Rahmet hazinesinden fabrika gibi düzenli çalışıp üretirler. Emir tahtında kendi vazifesinin, sanatının güzelliklerini, inceliklerini, nizam ve intizamla Allahın isimlerinin tecellilerini yansıtır, tezahürlerini icra ederler.

Şu kâinatta ve yaşadığımız yeryüzünde her şey adalet, hikmet, rahmet, inayet, intizam ölçüleriyle, şefkat ve merhamet güzellikleriyle seyrederken; insandan başka dünyayı Cehenneme çeviren, tahribat yapan, kirleten, kırıp döken, akla- hayale gelmedik kötülükler, zulümler, işkenceler, haksızlıklar irtikâp eden var mıdır, diye düşünüyorum.

İnsan olmanın değerini, erdemini, kıymetini, mesuliyetini idrak edemeyenler için, Rabbimiz: “Şüphesiz insan çok zalim, çok cahildir.”1 Buyurmuştur. Onlar, kendilerine verilen üstün şerefi, vasıfları, yetenekleri kötülükte, tahripte, yıkmakta, yok etmekte kullanırlar. Hırsla gasp ettiği, haram yollardan kazandığı, haksızlıkla ve zulümle elde ettiği, ağlayanların malının, gülene hayır etmediğini idrak edemezler.

Hele hırsı, gaspı, öldürmeyi meslek edinenler, vicdanları tefessüh etmiş, aklını kiraya vermiş, insafını, insanlığını unutmuş bedbahtlar, ne yaptığını bilmeyen zavallılar!.. Fani dünyada üç günlük para, şöhret, menfaat için düşünmeden ebedi hayatını ateşe atarlar. Böyle yapanlar, hesap gününde İlahi huzura vardıklarında: “O gün onların ağızlarını mühürleriz…”2 “Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.”3 Gerçeğiyle yüzleşeceklerdir.

Bediüzzaman 1933 yılında Müslümanların fakr-ı hali ve mağduriyet sebepleri içinde şu tespiti çok önemli :“Hem görmüyor musun ki zarurî kuttan (gıdadan) ziyade Müslümanların elinde bırakılmıyor. Ya Avrupa kâfir zalimleri veya Asya münafıkları, desiseleriyle ya çalar veya gasp ediyor.”4

Dünyanın gözü önünde 7 Ekim 2023 ten bu zamana kadar devam eden İsrail’in vahşi zulmü durmaksızın devam ediyor! Yapılan hunharca katliamlarda sivil insanlara, kadınlar, çocuklar, hastalar demeden acımadan soykırım yapılıyor. İnsan hakları savunucuları, medeni görünen riyakârlar, menfaat şebekeleri, inanç simsarları, silah ticareti bezirgânları… Bu insanlık dramını, vahşeti, acımasız katliamları, işkenceleri, haksızlıkları ses çıkarmadan seyrediyorlar!

Gazze’yi bir baştan bir başa enkaz yığını, harabeler haline getiren, toprağı kan rengine çeviren merhametsiz cellâtlar, Akif’in: “Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!” Sözünde olduğu gibi Filistinlilere, Gazze topraklarını mezar kent yaptılar. Bir cinnet hali gibi aklı durmuş, vicdanı sukut etmiş şuursuzların her gün acımadan yüzlerce çaresiz, masum canlara kıyıyorlar. Böyle giderse öyle görünüyor ki 2024 yılı da asrın en dehşetli katliamları olarak hafızalarda yeri alacak. Masum insanların oluk oluk akıtılan masum kanı hiç bir insani ölçülerle, dini değerlerle izah edilemez…

Gazze halkının içinde bulunduğu birden fazla mağduriyetlere yürekler dayanmaz. Kış günü evleri başına yıkılmış, yakınlarını kaybetmiş, kendisi yaralı, sakat ve tedaviden mahrum bırakılmış, aç, susuz, güvencesiz insanların çaresizlikleri yetmiyormuş gibi hala ölüm korkusu ve sürgün hayatı ile sığıntı olarak işsiz, güçsüz, ümitsiz insanların hesabı, dünyayı cehenneme çevirenlerden sorulmalıdır…

Dipnot:

1-Ahzab Suresi, Ayet 72

2-Yasin Suresi, Ayet 65

3-Enfâl Süresi, Ayet 25

4- Lem’alar, 17. Lem’a