Risale-i Nur eserleri, ülkemizin yanı sıra bütün dünyayı kucaklayan hususiyetleriyle Kur’ânî şaheserlerdir.
Bir bütün olarak sahiplenilmesi halinde özellikle eğitim yoluyla beşeriyete çok doğru faydalar sağlayacağı tartışma götürmez hakikatlere havidirler.
İnsan merkezli söylemleriyle, insan, toplum ve yönetimlere sağlıklı ölçüleri izhar eder. Hayat ve hadiselere Kur’ân rasathanesinden, âyet dürbünüyle yaklaşarak insanın gerçek saadetine vesile olan kaide ve kuralları vazetmekle, günümüz meselelerine akılcı çözümler üretmekte ve doğru istikamette hedefe varmayı esas almaktadır.
Bugün, insanlığın içinde bulunduğu problemleri aşmada, asrın ilcaatına göre meseleleri tahlil edip çözüm yollarını aralamaktadır. Eğitim alanında, akla ve vicdana dayalı hür iradeyi esas alan yaklaşımları izhar ederek, ferdin ve ülkelerin terakkisine medar olan projeleri ortaya koyarak insanlığın istifadesine sunmaktadır.
Böylesine akılcı projelerle mücehhez hususiyetlere sahip olan bu şaheserlerden, Eğitim Bakanlığı’nın bir öncü güç olarak sahiplenmesinin gereğine inananlardanız.
Hoca, vasfına haiz, akademisyen bir şahsiyetin Eğitim Bakanlığı gibi bir müessesenin başında bulunması, Risale-i Nur eserlerinden insanımızın daha çok faydalanması yönünde rehber olması, istenen, beklenen ve arzu edilen önemli bir husustur, diye düşünüyoruz.
Bütün bu sebeplerden dolayı, bir hoca olan sayın Eğitim Bakanı’ndan, milyonlarca insanın beslendiği kaynaklar olan Risale-i Nurlardan okullar vasıtasıyla insanımızın faydalanmasını istemek de tabiî bir hakkımız olsa gerektir.
Eğitim Bakanlığı gibi büyük bir mesuliyet makamını deruhte eden sayın hoca Bakan, milyonlarca insanın doğru eğitimden faydalanması adına, insanımıza karşı önemli mesuliyeti mevcuttur.
Milyonlarca insanın okuyarak faydalandığı Risale-i Nur şaheserleri, içindeki eğitime yönelik meseleleriyle, doğru eğitimin projelerinide ihtiva eder. Bu sebeple, bu eserlerden insanımızın yararlanması adına yapılması gerekenlerin uygulanmasını beklemekteyiz.
Hocalık vasfının yanı sıra Bakanlık gibi özelliğin kendisinde bir mazhariyet olduğu değerlendirmemizle birlikte, mesuliyetinin de bu vesile ile arttığı muhakkaktır.
Böylesine güzel özelliklere sahip sayın Bakanın, Risale-i Nur gibi serapa kültür niteliğine sahip eserlere eğitim yoluyla sahip çıkması gereğinide vurgulamış olalım.
Yapılması gerekenleri şöyle sıralamak mümkündür:
- İnsanlara bütün yönleriyle iyi insan olma vasıflarını kazandırma adına eğitimde Risale-i Nurlardaki kriterlerden faydalandırma yolunu tercih ederek uygulamasını sağlamak olmalıdır.
- Eğitimde, “Aklın nuru fünun-u medeniyedir, vicdanın ziyazi ulum-u diniyedir. İkisinin imtizaciyle hakikat tecelli eder” kuralına işlerlik kazandırılarak müfredatta bu yönde katkıda bulunmak.
- Eğitimde günümüz şartlarına göre çok iyi ve uygun sayılan kaide ve kurallarla mücehhez olan ’Medresetüzzehra’ eğitim projesini geliştirmek ve uygulama alanlarını genişleterek istifade yoluna koymak.
- Mevcut eğitim sisteminin çok uzun yıllardır ülkemize ve insanımıza dayattığı şahıs eksenli, antidemokratik kaide ve kuralları bertaraf edilerek yeniden formatlanmalıdır.
- Eğitim yoluyla, demokrasi, hürriyetler ve insan hakları ve beşeri ilişkilerdeki hassasiyet göz önüne alınarak Risale-i Nur’daki örnek ve ölçü olan doğru anlamlarından faydalandırma yolunu aralama çalışmalarının yapılması.
- Bediüzzaman Hazretlerinin bir millî kahraman, vatanperver ve manevî bir gönül er’i olduğu gerçeğini yeni nesillere kavratma adına diğer İslâm büyükleri gibi hayatının öğrenilmesi için ders kitaplarına yasıtılarak öğretilmesini sağlamak.
- Risale-i Nur eserlerinin yardımcı ders kitabı olarak okullarda okutulmasının yolunu açmak ve diğer tavsiye edilen eserler gibi okumaları için okullara tavsiyede bulunmak.
Sayın Hoca Bakan’dan bu hususları yerine getirmesi yönündeki beklentileri sadece biz değil, milyonların istek ve arzusu olarak değerlendiriyoruz.
Tarihin şeref sahifelerinde yer alması ve şanlı bir yadigâr bırakılması adına, Hoca Bakan Bey’den beklentilerdir. Önemle duyurulur.
PAYLAŞIM
Kemalizm’e dayalı, eğitim sisteminin düzeltilerek ülkemiz ve insanımızın değerleriyle özdeşir ve fıtrî hale getirilmesinin çözümünde, Risale-i Nur’daki eğitim modelinden başka da bir çözüm kalmamıştır. Sayın Eğitim Bakanın’ın mevcut sistemin formatlanması ihtiyacını dile getirmesi, bu realitenin doğruluğunu göstermektedir. Bediüzzaman Hazretleri “Eski hal muhal, ya yeni hal veya izmihal” der.