"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Daimî bir memlekete gideceksiniz

Mehtap Yıldırım Yükselten
26 Temmuz 2018, Perşembe 02:03
Ölümün yokluk olmadığı, başka bir âleme gidileceği hakikati, öyle açık ve nettir ki; insan sadece kendine baksa, sayamayacağı kadar ahiret delilleri bulacaktır.

Her insan hem tevhidi, hem de haşri ispat eden eşsiz bir san’at eseridir. Kalp, akıl ve onlara bağlı lâtifelerin, eğer seslerini işitebilsek “ebed, ebed” diye haykırışlarına şahit olurduk. Meselâ insan, dâhi de olsa, bu dünyada aklının pek azını kullanabiliyor. Büyük bir kısmını kullanamadan göçüp gidiyor. Demek tam kapasite kullanılabilecek bir yer ve zaman gelecek. Yine insanda bulunan bir başka lâtife olan hayal etme yeteneğini düşündüğümüzde, hayallerine bu dünya dar geliyor. Bir yanda sonsuz hayalleri ve hedefleri; bir yanda fani, temelsiz, durmadan ihtiyarlayan ve hastalanan bedeni… Ne acaip bir tezat ki, ikisi bir bedende. Demek ki, ruh bâki, vücut elbisesi fâni. Meselâ kalpteki sevmek duygusu, bu dünyaya sığmıyor. Kalpte o kadar şiddetli bir sevgi ve bağlanma duygusu var ki, bu dünyadaki sevgiler ondaki bu duygunun binde birini bile karşılamıyor. Sevdiklerinin zeval ve firakıyla, lezzetler kederlere dönüşüyor. Demek ki, bu duygunun tam karşılığını bulacağı yer ve elemsiz lezzet de ahirette. Bunun gibi, insan bütün cihaz ve kabiliyetlerine dikkat etse, bu birkaç günlük misafirhane için olmadığını; daimî bir hayat için olduğunu anlayacaktır. 

Allah’ın bütün isim ve sıfatları, yarattığı bütün varlıklar ve onların her uzvu, her parçası, her zerresi ahireti, milyonlar dil ile tasdik ediyor, ilân ediyor. Hangi silik ve cılız vesvese ve evham bu gerçeğe gölge düşürebilir? Hiçbir kuvvetin buna gücü yetmez. Çünkü, her zerre, birbirine dayanarak, birbirine kuvvet vererek, destekleyerek aynı hakikati söylüyor. 

 İnsanlar arasından seçilmiş ve Allah’ın sözlerini insanlara ulaştırmak, onları hak yola dâvet etmek üzere görevli peygamberler de ahiretin varlığına en büyük delillerdir. Peygamberler arasında ise en yüksek rütbeli olan Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa’nın (asm) bize ulaştırdığı, Allah’ın kelâmı Kur’ân-ı Kerîm, Efendimiz’in (asm) verdiği dersler, gösterdiği mu’cizeler, tebliğler, ısrarlı dâvetler, hepsi ahirete birer kat’î delil ve bize ebedî saadeti kazandırmak içindir. Peygamber Efendimiz (asm), Mi’rac hadisesinde ahiret âlemlerini bizzat görmüş ve Cenneti, Cehennemi, mahşer ve sıratı anlatmıştır. Hâşâ yalan söylemesi imkânsız olan bu zatın peygamberliğini kabul ediyorsak, ahiretin varlığına da görür gibi iman etmek lâzımdır. Ahireti inkâr edenin, peygamberi de inkâr etmesi lâzım gelir. Peygamberi inkâr eden, diğer peygamberleri de, semavî kitapları da, iman esaslarını, Kur’ân’ı, İslâmı da derken bütün mevcudatı yok sayması gerek. Bu ise imkânsızdır. 

Velhâsıl, gideceğimiz yeri bize bildiren, ahiret âlemlerinden haber veren başta Peygamber Efendimiz (asm) ve onun risaletini, keşif ve kerametlerini, sözlerini teyit eden veliler, evliyalar, âlimler, Kur’ân-ı Kerîm’in âyetleri, kat’î olarak ahiret yurdunu gösteriyorlar. Öyle ise onlardan gelen fermanları dinleyelim. “Hazırlanınız, başka daimî bir memlekete gideceksiniz. Öyle bir memleket ki, bu memleket ona nispeten bir zindan hükmündedir.” 1

Kaynakça:

1-10. Söz, 12. suret.

Okunma Sayısı: 1816
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı