"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bizim maarifin marifetleri

Naci TEPİR
17 Ocak 2019, Perşembe
Maarif kelimesinin lügat mânâsı:

Tahsil, tedrisat, ilim öğrenmek, eğitim, terbiye ve talimdir. Terim olarak da devletin bu işle uğraşan idare biriminin, yani Millî Eğitim Bakanlığı’nın daha önceki ismidir. Maalesef, “Dilde sadeleştirme” saçmasıyla yapılan tahribat neticesinde unutturulan orijinal kelimeler arasında kalmıştır!          

Umumiyetle her millet kendisine has bir eğitim sistemi geliştirmiştir. Bu gelişmeler ise ekseriya uzun zamanda ve bir tekâmül neticesinde olabilir. Bununla birlikte maarifin şekil ve gayeleri yönünden milletler arası bazı benzerlikler gösterdiği de bilinmektedir. Bunda da -İslâm âleminde görüldüğü gibi- din ve dinden kaynaklanan ahlâk ve medeniyetin temel rol oynadığı bir gerçektir.

Toplumların eğitim ve kültür (maarif) yönünden birbirlerine tesir etmelerinde, milletler arası işbirliğinin ehemmiyeti büyüktür. Günümüzde Amerika ve Hollanda gibi bazı ülkelerde çeşitli statüde ve üniversite seviyesinde İslâm okullarının açılması, ayrıca çok sayıda kilisenin (husûsiyle Almanya’da) camiye çevrilmesi ile yabancı çocukları için özel sınıfların açılması ve sair gibi gelişmeler, canlı birer misaldir. Yine çeşitli ülkelerin birbirlerine talebe, araştırmacı ve uzman göndermeleri de milletler arası tesirleşmeye misal gösterilebilir.

İyi ve sıhhatli bir maarifin teşkili için, tatbik edilen programın ülke şartlarına, toplumun maddî ve mânevî değerlerine uygun olması şarttır. Bu böyle olmadığı müddetçe –ülkemizde olduğu gibi- yapılacak bütün çalışmalar başarıya ulaşamayacak ve birçok problemleri de beraberinde getirecektir. İnsan topluluklarını değerli kılan ve bölünmez bir bütün haline getirerek ilerlemesini sağlayan husûsiyet, maddî ve mânevî değerlerinin sağlamlığı ve bunların korunmasıdır. İnsanlık âlemi içerisinde, toplumların yerini belirleyen sosyal husûsiyet, millî maarifleridir (eğitim ve kültürleri). Millî Maarifi geliştirip kuvvetlendirecek tarz ise gerçek bir maarifle olabilir. 

BİZDEKİ MAARİFE GELİNCE

Uzun zamandan beri, kasıtlı olarak kendi öz yapımızla ve değerlerimizle olan bağlar koparıldığı için, tarihimize, millî değerlerimize ve öz kültürümüze yabancı bırakıldık! Dolayısıyla maarifimizde (eğitim ve öğretimde) asıl gayelerin yerini, şahsî menfaat düşüncesi, gayrimeşrû istekleri tatmin edebilme duygusu ve çeşitli art niyetler almıştır. Uzun yıllar bu sahada yapılan çalışmalarda körü körüne taklitçilik ağır basmıştır. Büyük bir fedakârlık ve gayret isteyen ve milletimizin gerçek ihtiyaçlarını karşılayabilecek eğitim usûl ve metotları tatbik edilmemiştir! Bunun neticesi olarak da neslimiz yabancı kültür ve fikirlerin tesirinde kalarak, onların hayranı, hatta kurbanı olmakta! Bu da gösteriyor ki, şimdiye kadar olduğu gibi, bu tarzda ısrar etmekle, hiçbir alanda ilerleme asla sağlanamayacaktır! Aslında körü körüne ısrardan fayda beklemek ise ahmaklıktır! Maarifimizin bugün geldiği nokta bunun açık bir ispatıdır!

Hele ahlâksızlık, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıkların ilköğretim seviyesine kadar inmesi, hep bu, dinden, ahlâktan ve mânevî değerlerden uzaklaştırılmış, Materyalist, çarpık maarifin marifetleridir! 

BİRİCİK ÇARE, RİSALE-İ NUR    

Evet, tek çıkar yol, çağımızın en büyük âlimi ve mütefekkiri Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin (ra) Kur’ân’a dayalı reçetelerdir. Hayatını iman ve Kur’ân hizmeti dolayısıyla bütün insanlığa vakfeden Bediüzzaman, yazdığı 6000 sayfalık mu’cizevî tefsiri Risale-i Nurlar ile bütün insanlığı kucaklayan eşsiz bir hizmet sunmuştur! O, hayatını harb meydanlarında, sürgünlerde, hücre hapsinde, birçok defa zehirlenerek bin bir sıkıntı içinde geçirmesine rağmen, büyük bir sabır göstererek durmadan çalışmıştır!

Risale-i Nur ise, bütün insanlık için ferdî, içtimaî, siyasî, sosyal, kültürel, ekonomi, eğitim, sağlık v.s maddî ve mânevî birçok sahada eşsiz reçeteler hazırlamıştır! Onun içindir ki, bu muazzam eser Külliyatı 70’e yakın Dünya dillerine çevrilmiştir! 

95 seneden beri ısrarla sürdürülen bu çarpık sistemin işe yarayan kaç eseri dünya dillerine tercüme edildi? Heyhat! 

Bugün, yüz milyonlarca insanın eğitim aldığı bu eserleri eğitim sisteminde temel kaynak yapmamız gerekmez mi? Daha ne bekliyoruz? Başka alternatif var mı?!

Okunma Sayısı: 1306
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı