"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitimde 100 yıl öncesinden bugünü yazmak

Mustafa ÖZTÜRKÇÜ
24 Mart 2016, Perşembe
Said Nursî’yi zaman haklı çıkardı. Ülkemiz, dünyadaki gelişmeler ve diğer bir çok konuda, günümüzden yüzyıl öncesinden meselelere yaptığı teşhislerin hepsinin tek tek doğru çıktığı görülmektedir, Said Nursî’nin...

Alınız bir eğitim meselesini... ”Marifet” olarak adlandırdığı eğitimi, düşman olarak telâkki ettiği unsurlara çözüm olabileceğini izhar etmektedir.

Bu, çarpıcı olduğu kadar da manidar olan tesbit ve değerlendirmeleri, yaşadığımız asrın başında dile getirmektedir. Şöyle ki; 

“Bizim düşmanımız, cehalet, zaruret ve ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı  san’at, marifet ve ittifak silâhıyla savaşacağız” diyor.

Söylediği bu sözler ve ileri sürdüğü tesbitler, her birisi ayrı birer sosyolojik muhtevalı gerçeklerdir.

Asrının başında söylediği bu sözleri, bu gün, cehaletin, fakirliğin ve ittifaksızlığın ateş ve gözyaşı olarak cereyan ettiği bölgelerde, aşiretlere, göçerlere ve yönetime söylemiştir.

Peki, eğitimde yüzyıl öncesinden, bugünü yazmak ne demektir? Ülke yönetimleri ve insanımız bu realiteyi çok iyi tahlil etmesi gerekmektedir.

Bütün problemlerin çözümü, Said Nursî’nin çok yönlü her meselede olduğu gibi, hastalanmış ve artık tabiri caizse, yürüyemez hale gelmiş eğitim sistemi için de geçerlidir.

Israrla üzerinde durarak ‘Said Nursî’nin eserlerinde izhar ettiği eğitimle alâkalı projeler, kokuşmuşluğu ve tıkanıklığı bugün eğitimde de geçerlidir’ demenin fazileti bu yüzdendir.

Eğitim gibi ciddî bir meselenin daha çok faydasına inanılıyorsa, Said Nursî’nin alternatif projelerini gündeme getirip, insan merkezli görüş ve düşüncelerinden faydalanmak gerekmektedir, diye düşünüyoruz..

Sistemin şahs-ı manevi yüzü

Şahs-ı manevî bir kavramdır. Bir oluşumdur da denilebilir. Mevcut sistemin şahs-ı manevî yüzünün durduğu nokta neresidir? İki şahs-ı manevî mevcuttur; bunlardan birisi Kur’ân bağlamlıdır. Bir diğeri ise, ehl-i dalâlet olarak değerlendirilen olumsuzluklar zincirinin takip ettiği ve durduğu noktadır.

Manevî değerler adına, bütün olumsuzlukları bünyesinde barındıran, insanı dışlayan, tek adama bağlı süreç içinde yer alan, manevî değerleri rafa kaldıran bir anlayıştaki eğitimin şahs-ı manevîsinin yüzü, bu sayılan olumsuzluklara havi kategoride yer alanıdır.

Yakın tarih denilen süreçle başlayan, eğitimde de dizayn edilen olumsuzluklar, mevcut eğitim sistemini bu tahripkâr yüze kilitlemiştir.

Bu kilidi kırıp, eğitimdeki olumsuzlukları müsbet hareket içinde kalarak, eğitimin yüzünü faydalı olana çevirmek mümkündür. Bunun yolu ise, din ve fen ilimlerinin mezcinden geçer.

Okunma Sayısı: 1237
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı