"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölüm nedir?

Mehtap Yıldırım Yükselten
08 Mart 2018, Perşembe
Bilimsel olarak ölüm, biyolojik fonksiyonların geri dönüşü olmaksızın işlevini kaybetmesi anlamına gelir.

Tıp ilmi, beyine kan akışının olmaması ve beyinde hiçbir elekt- rik akımının kalmamış olmasına “beyin ölümü” diyor. Beyin ölümü gerçekleştikten kısa bir süre sonra diğer organ ve dokular da ölmeye başlıyor. Dolayısıyla beyin ölümü gerçekleşen biri tıbbî olarak ölmüş kabul ediliyor. Kur’ân’da anlatılan ölüm ise, tıbbî olarak bilinenin ötesindedir. Ruhun, beden meskeninden çıkmasıdır. “Her canlı ölümü tadacaktır”1 âyeti ruhun ölmediğini, sadece ölümü tattığını bildirir. Biyolojik olarak beden ölse de, ruh yeni bir âlemde yaşamaya devam edecektir. Her gece nasıl uyuyup, sabah uyanıyorsak, öldükten sonra da ruh dünya uykusundan kabir hayatına uyanacaktır.

Ölürken ne hissedeceğiz?

İnsan nerede nasıl vefat etmiş olursa olsun, Kur’ân-ı Kerîm’den ve hadislerden biliyoruz ki, Allah’a inanan ve inanmayanın ölüm anında hissettikleri farklı olacaktır. Âyet ve hadislerde, mü’minlere ölüm anında meleklerin müjdelerle geleceği bildirilir. Ölüm anında mü’min, iman derecesine göre Peygamber Efendimiz’in (asm) cemâlini ve Cennetteki makamını görebilir. Bir an önce gördüğü güzelliklere kavuşmak ister. Peygamberimiz (asm) Efendimiz; “Mü’min vefat ederken, ruhu, tereyağından kıl çeker gibi acı duymadan kolayca çıkar. Hiç anlamaz” buyurunca, bir sahabî; “Ya Rasulullah, sizin her sözünüz Kur’ân-ı Kerîm’le ilgilidir, onun açıklamasıdır. Bu sözünüz hangi âyetle ilgilidir?” diye sorar.

Peygamber Efendimiz (asm) Yusuf Sûresi’nin 31. âyetini okur: “Azizin karısı, onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını işitince, onlara dâvetçi gönderdi ve onlara bir sofra hazırladı. Her birine bir bıçak verdi, beri taraftan da Yusuf’a ‘çık karşılarına’ dedi. Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve (şaşkınlıkla) ellerini kestiler. Dediler ki: Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, olsa olsa yüce bir melektir.” 2 Dolayısıyla, ölüm anında Peygamber Efendimizin (asm) cemalini gören mü’min, tıpkı Yusuf’un (as) güzelliği karşısında parmaklarını doğradıkları halde acısını duymayan kadınlardaki sarhoşluk hâli gibi, ölüm acısını duymazlar. Allah’a inanmayanların ölüm anında, meleklerin korkutucu şekillerde geleceğini, canlarını döve döve alacağını âyet ve hadislerden öğreniyoruz; “Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak?”3

“...Sen bu zalimleri, ölümün ‘şiddetli sarsıntıları’ sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: “Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah’a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O’nun âyetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz” (dediklerinde) bir görsen...”4 

Dipnotlar:

1. Âl-i İmran 185.

2. Bezzar.

3. Muhammed Sûresi, 27.

4. En’am Sûresi, 93.

Okunma Sayısı: 10068
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı