"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Toplumsal barış sağlanamadı

Muhammet ÖRTLEK
26 Ocak 2018, Cuma
25 Ocak 2011 Arap Baharı devriminin 7. Yıl dönümünde: MISIR

5. Sİyasal Tarafların Pozİsyonları

Mısır’da 25 Ocak devrimin 5. yıl dönümünde, Mübarek döneminin Mısır Dışişleri Bakanı ve Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Moussa’nın kurucusu olduğu Konferans Partisi’nin Genel Sekreteri Amin Rady “Mısırlılar ülkelerini korumak için vatanlarının aleyhine olan protestolara izin vermez” şeklindeki açıklamasıyla mevcut rejime desteğini teyit etmiştir.

3 Temmuz 2013 darbesinin destekçilerinden siyasal İslâmcı Al Nur Partisi’nin Başkanı Younes Makhyoun da “25 Ocak devrimini destekleme amaçlı gösteriler için yapılan çağrıların dikkate alınmaması” gerektiğini bildirdi. Makhyoun’un açıklamaları mevcut rejime verdikleri desteğin devam ettiğine yorumlanmaktadır.

Mısır Sosyal Demokratik Partisi’nden aktarılan bilgilere göre, Mısır’da halen “kamusal alanda kısıtlamalar devam etmekte ve sivil toplum örgütlerine karşı saldırılarda bulunulmaktadır. Güvenlik güçlerinin sert müdahalelerinin sebepleri mevzuat ve Anayasa’daki eksikliklerdir. Devrimin üzerinden yıllar geçmesine rağmen insanlar halen suçları kesinleşmeden hapse atılarak ve yargılanmadan tutuklanmaktadırlar. Mısır’daki özgürlüklerin durumu 25 Ocak devrimi öncesinden daha kötüye gitmektedir.” Parti, bu çeşit olumsuz uygulamaların kaldırılması çağrısında bulundu.

Mısır’da siyasetin sol kulvarında faaliyette bulunan Halkın İttifakı Partisi Başkanı Abdel Ghaffar Shokr açıklamasında “25 Ocak devriminin başlıca sloganları ekmek, özgürlük ve onur kavramlarının hayata geçirilemediği” eleştirisinde bulunarak “eski rejimin bu kavramları gerçekleştirmek için mevcut Sisi rejiminden daha fazla gayretli oldukları” yorumlarında bulundu.

Devrim ve darbeden sonra siyasal unsurların rejime karşı arayış içerisinde oldukları bilinmektedir. Partiler arasındaki son girişim yeni bir ittifak bloğu kurmak olmuştur. Pro-25 Ocak Demokratik Akım adındaki yeni blok aralarında liberal-solcuların bulunduğu Al Dostour (Anayasa) Partisi, Nasırist Halk Akımı, eski Cumhurbaşkanı adayı Hamdeen Sabbahi’nin kurucusu olduğu Karama Partisi, Sosyalist Halk İttifakı Partisi ve Sosyalist Parti’den meydana gelmektedir.

6 Nisan Gençlik Hareketi ise, 25 Ocak 2011 devriminde Mübarek karşısında yer alırken, İhvan’a karşı yapılan 3 Temmuz 2013 darbesinde Sisi tarafında bulunmuştur. Ancak bir müddet sonra Hareket’in Başkanı Ahmed Maher’in Sisi ile yollarını ayırması ile sonuçlanan hapis cezası sonrasında Hareket Ocak 2014’ten beri rejim karşıtıdır.

Sonuçta halkın farklı kesimlerinin protesto gösterileri ve toplantıları düzenlediği Mısır’da, Tahrir Meydanı’nı güvenlik güçleri doldururken, halkın önceki gösterilere kıyasla daha parçalı bir yapıda hareket ettiği gözlemlenmektedir. Şöyle ki, 25 Ocak 2011 devrimi ile bütün halk kesimleri Mübarek karşıtı bir duruş sergilerken, Müslüman Kardeşler iktidarına karşı yapılan asker ve sivil destekli 3 Temmuz 2013 darbesi sonrasında toplumun darbe karşıtları ve darbe taraftarları olarak ikiye bölündüğünü bütün dünya kamuoyu izledi. Diğer taraftan darbe sonrasında 14-15 Ocak 2014’te gerçekleştirilen Yeni Anayasa referandumu öncesinde toplumun anayasaya evet -anayasaya hayır– anayasayı/referandumu boykot cepheleri olarak üçe bölündüğüne hep birlikte şahit olundu. Aynı siyasal bölünmüşlüğü 26-28 Mayıs 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de görmek mümkündür. Bir de Eylül-Ekim-Kasım-Aralık 2015’te gerçekleştirilen Parlamento Seçimleri’nde de rejimin dışladığı partilerin seçimlere katılamadığına ve Parlamento’ya temsilci gönderemediğini gözlemledik. Bununla birlikte 25 Ocak devriminin 2014’teki sene-i devriyesi gösterilerinde darbe yönetimi taraftarları, darbe karşıtı İhvan taraftarları ve hem İhvan hem de darbe yönetimi karşıtları olarak farklı isimler altında yeni bölünmeler görülmektedir. Bunlara ek olarak Müslüman Kardeşler’in liderliğini yaptığı Meşrûiyete Destek ve Ulusal İttifak/Darbe Karşıtı İttifak’tan ayrılan siyasal unsurlar, İhvan’ın ittifakının dağıldığı şeklinde yorumlara yol açmıştır. Hem 3 Temmuz 2013 darbesini gerçekleştiren 30 Haziran İttifakı içerisinde darbe sonrasında meydan gelen ihtilâflar, hem de Müslüman Kardeşler’in Meşrûiyete Destek ve Ulusal İttifak/Darbe Karşıtı İttifak’ının beş unsurunun geçtiğimiz yıl İttifak’tan ayrılması her iki toplumsal grubun heterojen yapısını ortaya koymaktadır. Böylelikle 25 Ocak devrimi yıl dönümünde meydanlarda sokaklarda ve siyasette karışık bir durum söz konusudur. 

Siyasal ve Toplumsal 

Unsurların Pozisyonları  

A. Başlıca Darbe Taraftarları

1. Darbe yönetimi adına Abdul Fattah Sisi taraftarları,

2. Özgür Mısırlılar Partisi

3. Al Wafd Partisi

4. Tamarod

5. Şeyh Ahmed al-Tayyeb (El Ezher Üniversitesi Başkanı, Mısır Büyük Müftüsü, 

Nisan 2010’a Kadar Ulusal Demokratik Parti üyesi)

6. Kıpti Ortodoks Hıristiyanların Lideri Papa II. Tawadros

7. Selefi Al Nur Partisi

B. Darbe Karşıtları

  1. Müslüman Kardeşler

  2. Pro-Demokrasi İttifakı

  3. Meşrûiyete Destek ve Ulusal İttifak/Darbe Karşıtı İttifak

  4. Güçlü Mısır Partisi

  5. Askerî Denemelere Hayır Grubu

  6. Devrimci Sosyalistler

  7. 6 Nisan Demokratik Cephesi

  8. Ahmed Mahar’in 6 Nisan Gençlik Hareketi

  9. Darbe Karşıtı Öğrenciler

 10. Yusuf Al-Karadawi

C. Meşrûiyete Destek Ulusal İttifak/Darbe Karşıtı İttifak

1. Hürriyet ve Adalet Partisi (Müslüman Kardeşler’in siyasî kanadı).

2. Sina, Yukarı Mısır ve Marsa Matrouh vb. vilayetlerdeki aşiret koalisyonları.

3. Profesyonel Sendikalar Birliği Federasyonu (24 adet işçi sendikasından oluşuyor).

4. Al Wasat Partisi.

5. Al Watan Partisi.

6. Al Jamaa Al Islamiye.

  7. İnşaa ve Kalkınma Partisi.

  8. Yeni Çalışma/İşçi Partisi.

  9. Islah Partisi.

10. Al Tawheed Al Araby Partisi.

11. İslâmcı Parti.

12. Al Asala Partisi.

13. Al Shaab Partisi.

14. Mısır Arap Kabileleri Birliği Koalisyonu.

15. Mısır Çiftçileri Genel Sendikası.

16. Al Azhar Üniversitesi Öğrencileri Birliği.

17. Sokak Satıcıları Birliği.

18. Selefi Cephe.

19. İstiklâl Partisi

20. Ensar Al Seriat vd. gibi başlıca Selefi siyasal hareketlerden meydana gelmektedir. 

Meşrûiyete Destek Ulusal İttifak, Müslüman Kardeşler’e karşı gerçekleştirilen 3 Temmuz 2013 darbesinden sonra, adını 14 Ağustos 2013’te Darbe Karşıtı İttifak olarak değiştirdi.

D. Meşrûiyete Destek ve Ulusal İttifak/Darbe Karşıtı İttifak’tan Ayrılan Siyasal Unsurlar

1. Al Wasat Partisi

2. Al Watan Partisi

3. Güçlü Mısır Partisi

4. Selefi Cephe

5. İstiklâl Partisi

E. Darbe ve  Müslüman Kardeşler Karşıtları

1. Basın Sendikası

2. Devrim Yolu Cephesi (Alaa Abdel Fattah, roman yazarı Ahdaf Soueif, siyasî aktivist Khaled Sayyed, Güçlü Mısır Partisi, Devrimci Sosyalistler, Adalet ve Özgürlük Genç Aktivistler Grubu ve bağımsız siyasî figürler).

Hatırlanacak olursa, Mübarek’in devrilmesiyle sonuçlanan 25 Ocak devrimi, halkın “özgürlük, ekmek, sosyal adalet ve onur” talepleri üzerine gerçekleştirilmişti. Ancak çok parçalı Mısır halkı için devrimin üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen taraflar barışçıl çözümden çok uzakta görülüyor.

6. Sonuç

Müslüman Kardeşler taraftarları 3 Temmuz darbesinden bu yana barışçıl gösterilerde başı çektiler. Mursi yanlıları oturma eylemi ve protesto gösterileri yaptılar. Ülkede Kahire başta olmak üzere, diğer vilayetlerde de toplumun farklı kesimlerinin gösterileri gerçekleşmiştir. Aslında gözden kaçırılmaması gereken nokta, Mısır toplumu farklı isimlendirmeler altında bölündükçe ortak paydadan ve ülkenin ortak çıkarına olan aksiyondan uzaklaşması kaçınılmazdır. Yine parçalı siyasî yapıyı toparlayıp Mısır’ın geleceğini kuracak ve istikrara kavuşturacak en eski tarihe sahip ve güçlü İslâmî-siyasî-toplumsal karşılığı olan yapı Müslüman Kardeşler’dir.

Mısır’da Arap Baharı’nda beri Mübarek’in iktidardan uzaklaştırılması, 25 Ocak 2011 devrimi, 2011 yılı Parlamento seçimi, 2012 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimi, 3 Temmuz 2013 darbesi, 2012 ve 2014’te iki adet Yeni Anayasa’nın halk oylamasında kabul edilmesi, 2014 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015 yılı Parlamento seçimleri vb. gelişmeler ülkeye beklenen siyasî ve ekonomik istikrarı getirmediği gibi toplumsal barışı da sağlamamıştır. 

Diğer taraftan dindar veya İslâmcı olduğu iddia edilen Sisi’nin Mısır’daki İslâmcıları böldüğü aşikârdır. Selefi Al Nur Partisi’nin 2011-2012 yıllarında İhvan’ın Hürriyet ve Adalet Partisi’ni desteklediği bilinmektedir. Ancak 3 Temmuz 2013 darbesinde Al Nur Partisi, Sisi’yi ve darbeyi desteklemiştir. Sisi, Al Nur Partisi üzerinden bir takım İslâmcıların nazarında darbeyi meşrûlaştırma yoluna gitmiştir. Bu süreçte Al Nur Partisi’nin liderlerinden Younus Makhyoun, Nader Bakkar’ın maddî anlamda aşırı zenginleştiği Mısır gazetelerinde yer almıştır. Ancak Sisi, 2015 yılı Parlamento seçimlerinde Al Nur Partisi’ne önceki dönemdeki kadar destek vermemiştir. Al Nur Partisi’nin oyları büyük oranda düşerken, Sisi ise Hıristiyan asıllı iş adamı Naquib Sawiris’in Özgür Mısırlılar Partisi ile ortak hareket etmiştir. Aynı zamanda, rejimin İhvan ve taraftarı yapıları siyasal sistemden dışlaması sonucunda, yukarıda isimleri kaydedilen partilerin Meşrûiyete Destek Ulusal İttifak/Darbe Karşıtı İttifak’tan ayrılmışlardır. Ancak rejim bu partilerin İhvan çizgisi üzerinden siyaset yapmalarına engel olamamıştır. Dolayısıyla rejimin gadrine uğramayan hiçbir İslamcı parti, hareket, cemaat, sivil toplum kuruluşu vb. kalmamış denilebilir. 

Sisi’nin önderliğinde gerçekleşen 3 Temmuz 2013 darbesine, demokrasi savunucusu Batının sessiz kalması da Batının demokrasiyi araçsallaştırdığının bir delilidir. Aynı zamanda demokrasiyi hangi açıdan değerlendirdiğinin de göstergesidir.

Müslüman Kardeşler’in rejim tarafından hem yasaklanıp hem de terör örgütü ilân edilmesi, İhvan’ın şiddete başvurmasını zorlamaya yöneliktir. Ancak İhvan’ın üst düzey kadrolarının 3 Temmuz 2013 darbesinden bugüne kadar devamlı barışçıl gösterilerden yana olduklarını açıklaması, Mısır’daki iç karışıklıkların daha da derinleşmesini engellediği kuvvetle ihtimaldir.

Müslüman Kardeşler taraftarı İslâmcı unsurlar rejimin gadrine uğramaya devam ederken, rejim yanlısı İslâmcılarla da arasında görüş ayrılığı derinleşmektedir. Devlet, İhvan’ı hem yasaklamış hem de terör örgütü ilân etmişti. Ancak devlete hakim darbeyi destekleyen sol-seküler- liberal kadrolar bütün çabalarına rağmen İhvan’ı tam anlamıyla siyasetin dışına çıkartamadılar. İhvan üzerindeki baskı, devletin/rejimin halen İhvan’dan çekindiğine yönelik değerlendirilebilir. Mısır’da başta devlet ile Müslüman Kardeşler’in ve Müslüman Kardeşler ile diğer bazı İslâmcı grupların aralarındaki siyasî problemler çözülmedikçe, Mısır denklemi içinden çıkılması zor bir noktaya gitmeye devam edecektir.

Sisi’nin “İslâm’ı olumsuz etkileyen radikal ve ektremist İslâmcılarla mücadele edilmesi için dini reformların yapılması” çağrısında bulunması dikkat çekicidir. Sisi yapmış olduğu bu açıklamayla Müslüman Kardeşler taraftarlarını daha fazla radikalize etmeye çalışarak, Batıya “ben radikal İslâm’la mücadele ediyorum, dolayısıyla Batının bana ihtiyacı var” imajı sergileme amacındadır. Ancak Cemalettin Afgani, Muhammed Abduh, Reşid Rıza ve Hasan Al Benna gibi tarihî ve köklü bir çizgiden gelen İhvan, Sisi’nin radikalleştirme manevrası karşısında olgun duruşunu sergilemekte ve korumaktadır.

3 Temmuz 2013 darbesinden sonra her ne kadar Müslüman Kardeşler silâhlı mücadeleye girmeyeceklerini açıklamışlarsa da; Mısır güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği katliâmlar, darbe yönetiminin tutuklama ve yasaklama/kapatma vb. uygulamalarla İhvan’ı militarize etmeye çalışması, ilerleyen dönemde Müslüman Kardeşleri’n farklı stratejiler arayışına yönlendirebilir. Rejimin mevcut olumsuz politikaları en son ihtimal (İhvan dışındaki) radikalleri silâh kullanmaya zorlayabilir. Böylece ülkede kazananı belli olmayan bir iç savaşın çıkması olası bir durumdur.

Yine son olarak yapılan Parlamento seçimlerinin de ülkedeki ekonomik, yoksulluk, işsizlik, yoksunluk, gelir dağılımı adaletsizliği, sosyal, siyasal, ideolojik, dini/mezhepsel gerilimi azaltması veya sorunlara çözüm üretmediği görülmüştür. Mart 2018’de yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, Mısır demokrasisinin geleceği açısından fırsat olup olmayacağını hep birlikte gözlemleyeceğiz. Hal-i hazırdaki yönetimin ve Müslüman Kardeşler’in birbirlerine karşıt mevcut politikaları devam ettikçe Mısır’a istikrar gelmeyeceği kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla Mısır’ın geleceği için darbe rejiminin Müslüman Kardeşler’le uzlaşma yollarına başvurması kaçınılmazdır. 

Okunma Sayısı: 1822
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı