Uzunca bir seyahate çıkıyorum.
Yolum ıssız ve uzun, biliyorum.
Yanıma ne almalıyım, bilmiyorum.
Yollarda umut var mıdır..
Sanmıyorum!
Hesapsızca ve umutla çıkıyorum.
Hayallerimle dolu kırık tekerlekli bavulum.
Güneşi alnıma aldım, gidiyorum.
Yürünmemiş yollarda yürüyorum.
Nereye, neye, kime...
Neyi bulacağım?
Hicran dolu gönlümle hangi vuslata,
Hangi virane mabede varacağım?
İnan hiç bilmiyorum!
Uzun bir yola neden çıkmak ister ki insan?
Doğru bildiğim yanlışlarımla..
İnanmadığım gerçeklerimle..
Hakikati mi arıyorum?
Aniden çıkan bu arayış neden?
Bir ben miyim bunu hisseden?
Kendini başıboş zanneden..
Beşer topluluğu muydu beni kahreden?
Evet, bavulumu da bıraktım!
İçine inançla yerleştirdiğim
Hayallerim, umutlarım, ümitlerim...
Hepsi birer hiç imiş yaşantılarım.
Şimdi neden, nereye, niçin...
Bu ıssız, kimsesiz yola;
Yanlışlarımla, hatalarımla
Gittiğim menzili biliyorum.
Boş cümlelerden ve kararmış gönüllerden..
SENİ bana unutturan herşeyden..
Var ettiklerinden vazgeçerek,
Varlığını görüyorum var ettiklerinden.
Tozpembe cehennem çukurlarının
Karanlık, yalan beyazların çığlıklarından
Kurtar beni var ile yoku YARATAN!
Ben aciz ve bedbaht kulun.