Benim en uzun tatilim yaklaşık dört ay sürdü. 16 Temmuz-1 Ekim 2023 tarihleri arasında Samsun, Çorum, Isparta (Barla) ve Ordu illerinde geçen, hatıralarla dolu bir tatil dönemi oldu. Urfalı olmam hasebiyle arada kültürel farklılıklar bariz bir şekilde görülüyordu. Havası, ovası, taşı, toprağı, ‘aş’ı, çorbası aynı olmasa da muhabbetleri, misafirperverlikleri, dilleri, fikirleri, gülmeleri, ağlamaları aynıydı; bizi bizden ayıracak hiçbir fark yoktu. Üstadın da, “Hâlık’ınız bir, Malik’iniz bir, Ma’bud’unuz bir, Râzık’ınız bir; bir, bir, bine kadar bir, bir. Hem peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir; bir, bir, yüze kadar bir, bir. Sonra, köyünüz bir, devletiniz bir, memleketimiz bir; ona kadar bir, bir.” dediği gibi.
Bu uzun seyahatin bende hem maddi hem de manevi birçok kazanımı oldu. En büyük öğretisi ise, manevi anlamda “Tevekkeltü alâllah” diyip yola çıkanın yolda kalmadığı oldu. Çünkü Allah kendisine güvenip yola çıkanı yolda koymayacağını âyetlerinde çokça ifade etmişti, koymadı da.
İlk ve son durağım Samsun
Birbirinden değerli ağabeyleri ve kardeşleri tanıma fırsatını bulduğum Samsun’da yetişkinler okuma programına da iştirak ettim. Yaşlarından dolayı istifadeli hatıratlarını dinleme ve Risale-i Nur’a farklı pencerelerden bakma fırsatını yakaladım. Samsun’da en çok dikkatimi çeken husus sosyolojik yapısıydı: Karadeniz bölgesinde olmasına rağmen, bulunduğu bölgeden farklı olarak insanlarının daha demokrat ve hürriyetperver olmalarıydı.
İkinci durağım Isparta (Barla)
Samsun’dan sonra Barla’ya Risale-i Nur Müfredat Çalışması için gitmiştim. Bu çalışma sayesinde, Risale-i Nur’a öğretim tekniklerini uyarlayarak, anlama ve kavrama noktasında yeni boyut kazandırıldı. Çalışmanın yanında, Üstad’ın kaldığı ve Risale-i Nur’un büyük kısmının yazıldığı mübarek beldeyi görme ve orada hizmet etme fırsatını yakaladım. Mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
Üçüncü durağım Çorum
Barla’dan ani bir dönüş ile Çorum’a geldim. Gelme sebebim ise, artık geleneksel hâle gelen, 50 senelik geçmişi bulunan ‘Kargı Yaylası Pikniği’ydi. Üç gün erken Çorum’a gittim ki hem dershanede kalan kardeşlerle vakit geçireyim hem de piknik hazırlıklarına katılayım. Piknik hazırlıkları için geceden mekan yerine geldik. Daha önce, “Haydi çadırını ve Risaleni al da gel” sloganıyla orada kamp yapan ağabeylerin ve kardeşlerin de son gecelerine ortak olduk. Gece boyunca uyuyamadım. Yıldızların âşikârâne parıltısı ve gecenin hikmetli karanlığı ve sırra mütevellit hâli beni tefekküre sürükledi. Sabah namazından sonra hazırlıklara başladık ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen ağabeyleri ve kardeşleri ağırladık. Piknik muhabbetlerle dolu dolu geçti.
Dördüncü durağım Ordu
Tatilimin yarısı burada geçti. Daha önceden, arkadaşıma, kendilerine ait olan fındık bahçesinde beraber olacağımıza dair söz vermiştim. Çorum’u daha önce gezdiğim için hemen Ordu’ya geçtim. Hem daha fazla gezmeye zaman ayırmak, oradaki ağabeylerle ve kardeşlerle tanışma fırsatını yakalamak hem de Ordu ziyaretim planlı olduğu için yaz okulu sınav yerimi Ordu olarak seçmiştim. Sınavdan dolayı Ordu Merkez’de çokça gezdim. Sınavdan sonra Kumru taraflarında, kardeşlerin kendi aralarında İbrahim Yasir Teğiş kardeşin ev sahipliği yaptığı okuma programına da iştirak ettim. Okuma programından sonra Fatsa’ya da biraz zaman ayırdıktan sonra Ünye’ye geçtim. Ünye’de fındık toplarken birçok yeni insanlar tanıdım. Oradaki insanların misafirperverliklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Ordu’da beni en çok etkileyen şey, tefekkür ettiren manzaraları oldu, mutlaka görün derim.
Son durak Samsun
Ordu’da uzun bir mesai harcadıktan sonra Samsun’a tekrar uğramak istedim. Tevafuk ki “Karadeniz 8. Kitap Fuarı”na denk geldim. Yeni Asya’mızın standına kısa bir ziyaretten sonra tatilimi sonlandırdım.