"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ziyaret

Muzaffer KARAHİSAR
11 Aralık 2018, Salı
Yüksek apartmanların arka sokaklarında oturduğu tek katlı, eski yapı mütevazı evin önündeki yol, onu her ay ziyaret ettiği yaşlı kadına götürecekti.

Şehrin dışında, Fikirtepesi mevkiinde, bahçeler içinde, bir mekânda rahmetli annesinin ahretliği oturuyordu. Soranlara annemin arkadaşına gidiyorum, derdi. Nedense huzurevi,  onun iç dünyasında huzurdan ziyade özlemleri, hüzünleri, vefasızlıkları çağrıştırdığından o kelimeyi söylememeye itina gösterirdi.

Uzaktan o yüksek binayı görünce bahçesinde banklarda oturan yaşlı insanlar gözünün önüne gelir, engin duygularla fikren geleceğe gider, ömrünün doruklarına hızlıca çıkar, elli – altmış sene sonraki yaşlılık halini düşünürdü. Oraya giderken hissiyatla, duygularla, hayallerle sanki sefere çıkmak, geleceğe yolculuk yapmak anlamına geliyordu. İçinden anne, babasını ihmal eden insanlara bühtan eder, kızardı. Bazen de yaşlı insanların aksiliği, hatası, kusuru olabilir mi? Diye tedai fikir hayaline takılsa da… Hemen “Tövbe. Tövbe” diye pişman olur. Her şey bitti de yaşlı insanların geçmişteki kusurlarını araştırmak sana mı kaldı diye, içinden geçirirdi.

Yaşlı insanların gelip geçenlere masum bakışları, sakin duruşlarını, hüzünlü simaları, titrek sesleri gözünün önüne gelir, içi burkulurdu. Kendince üzülür, elinden bir şey gelmediğinden hayıflanırdı. Huzurevi ismini duymak, hatırlamak istemez, kendisi de söylemezdi. Her ay ziyarete gittiğinde, her şeyden uzak kendi iç dünyasına dalar, gönül dünyasında yeni tefekkür ufuklar açılır, Allah’ın verdiği nimetleri minnetle hatırlardı. Gençliğin, sağlığın ve sahip olduğu varlıkları, evde eşiyle çocuklarıyla mutlulukların düşünür, vicdan muhasebesi yapardı. Haline kanaat eder, dua ve şükrü artırırdı.   

Kalabalık aile gibi birlikte yaşayan yaşlı insanları görünce bütün şefkati ve merhametiyle sevmek, ilgilenmek yardımca olmak içinden geçerdi. Ancak annesinin ahretliği, öğle namazından sonra tesbihini alır pencerenin önüne oturup gelecek misafirinin yolunu gözetler. Hemen seslenirdi: “Kızım nerede kaldın, güzel yavrum” deyip sarılıp öptükten sonra hemen elinden tutup odasına götürürse de; onun aklı gözüne ilişen yaşlı insanlarda kalırdı.

Güleryüzle verilen bir selam, onlara o günün en güzel armağan gibi mutlu ettiği yüzlerinden okunur. Kimin misafiri diye merakla birbirlerine bakıp takip ederlerdi. Ziyaretçisi gelen yaşlı, ötekilere göre şanslı ve itibarlı kabul edilirmiş. Ondan anladım ki hayatta hiç çocuğu olmayan Halime Teyze, ötekilerin yanında bana: “Kızım nerede kaldın, güzel yavrum!” der sarılır, öpüp elinden tuttuğu gibi odasına götürdüğünü düşündü.

Orada kalan insanlar, her gün kendilerine yeni bir dünya kurar, yaşadığı müddetçe kendi âleminde umutlarıyla hayallerini süsler, uçan kuştan, esen yelden, rüyalardan teselli bulurlar. Onlara ne geçmişin vefası,  ne de geleceğin umurları, planları, işleri dönüp bakmaz, geleceğe plan yapmaz “bizden geçti.” derlermiş. 

Cemile Hanım, her zaman olduğu gibi hazırladığı ev yemekleriyle annesinin ahretliği, yaşlı Halime Teyze’ye mutat ziyaretini yaparken bir huzurevi yaşlısının dünya atmosferine girip onun bir aylık yaşadıklarını, sohbetlerini, geçmişin tecrübelerini, tavsiyelerini, nasihatlerini alırdı. Eşine, kendisine, çocuklarına duaları, selamları alıp ayrılırdı.  

O gün hemen ayrılmadı. Halime hanımla birlikte idareden izin alıp yaşlı kadınların salonuna çıktılar. Her birinin ayrı ayrı tatlı sohbeti, latifeli esprileri, ders verici ibretli sözleri, adetleri, gelenekleri anlatmaları onu mest etmişti. İçinde büyüttüğü kadar hüzünlü ve keder dolu bir mekân olmadığını gördü. İçi rahatlamış, gönlü ferahlamıştı.  Sıradan onların ellerini öperek vedalaşıp ayrıldığında vakit hayli geçmişti. O günden sonra nereye gidiyorsun diyenlere pervasızca, çekinmeden “Huzurevine gidiyorum.” derdi. 

Okunma Sayısı: 1694
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • MAHMUT

    11.12.2018 11:04:20

    allah razı olsun muzaffer bey! yazılarınız duygusal anlamda çok etkileyici ve besleyici.huzur evi ve yaşlılarımız ve de diğer benzer konu başlıkları altında yazı çalışmalarınızı kitap eseriyle de bizlerle paylaşılmasını arzu ederiz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı