"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sonbahar esintileri

Muzaffer KARAHİSAR
02 Ekim 2018, Salı
Sonbaharın ilk adımı Eylül, yine gerilerde kaldı. Gökyüzü mavi ve gri tonlarla süslenir, göçmen kuşları peş peşe bulutlarla birlikte gurbete kanat çırpar, akar gider güz mevsiminde. Yeryüzünde, rüzgârın önünde hazan yaprakları savrulur aradan oraya...

Gözümüzün önünde acele, telaşlı ve buruk değişen her şey hazan mevsimini hatırlatır. Hiçbir şey kararında kalmaz, baştan aşağı çehresi, rengi, şekli değişir tabiatın. Artık sonbahar esintileri film şeridi gibi akmaya başlamıştır gönüllerdeki enginliklere...

Herkesin sevdiği, etkilendiği, duygulandığı zamanlar vardır. Her mevsim, zaman diliminde cazibesiyle, güzelliğiyle hüşyar gönüllerde iz bırakır. Rabbimin güzel isimlerinin tecellisiyle, kâinata nakşettiği rahmetle, aşk ritmiyle çarpar kalbimiz. Hikmetiyle gözümüzün önüne serdiği manzaralarla ataletten, yeknesaklıktan usançtan uzaklaştır, yeniliklerle donatır her şeyi. İnsanlığımız ve idrakimizin engin ufuklarına ilim, iman, tevhit, tefekkür kapılarını açar.  

Son bahar, göçlerle, ayrılıklarla, ölümlerle kendini hissettirir. O hükmünü icra ederken ahirzaman, son asır, ikindi vakti, ihtiyarlık ölüm ve ötesini çağrıştırır. Ebedi hayatın varlığıyla, umuduyla, inancıyla teselli bulur, şükürlerle mutluluğa uçar hayallerimiz.  

Farklı, zengin, anlamlı, ihtişamlı manzaralar akseder, berrak nazarlardan tefekkürlere. Yeryüzü aynası, bütün renklerin, seslerin, nefeslerin bestelenmiş tevhit musıkisiyle şenlenir, güzelleşir. Zaten bütün güzellerdeki güzellikler, Cemil-i Zülcelalin güzelliğini düşünmek ve anlamak için gösterilmiş. 

Bu mevsimde soğuk esen rüzgârların önünde uçup kaybolup giden yaprakların, çiçeklerin, böceklerin, kelebeklerin güzelliklerinin hiçliğe, yokluğa, fenaya, zevale gitmediğini imanla fark ederiz. Her mahluk kendine ait görevleri bitirdikten sonra terhis olur, yerini yeni geleceklere bırakırlar. 

Ubudiyetlerini, mânalarını, isimlerini, suretlerini, neticelerini, tohum ve meyveleri gibi çok vücutları bırakarak perde altına girerler. Yeryüzü sergisine gelenler ve gidenler Rabbimin kudretini ve azametini berrak zihinlere, şuurlu idraklere ders verir. Bütün faaliyetler, harap olmuş tortulu gönüllerdeki pasları, kirleri temizler.

Geçen zaman içerisinde gidenler arkasında dünyevî ve uhrevî semerelerini, çekirdeklerini, tohumlarını, eserlerini, hüviyet ve suretlerini hafızalarda ve elvah-ı mahfuzada, sermedi manzaraların film şeritlerinde ve ilm-i Ezelî’nin meşherlerinde muhafaza edilip sergilendiklerini Üstad, güzel bir şekilde izah eder. Dördüncü Şua’ da izah edildiği gibi hiçbir şey zayi olup nisyanlar, fenalar, zevaller, yokluklarla kaybolup gitmiyor.

Güz mevsiminde renklerin bütün tonları tabiat tuvaline aksedince her manzara, her sanat, her güzellik tevhit mânalarını göstererek intizamla şekilden şekle girdiği fark edilir. Her şey sessiz çığlıklarla konuşur, asrın idrakine eser sahibini anlatırlar... Bediüzzaman, her bir mahluku hikmet kelimeleri, rahmet sözleri ve kudret harfleri olarak çok mânaları ifade ettiğini anlatır.   

Aczimizi, fakrımızı anlayıp tevekkül, teslimiyetle düşünüp iman ve intisapla Rabbimize yönelmeliyiz.

Okunma Sayısı: 1846
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan KOÇ

    2.10.2018 08:57:29

    Yani sonbahar esintileri herşeyi fenaya alıp giden esintiler değil, beraberinde savurduklarını bekaya sevk eden hoş ve güzel esintiler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı