"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir iman kahramanı: İbrahim Ethem Talas

Muzaffer KARAHİSAR
12 Haziran 2018, Salı 02:18
Hayatını nur hizmetine vakfeden, Bediüzzaman gibi yaşayan bir iman kahramanı: İbrahim Ethem Talas

Risale-i Nur davasına gönül vermiş, ihlasta, istiğnada, iktisatta, sadakatte, fedakârlıkta saff-ı evvel olmuş, “Isparta Kahramanları” ismine, iltifatına mazhar olmuş bahtiyarlardan birisi de İbrahim Ethem Talas Hoca’dır. Afyon Mahkemesinde yargılanmış, bir yıla yakın Üstad’la cezaevinde kalan on sekiz Nur talebesinden biri de İbrahim Ethem Talas’tır. Tarihçe-i Hayat’ta resmi vardır. Mahkemede cesur, pervasız, hakkı savunarak yaptığı müdafaaları vardır.

Üstadın hizmetlerini, meslek ve meşrebini takip etmede titizlik göstermiş, Bediüzzaman gibi yaşamayı düstur edinmiş bu mübarek insan, Emirdağ Lahikasında “Sandıklı Alamescit Köyü Hocası İbrahim Edhem” olarak dört yerde Üstadın duasına, iltifatına, senasına ve takdirine mazhar olmuştur. Üstada yazdığı halisane mektuplarla irtibat kurmuş, sadakatini ve Sandıklı havalisindeki hizmet haberlerini bildirmiştir. 

Onu, Sandıklı da köylüsü, kentlisi herkes tanırdı. Hocalık yaptığı köylerde sevilip sayılan, sözüne itibar edilen, âlim, fazıl bir şahsiyet olarak gönüllerde yer etmiştir. İnsanlara hakkı, hakikati, iman esaslarını, dinimizin vecibelerini, Kur’an’ın ahkâmını tebliğ etmiştir. Kur’an okumanın yasak olduğu o menhus, meş’um devirde her gittiği yerde inançlı, şuurlu, nurlu talebelerden bir nesil yetiştirmiştir. 

Üstadı ve hizmet tarzını tanıdıktan sonra müstakil yaşadığı için evini medrese yapmış, talebeleriyle beraber kalmıştır. Onların iaşesini, ihtiyaçlarını kendisi karşılamış, imanlı, ihlaslı, nur talebesi olarak yetiştirmiştir. Emirdağ Lahikası 171. Mektupta yer alan onun talebelerden altı masum çocuğun, ömürlerinden bir kısmını Üstada vermeleri hadisesi çok manidardır. Üstadın, gayet medar-ı hayret ve takdir bir hadise-i Nuriye tabir ettiği altı bahtiyar çocuğun fedakârlığı üstadı memnun etmiştir. 

“Ben dahi o masumların o mübarek hediyelerini kabul edip, yine o küçük Said’lere hediye ederek, benim yerime çalışmak için bağışlıyorum.” diyen Üstad, onların muvaffakiyeti için dua etmiştir. (70 Senelik mektubun hikâyesi Yeni Asya Gazetesi, 15.09.2015) 

Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nurları tanıdıktan sonra iman ve Kur’an hizmetini hayatının gayesi yapmıştır. Yaşadığı zamanın her safhasından vefatına kadar hatta vefatından sonra musalla taşında bile insanlara ders vermeyi düşünmüş mübarek bir insandır. Üstadın, On Yedinci Lem’a’da: “…ölüm, dilimi susturduğu zamanlarda, dilime bedel kitabımın söylemesinin kabulünü rahmet-i İlahiden rica etmektir.” dediği gibi oda nasihat yazmıştır. Talebesi H. Hüseyin Erol’a emanet etmiştir. Vefatında cenaze namazını kıldırırken okumasını istediği metin şöyledir: Ey Cemaat; diye başladığı hitapta dünyanın fani, ölümün hak olduğu ahiret için çalışmak gerektiğini kendisi gibi onlarında kefeni giyip ahirete gidecekleri, haklarını helal etmeleri vs. Anlamında tavsiyeler etmiş, ders vermiştir. Bunun üzerine oradaki insanlar, ağlamıştır.

Onu görüp tanıyanlar, okuttuğu talebeler, hakkındaki yapılmış araştırmalar ve muhtelif kaynaklarda Bediüzzaman gibi yaşamayı prensip edindiği anlaşılmaktadır. Müstakil yaşamış, ömrünü Kur’an hizmetine adamıştır. İstiğnaya ve iktisada riayet etmiş, kazancını yoksullara infak etmiştir. O yasaklar devrinde, risaleleri yazarak çoğaltmış Nur kâtipliği ve Nur postacılığı yapmış Nurun kahramanlarındandır.

Mektuplarında Üstada: “Pak el ve ayaklarınızdan öperek…” hitabıyla sevgisini, sadakatini ve samimiyetini izhar etmiştir. Üstadın, iltifatına, duasına ve “İbrahim Ethem Kahramandır.” Senasına mazhar olmuştur. Bediüzzaman gibi yaşamış, gurbette geçen 74 senelik ömrünün sonunda, dünyalık bir şey bırakmadan ebediyete intikal etmiştir. 

Sandıklı Hüdai Kaplıcasında kalırken, onu gördüğümde mütemadiyen Kur’an, Cevşen okur, risaleleri mütalaa ederdi. Hiç boş durmayan, değerli ve farklı bir insandı. Nur hizmetinin saff-ı evvellerinden olan, vakarlı, kıvrak zekâlı, hazır cevap, esprili, neşeli sohbetleri olan bir insandı. O, hayatını davasına vakfetmiş, takva ehli, amel-i sâlih esaslarına riayet eden örnek bir Müslümandı. 

Sandıklı Menteş Köyündeki kabrinin mezar taşında şöyle ibare yazılıdır: “Bakıp geçme ey Muhammet (asm) ümmeti, dirinin ölüye bir Fatiha’dır himmeti Garip hoca İbrahim Ethem Talas (1313-1971) 

Allah rahmet eylesin, makamı Cennet olsun. Âmin.

Okunma Sayısı: 2620
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said

    12.6.2018 09:05:32

    Çok değerli bir araştırma, akıcı bir üslup ve nur hizmetinin nereden, hangi imkansızlıklardan ve nasıl iman kahramanlarıyla bu günlere geldiğini gösteren bir yazı olmuş. Tebrikler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı