"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Önce engelleri kaldırmalıyız

Muzaffer KARAHİSAR
05 Aralık 2017, Salı
Dünyada insanlar her yıl, 3 Aralık’ta engellilerin sorunlarını, sıkıntılarını, problemlerini tartışıp çözüm yolları arıyorlar.

Onların hayata tutunmaları ve kolaylaştırıcı yöntemleri araştırıyorlar. Çeşitli protezler, destek aletleri, ulaşımı sağlayıcı engelsiz sistemler ve mekânların geliştirilmesini konuşuyorlar. Akademik yaklaşımlarla alternatif fikirler üretiliyor. Bu çalışmaların sonucu olarak da engelli insanlara yönelik yeni yasal düzenlemelerle avantajlar, imtiyazlar sağlanıyor.

Her ne kadar uygulamada aksaklıklar, duyarsızlıklar ve ihmaller olsa da genelde memnuniyet verici çalışmalar, yardımlar ve farklı alanlardaki statülerinde iyileştirilmeler görülüyor.

Bir taraftan da insanlara yönelik silâh çeşitleri, kimyasal tahrip ediciler, uyuşturucular, fizikî şiddet aletleri ve gün geçtikçe artan kazalar insan sağlığını tehdit ediyor, engellilerin sayısını arttırıyor.

Geçtiğimiz hafta haber bültenlerinde, savaşta ölen Suriyeli vatandaşların sayısını 470 bin kişi olarak açıkladı. Bunların 400 bini silâh ve mühimmatların tahribiyle, 70 kişi de ilâç, gıda, tedavi imkânlarından mahrum olarak vefat etmişler. Bu rakamlar, Suriye nüfusunda büyük bir oranı teşkil ediyor. 

Yıllarca süren bu kardeş kavgası dünyanın gözü önünde gerçekleşti. Kışta kıyamette, evler bombalanıp tahrip edilirken, aç susuz her yaştan insanın, hastaların ellerinde eşyalarıyla soğukta, karlar üstünde yürüyerek ülkelerini terk ettiler. Yurdundan yuvasından ayrılıp mülteci olan insanların dramını, dünya devletleri ve insanlık sadece seyretti.

Haberde dikkatimi çeken diğer bir husus, bu savaşta malını, mülkünü ve memleketini kaybedenler bir tarafa; kaç insan engelli duruma düşmüştü? Ne kadar sivil vatandaş vücudunun azasını yitirmişti? Ne kadar insanın akıl ve ruh sağlığı hasar görmüştü? Ne kadar çocuğun mülteci çadırlarında ümitleri, hayalleri sönmüştü? Belli değil!

O haberlerde, bu bilgiler yer almıyordu. İnsan hayatının bu kadar değersizleştirildiği, hukukun, insanlığın, merhametin, vicdanın ve en önemlisi Allah korkusunun olmadığı bir kaos savaşında engelli duruma düşenlerin tesbit edilmesi, bilinmesi zaten mümkün değil.

Bunun misallerini çoğaltabiliriz. İsrail askerlerinin, yıllarca Filistinli Müslümanlara uyguladığı şiddetle ve atılan kurşunlarla kemikleri kırılan, sakat bırakılan, İsrail zindanlarında psikolojik travma ve fizikî şiddetle ne kadar insan sakat bırakılmıştır? Arakan’da ki faciaları ve sonuçlarını herkes biliyor!

İnsanları engelli duruma düşmeden önce her türlü tehlikelerden koruyucu tedbirlerin zamanında alınması gerekir. İnsanların malına, canına kast eden, sakat bırakan, başkasına muhtaç hale getiren unsurlara karşı çareler bulunmalıdır.

Bu değerlendirmelerden sonra etrafımızda ulaşabileceğimiz kadar engelli insanlara sevgiyle, şefkatle iyilik yapmanın fırsatlarını aramalıyız. Aralık ayının girmesiyle kışın soğuk çehresini gösterdiği bu günlerde, onlara gönül sıcaklığımızı hissettirmeliyiz. İnsanları en güzel bir biçimde yaratan Rabbimizin rızasını kazanmak için çalışmalıyız.

İnsanların ırklarına, renklerine, cinslerine bakmadan her engelli insana şefkatle muamele etmeliyiz. Onların ihtiyacı olan sevgi ve ilgiyi esirgemeden, değer verdiğimizi hissettirmeliyiz. Empati yaparak sorunlarını ve karşılaştıkları zorlukları anlamalıyız. Onları incitici, hassas ruhlarını rencide edici tutum ve davranışlardan kaçınmalıyız.

Yeryüzünü bir sofra-i nimet, baharı bir deste gül olarak önümüze koyan Rabbimizin ihsan ettiği nimetlere tefekkür penceresinden bakmanın insana verdiği huzuru düşünmeliyiz. “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır.” Her şeyin güzel ve hayır yönüne tevekkül ve teslimiyetle bakmanın insana vereceği umut, şevk ve mutlulukları anlamalıyız.

Okunma Sayısı: 1687
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı