir.

***

Burada şuna dikkat çekmekte gerekiyor. Bu birlik ve beraberlik görüntüsü verilirken OHAL konusu Meclis genel kurulunda görüşülürken CHP ve HDP’nin, böyle bir durumda OHAL’in ilân edilmesine gerek olmadığını, “Parlamentoyu işin merkezine alan bir çözüm yöntemini uygulamak zorundayız. Bunun yolu da olağanüstü hâl değildir, Parlamento iradesini hâkim kılmaktır” şeklinde izah edilmesi karşılığında iktidarın çok çabuk kararların alınması gerektiğini söyleyip bir de Meclis’in çok efektif çalışmadığını söylemesini not etmek gerekiyor.

***

Sonuç olarak demokrasinin, kanlı darbe girişimindeki birlik ve beraberliğin kıymeti bilinip, bu birliktelik fırsata dönüştürülüp daha fazla demokrasi, daha fazla hürriyet, daha fazla insan hakları için reformlar yapabilmenin yolu bulunmalıdır, bulunabilmelidir.

Bu manzara devam etmeli. Anlamsız kutuplaştırıcı konuşmalara artık son verilmeli.

Demokrasi için, hak ve hukuk için, darbe hukukundan kurtulmak için, hürriyetlerin kâmil mânâ da genişlemesi için birlik zamanı.

Şimdi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından oluşan olumlu havanın fırsata dönüştürülüp, çalışma vaktidir. Tabiî, bunun için de önce ülkenin normalleşmesi gerekiyor.

Okunma Sayısı: 4119
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı