"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haliliye mesleğinin bayraktarları: Halil Uslu Ağabey

Mehtap Yıldırım YÜKSELTEN
11 Ağustos 2015, Salı
Kısa bir süre önce aramızdan aniden ve usulca bir yıldız kaydı. Halil Uslu Ağabey...

Susayan gönüllere ab-ı hayat gibi iman hakikatlerini ulaştırmak için diyar diyar gezerken; bu defa ebed diyarına, asıl vatanımıza uçup gitti.   

Onun yolu hepimizin hayatına uğramış, hepimizin gönlünde yer etmiş ki; günlerdir gazetemiz Yeni Asya’da onunla ilgili yazılar ve taziyeler bitmedi. Onun gidişiyle hepimiz bir yakınını ebedî âleme yolcu etmenin hüznünü yaşadı. Kimimizin babası, amcası, ağabeyi, kimimizin kardeşi, yoldaşı idi. Bu anlamda bir parça yetim kaldığımızı hissettik. Bu hislerle gözyaşlarımız içimize akarken, kelimelerimizi yazıya akıttık. Sanki hepimizin onunla ilgili anlatacak, yazacak, ama satırlara sığmayacak bir çok kelâmı vardı.

Sık sık gördüğümüz biri değildi elbet ama, babamla her irtibatlarında şahsıma ve kardeşlerime ayrı ayrı selam ve dualar göndermeyi ihmal etmezdi. “Kerimemiz, mahdumlarımız nasıllar” diye halimizi sorardı. Bazen de, bizim geleneğimize göre büyükler için söylenen “ellerinizden öperim” ifadesini, Halil Ağabey son derece tevazu sahibi olduğundan küçükler için de kullanır, “küçük sultanlarımın ellerinden öperim” derdi. Biz, onun bize özel selam ve dualarını aldıktan sonra, içinde bulunduğumuz gaflet hâlinden hicap duyar, âdeta hizaya gelirdik. Hizmetlere olan şevkimizi, ilgi ve alâkamızı uzaktan ama yakınımızdaymış gibi tazelerdi.

 Risale-i Nur talebesinin hususiyetlerinin hepsini üzerinde taşıyor ve yaşıyordu. “Mesleğimiz halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak iktiza eder.”  ( 21. Lem’a) Risale-i Nurdaki bu ifadeler, tam da onun ismine ve karakterine münhasır idi. Haliliye mesleğinin önde gidenlerindendi.

 “O îmân-ı tahkîkîyi taşıyan hâlis ve sâdık şâkirtleri dahi, bulundukları kasaba ve karye ve şehirlerde, hizmet-i îmâniye îtibariyle âdetâ birer gizli kutub gibi, mü’minlerin mânevî birer nokta-i istinâdı olarak, bilinmedikleri ve görünmedikleri ve görüşülmedikleri halde, kuvve-i mâneviye-i îtikadları cesur birer zâbit gibi, kuvvet-i mâneviyeyi ehl-i îmânın kalblerine verip, mü’minlere mânen mukâvemet ve cesâret veriyorlar.”  8. Şuadaki bu ifadelerin ışığı ile Halil Uslu abi de bir gizli kutup gibiydi.

2010 yılında Konya’dan İstanbul’a düğünümüze gelerek bizi onurlandırmış ve duygulandırmıştı. Ani gelişen hastalığı nedeniyle babam düğünümüze gelemezken, sanki o gün babamın boşluğunu doldurmak için yetişmiş, teselli ve dualarda bulunarak düğün merasimine özel konuşma yapmıştı. En mutlu, en özel ve aynı zamanda en zor günümüzde onun yanımızda bulunmasını hiçbir zaman unutamam. Onun dua ve himmetini hayatım boyunca nurlu konuşmalarıyla destek olduğu yuvamızın üzerinde hissedeceğim. Onu çocuklarımıza da anlatıp tanıtacağım. 

Bir gün biz de ebedî âleme gittiğimizde Rabbim bizi Peygamber Efendimiz’in, (asm) Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerinin, Zübeyir Ağabey, Halil Uslu ve daha nice nur talebesi ağabeylerimizle birlikte eylesin.

Aile efradına ve Yeni Asya camiasına taziyelerimi sunar, Cenab-ı Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ederim.

Okunma Sayısı: 1843
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı