"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kutuplaşma artarken...

Mehmet KARA
14 Ocak 2017, Cumartesi
Türkiye uzun zamandan beri kutuplaşmaların arttığı bir dönem yaşıyor.

Hep bir kutuplaşma noktası bulunmak suretiyle insanlar yavaş yavaş birbirinden uzaklaşmaya, birbirini dinlememeye başladı. Son zamanlarda ise bu ayrışma ve kutuplaşma daha da belirgin hale geldi.

Ağzını açanın, fikrini söyleyenin hemen “hainlikle” suçlandığı, bir konu hakkında fikrini özgürce ifade edemediği, konuşamadığı, tartışamadığı, fikir alış verişinde bulunamadığı, en başta da insanlarının birbirini dinlemediği bir dönem yaşıyoruz. Fikre saygı yok. Herkes kendi dediğini doğru kabul ediyor, birbirini anlamaya çalışmıyor.

İnsanlar birbiriyle konuşamazken en iyi yapılan şey insanları kutuplaştırmak, ötekileştirmek, hemen bir ayrıştırıcı nokta bulmak, suçlamak, hakaret ve küfür etme, görüşmeyi kesmek oluyor.

Bu nereye kadar gidecek? Bu kadar ayrışma ve kutuplaşma ülkeyi nereye götürecek? Buna ne cevap verebilecek bir merci var, ne de buna son verecek birileri. Çünkü, bu kutuplaşmadan beslenenler, menfaati olanlar mevcut.

* *  *

Türkiye’nin ve insanların bu hale gelmesinde en büyük sorumluluk siyasetçilere ait…

Partili cumhurbaşkanlığı sistemini ihtiva eden anayasa değişiklik teklifi Meclis’te bol tartışmalarla geçiyor. Anayasaya göre gizli yapılması gereken oylamada bazı milletvekilleri hiç kabine girmeden oyunu kullanırken, bazıları atmadığı pulları kameralara gösteriyor. Kimileri bunu görüntülüyor. Böyle olunca da yumruklaşmaya varan kavgalar yaşanıyor.

Manzara karşısında vekillerimizin düştüğü duruma üzülmemek, onlardan utanmamak mümkün değil. 

Bu paket gündeme geldiğinde, Meclis içi ve dışı partiler, sivil toplum kuruluşları, anayasa konusunda uzman hukukçuların görüşü alınıp milletin üzerinde uzlaşacağı bir metin ortaya çıkarılsa daha iyi olmaz mıydı? 

Böyle dönemlerde yapılan anayasa değişikliklerinin uzun ömürlü olmayacağı Türkiye’nin yaşadığı tecrübelerle sabit. 2010’da yapılan 26 maddelik değişiklik daha ilk senesinden itibaren başta değişikliği yapanlar tarafından eleştirilmedi mi?

*  * *

-Konuşulamadığı, sakin ve sükûnetle hareket edilemediği için;

-Seçilme yaşının neden 18’e indiği,

-Milletvekili sayısının neden 550’den 600’e çıktığı, 

-Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinin 12’sini neden Cumhurbaşkanının tek başına seçtiği, 

-HSYK’ya yüksek yargıdan neden üye gönderilemediği,  

-Yürütme gücünün neden cumhurbaşkanında toplandığı,

-Seçimle gelen milletvekilinin bakan olması durumunda neden vekilliğinin düşeceği, bunun seçilmişlere güvensizlik olup olmadığı, 

-Bakanları direkt cumhurbaşkanı belirlerken Meclis’ten neden onay gereği duyulmadığı,

-Bakanlar için gensorunun neden kaldırıldığı, hükümet için güvenoyunun aranmayacağı, 

-Aynı zamanda bir partinin genel başkanı da olabilecek Cumhurbaşkanının nasıl tarafsız olabileceği,

-2019’da yürürlüğe girecek olan değişikliğin iki seneden fazla bir zaman varken neden alelacele ve sabahlara kadar çalışarak geçirilmeye çalışıldığı, bu aceleciğin sebebi,

Cumhurbaşkanı yardımcısının en az bir olurken üst sınırın neden maddeye konulmadığı gibi konular konuşulamıyor, tartışılamıyor, konuşulsa bile insanlar birbirini ya dinlemiyor ya da hep suçlama yolu tercih ediliyor.

Uzun süredir neden akl-ı selim hâkim olamıyor…

* *  *

AKP’nin anketlerini de yapan bir kuruluşun milletin yaklaşık yüzde 80’inin bu paketle ilgili bilgisinin olmadığını ortaya koyuyor.

Sebebi işte bunlar… Ne iktidar, ne muhalefet bunları millete anlatmıyor. Anlatacak bir ortam da yok aslında. 

İki parti arasında hatta birkaç kişi arasında olgunlaştırılıp Meclis’e getirilen paketten, milletvekillerinin dahi sonradan haberi olduğu ortaya çıktı. Bu durumda değişiklik Meclis’ten çıkarsa toplumsal mutabakat olacak mı? 

Sağlıklı, sükûnetle, saygılı bir tartışma ortamı olmadığı için bütün bunlar konuşulamıyor  bile…

Türkiye’nin bu anafordan mutlaka çıkması gerekiyor. Bunun içinde öncelikli görev ülkeyi yönetenlere düşüyor…

Okunma Sayısı: 2831
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı