"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tatlı huzur

Muzaffer KARAHİSAR
07 Kasım 2017, Salı
Huzur, sükûnet ve saadet şehri, nurlu Medine-i Münevvere’deyiz. Oraya gidenler heyecan ve sevinç duyar, ayrılanlar hüzünlenir, gözyaşıyla veda ederler. Her karış toprağı, dağı, taşı sevgili Peygamberimizi (asm) ve güzide sahabelerini hatırlatır.

Mescitlerde, mekânlarda, ziyaret mahallerinde Siyer-i Nebiden anlatılan her hadise, dikkatle dinlenir, sahabe-i kiramın Peygamberimize (asm) olan muhabbetleri, sadakatleri, fedakârlıkları insanlarda hayranlık uyandırır.

Mescid-i Nebevi, sanat harikası mimari yapısı, ışıkları, renkleri, hat levhaları, ferahlığı, serinliği, temizliğiyle muhteşem bir mabed. Ona değer kazandıran içinde âlemlere rahmet olarak gönderilen Fahr-i Âlem Efendimizin (asm) kabr-i saadetleri ile Hz. Ebubekir-i Sıddık (ra) ve Hz. Ömer-i Faruk (ra) efendilerimizin kabirlerinin bulunmasıdır.             

Sevgili Peygamberimizin (asm)  “Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, beni hayatımda ziyaret eden kimse gibidir, selamını vasıtasız ben alırım.” müjdesiyle o mübarek yerde, Kubbe-i Hadra’ya yaklaştıkça sevincimiz ve heyecanımız artıyordu.  

Bir ağabey, Mescid-i Nebevi’deki halet-i ruhiyesini anlatmıştı. “Peygamberimizi (asm) ziyaret ederken hemen dalıp gitmedim. Huzuruna varmadan girişteki eşiğin kenarına diz çöküp oturdum. Yaptığım dualar, salâvatlar ve iç murakabelerle bekledim. Onun(asm) huzuruna çıkmaya manen hazırlandım.” demişti.   

Aynı duyguları ve hissiyatı yaşarken heyecanlanıyordum. İlk ziyaretimde hürmette kusur etmeden ve üzerimde bulunan ümmetinin gönderdiği duaları, selamları ve Salâvat-ı Şerife emanetlerini sahibine takdim etmenin rahatlığı, hafifliği ve mutluluğu fark ediliyordu.

İkinci ziyaret daha farklıydı. Kalabalık ziyaretçilerle omuz omuza, onların ihlâsla okudukları salâvatlar, dualar ve Peygamberimizin (asm) kabr-i saadetlerine yaklaşırken hissiyatları o mübarek yerlerdeki manevi hava çok etkileyiciydi. Anlatılması mümkün olmayan ruhani lezzetleri, ulvi saadetleri, sevinçleri fark ediyor insan. 

Önceki ziyarette ümmetin emanetlerini takdim etmiştim. Şimdi ahir zamanın kirleriyle yaralı bir kalp, tembel nefis ve eli boş bir mümin olarak huzurdayım. “Sana layık değilim, Ey Allahın Resulü (asm)” demek geçti içimden ve olanca hissiyatımla firkat geldi. 

Bütün mahcubiyetimi, duygularımı gözyaşlarım ifade ediyordu. Ziyaretteki herkes sol tarafa bakarak selam verirken ben başımı eydim, önüme bakıyordum. Yan taraftan oranın bir görevlisi elimden tutarak “Hacii !..” diye seslendi. Belki de yardımcı olmak istiyordu. Teşekkür manasında eline, öteki elimle dokunarak ayrıldım. 

Delail-i Nur’daki Salâvat-i Şerife’yi söylemeye devam ettim: “Allahümme salli ala seyidine Muhammedin…” “Allah’ım Efendimiz Muhammed’e, (asm) onun âl ve ashabına, ezelden ebede kadar ve Allah’ın ilmindeki varlıklar sayısınca salât ve selam eyle…” 

Şefkatli Peygamberimizin (asm): “Kabrimi ziyaret eden kimse için kıyamet günü şefaatçi olmak benim üzerime vazifedir.” Hadis-i Şerifi ruhumuzu ferahlattı. 

Her köşesi nurlarla, feyizlerle, sevaplarla, tatlı sırlar, unutulmaz hatıralarla dolu olan Mescid-i Nebevi, Müslümanların bir mabedi, bir ilticagâhıdır. Cennet bahçesinde, Peygamberimizin (asm) mihrabının olduğu yerde, kabr-i saadetlerinin yanında, Ashab-ı Suffed’e, Osmanlı Saati’nin önünde... Mis gibi kokan, serin esintilerin ve zemzem sularının bolca olduğu o mekânda manevî ziyafetlerin güzellikleri her an hissedilir.

İçerileri tıklım tıklam dolduran Müslümanların hiç durmadan okudukları Kur’ânlar, Cevşenler, tesbihatlar… Yapılan dualar, zikirler, ibadetler ve huşu ile kılınan namazların ve Efendimize (asm) yapılan ziyaretlerin ve hediye edilen Salâvat-ı Şerifelerin ecir ve sevapları durmadan arş-ı âlâya her an yükselir de yükselir.

Okunma Sayısı: 1810
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı