"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bitmek bilmeyen tedirginlik

Mustafa USTA
04 Mayıs 2016, Çarşamba
Bir önceki yazımızda Kilis’in içinde bulunduğu durumu değerlendirerek Suriye’deki olayların başlaması ile bugün yaşanacakların da emarelerinin görülmeye başladığını anlatmaya çalışmıştık.

Zira Suriye bir Mısır ya da Libya değil. Gerek jeopolitik konumu, gerekse etnik yapısı bakımından bölgedeki dengeler açısından son derece önemli bir yer. Burada yaşanan istikrarsız bir durum ve kaos bütün bölgeyi, özünde ise Türkiye’yi etkileyecek güce sahip. Nitekim öyle de oldu. 

Yine geçmiş yazılarımızda resmî görevlilerden bizzat edindiğimiz bilgileri aktarırken “Kilis’te ajanların cirit attığını” da belirtmiştik. Zaten sınırlarımızdan giriş ve çıkış yapanların tesbiti şu an tam olarak mümkün değil. Hal böyle olunca şehir merkezlerindeki Suriyelilerin de bir çoğu kayıt altına alınamıyor. Tahmini olarak 80 bin nüfusu olan Kilis’te Suriyeli sayısı 80 binin üzerinde, yani Kilis’in nüfusundan fazla Suriyeli var. Gaziantep’te ise 350 binin üzerinde olduğu belirtiliyor.

Ensar–muhacir kardeşliği vurgusu ve yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım yapılması muhakkak ki önemli. Ancak bu durum, suistimallere sebebiyet vererek faydadan ziyade zarar vermemeli. Bu açıdan bakıldığında da bu kontrolsüz ev sahipliği farkına varmadan terör örgütlerinin de buralardan geçiş yapmalarına, farklı ülkelerin ajanlarının serbestçe buralarda dolaşmalarına imkân sağlıyorsa, bir an önce ciddî adımların atılması gerekir.

Bilhassa sınır boyunda farklı terör örgütlerinin (PYD ve IŞİD) emelleri olduğunu daha önce de ifade etmiştik. Bu emellerin gerçekliğini de son yaşanan hadiselerle bizzat müşahede ediyoruz.

Son olarak Kilis şehir merkezine düşen roket mermisi, şehrin en işlek yerlerinden birine düştü. Şu an görüştüğümüz herkes, her an üzerlerine bir roket mermisi düşecek kaygısı ile yaşadıklarını ifade ediyor. Sürekli belediye tarafından yapılan anonslar ise bu kaygı ve tedirginliği daha da arttırıyor. Bu durum da psikolojik ve sosyolojik açıdan ciddî travmaların yaşanmasına sebep oluyor.

Kilis’te bunlar yaşanırken, bu defa da Gaziantep’in en merkezî bir yerinde bombalı araç patlatıldı. Birçok kamu binasının bir arada bulunduğu yerde gerçekleşen bu patlama ile, Gaziantep kalbinden vurulmak istendi. Kilis gibi bu patlamanın etkisi de şehrin farklı yerlerinden hissedilmişti. (Detayları yayın yasağı kalktığında sizlerle paylaşmaya çalışacağız.)

Terör ve kaosun alanını genişlettiğinin bariz bir göstergesi olan bu hadise, gerek siyasî ve politik hamlelerin gerekse toplumsal hareketlerin yeniden gözden geçirilmesini zarurî kılmaktadır.

“Terör” tanımlamalarına ilişkin açıklamalar yapıladursun, asıl olan bir gerçek var ki başta âlem-i İslâm olmak üzere dünya, barışı ve güvenliği sağlamak için mevcut düzene karşı yeni bir strateji gerçekleştirmek zorundadır. Çünkü şiddet eylemlerini yasak ve silâhlı mücadelelerle yok etmenin imkânı kalmamıştır. Hamasi nutuklar yerine ciddî fikri altyapısı olan çözüm gayretlerine bugün eskisinden daha çok ihtiyaç vardır. Bilhassa da Türkiye’nin. 

Aksi halde Türkiye’nin sınırı ateş çemberi olmaktan kurtulamayacaktır.

Okunma Sayısı: 1486
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı