Doğum gününde gelen hediyelerden birisi de küçük bir file içerisinde bir sürü küçük cam toplardı.
İlk defa gördüğü bu değişik toplar, aslında çok güzel renkleri içerisinde barındırıyordu ve odasına süs sandı. Ama babası, "Ooo, meşeler de çok güzelmiş. Ne oynardık çocukken..." dediğinde oyuncak olduğunu anlamıştı.
Akşam babası ile oynadılar, o kadar zevkliydi ki. Sabah kahvaltıdan önce yine oynadılar. Bazen düşünüyordu, babası çocukken ne oyunları oynardı. Çünkü televizyon yok, bilgisayar yok, telefon yok. Ama şimdi ilk öğrendiği oyunda bile ne kadar eğlenceli olduğunu öğrenmişti. Hatta en güzeli sanal değildi, dokunarak oynanıyordu.
Kahvaltıdan sonra arkadaşı Ahmet geldi ve meşeleri oynamayı öğrenme sırası ondaydı.