"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

El ele, gönül gönüle

Mikail YAPRAK
18 Mayıs 2017, Perşembe
Şöyle der Yunus Emre:

“Okumaktan maksat ne?

Hakkı bilmek elbette..

Kim okur bilemezse;

Hepsi kuru emektir. 

**

Yunus der ki, ey hoca!

İstersen var bin hacca..

Hepisinden iyice;

Bir gönüle girmektir.

Bu şiirin aynasında kendimize şöyle bir bakalım. Risale okumaları, tamam. Gazete okumaları, tamam. Acaba kendi kendimizi ve halimizi ne kadar okuyabiliyoruz? Biribirimizle muamelemiz ne kadar dostça, ne kadar kardeşçedir? 

Sadece iki düstur ölçeğinde halimiz nedir, bakalım:

“Halbuki Cenâb-ı Hak, Haşir’de adalet-i mutlaka ile mizan-ı ekberinde amal-i mükellefini tarttığı zaman, hasenatı seyyiata galibiyeti, mağlûbiyeti noktasında hükmeyler.” (13. Lem’a)

“Ve asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil, belki daha ziyade uhuvvetini kuvvetleştirip ıslahına çalışmak, ehl-i sadâkatin şe’nidir.” (13. Şuâ’dan)

Çıktığı günden beri matbuat âleminde, cihad-ı manevî sahasında yaptığı hizmetlerinde sadece Nurları âleme neşretmedeki hasenatını bu dünyada tartabilecek bir terazisi bulunmayan Yeni Asya’yı, sadece bir kardeş yerine koysanız bile, mezkûr ölçüler mihenginde affa ve takdire müstahak olmaz mı? 

Bu meyanda, Zübeyr Gündüzalp ağabeyden bazı düsturlar:

“Hizmet ve dâvâ arkadaşlarınızın gönlünü kırmayınız.”

“Ey ferasetli ve müdebbir ehl-i hizmet! Omuz omuza verip çalışmaya çok muhtaç olduğunu; tek başına veya ekalliyette kaldığın zaman muvaffakıyetsizliğe düşeceğini her gün hatırla ve bu hakikatı bir karta yazıp cebine koy ki, günde on defa nefsine ihtar edebilesin.”

“Bir ve beraber olduğun hizmet ve dâvâ arkadaşlarının gönlünü kırma. Senin gönlünü kıran olursa, ‘Buna benim nefsim müstehaktır’ de ve gönlünü kıranın gönlünü hoşnut eyle.”

“Böyle bir zamanda, böyle kudsî bir îmân hizmetinde çalışanlara karşı durumumuz şudur: Bir zerre hizmet, bir dağ; bir dirhem hizmet, bir batmandır. Bir Nur hizmetinde-az dahi olsa-bulunanlar, çok hürmet, muhabbet ve şefkate lâyıktır.”

“Dâne taşıyan bir karıncayı bile incitme.”

Hissemiz ziyade olsun. 

Selâm ve duâ ile.

Okunma Sayısı: 2249
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa yaprak

    18.5.2017 01:35:29

    "Ben size bir şey söyleyeyim mi, bir sır vereyim mi? Nur talebesinde uhuvvet ruhu gelişmezse, o Nur Talebesi'nde marifet sIrrI da gelişmiyor açılmıyor. Çünkü uhuvvet, Risale-i Nurun şahs-ı manevisinin ruh-u manevisi hükmündedir. Uhuvvet, davanın kayyum-u manasındadır. Uhuvvet ruhu çökünce, Risale-i Nurun şahs-ı manevisine de, alakadarlık noktasında gelen füyuzat artık gelmiyor. Risale-i Nur Talebesi risaleyi okuyor, malumatI artIyor fakat marifeti, istikameti ve ihlası artmıyor. '' Hulusi Yahyagil Işte bu sırrı anlamadıkça hakiki manada nurlardan istifade edemiyor,hissedar olamıyoruz.Selam ve dua ile...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı