"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lezzetleri acılaştıran “ölüm”

Naci TEPİR
17 Kasım 2016, Perşembe
YANLIŞTA ISRAR ARTIK YETER - 69 -

İslâm’a göre ölüm hadisesi menfi ve korkunç bir hadise değildir. Dünyaya geliş gibi, hatta ondan daha çok güzellikleri olan bir hadisedir. Tabiî ki bu, Allah’a (cc) ve ahirete inananlar, gereğini yapanlar içindir. Aksine inanmayanlar için, dünya hayatı bile ölümden beter azap kaynağıdır!

Zamanımızın en büyük âlimi ve müceddidi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri (ra) ise ölüm hadisesini şöyle izah eder: 

“...Yani, mevti veren O’dur (Allah’tır). Yani, hayat vazifesinden terhis eder, fâni dünyadan yerini tebdil eder, külfet-i hizmetten (hizmet yükünden) âzâd eder. Yani, hayat-ı fâniyeden, seni hayat-ı bâkiyeye alır. 

“İşte şu kelime, şöylece fâni cin ve inse bağırır, der ki; Sizlere müjde! Mevt (ölüm) idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz (çöküş) değil, sönmek değil, firak-ı ebedî (sonsuz bir ayrılık) değil, adem (yok olmak) değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam (kendiliğinden yıkılış) değil. Belki, bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan âlem-i berzaha (kabir âlemine) bir visal kapısıdır.”1 

Büyük mütefekkir Hz. Mevlânâ da (ks) şöyle der: “Ölüm, bizim düğünümüzdür, bayramımızdır!”

Bundan başka ölen kişi, bıraktığı intibaa göre de halk arasında yad edilir. Yani, eğer sağlığında iyi bir intiba bırakmışsa, herkes ondan takdirle ve sitayişle bahseder, rahmet okur. Yoksa, değil sitayişle bahsetmek ve rahmet okumak, hatta öldüğüne sevinirler bile! Şu söz böyleleri için söylenmiştir:

“Ne halka verdi rahat, ne kendi buldu huzur;

“Çekildi gitti dünyadan, dayansın ehl-i kubur!..”  

10 KASIM VE BİTMEYEN YAS

“Yas” kelimesi lügat olarak üzüntü, çile, dert, hüzün, keder, kahr ve acı mânâsında olup, umumiyetle “Ölüm acısı, matem” mânâsında kullanılmaktadır. 

Asıl olarak İslâm dininde yas tutmak yoktur. Çünkü, yukarıda da belirtildiği gibi ölüm, korkunç bir hadise değildir. 

Her toplumun bir yas anlayışı ve müddeti vardır. Bazı yerlerde üç gün, bazı yerlerde bir hafta, on beş gün, nihayet bir ay. Bizim an’anemize göre ölü için duâ ve yakınlarına baş sağlığı için bir ila üç gün arasında değişen oturma âdeti vardır. 

Mustafa Kemal, 10 Kasım 1938 günü saat 9.05’te, (Bir önceki gece yarısı öldüğünü iddia edenler de var) yani tam 78 sene evvel öldü. Ama ülkede tutulan yas hâlâ bitmedi! Bu gidişle biteceğe de benzemiyor! Çünkü resmî ideolojinin dayatmasıyla 10 Kasım günü “Yas Günü” olarak ilân edilmiş, günümüze kadar devam edegelmiştir. 

Hele 1980’e kadar okullar, devlet daireleri ve bütün resmî yerlerde yapılan yas programları tamamen bir gösteriş ve işkenceye dönmüştü. Öyle ki, öğrencileri ve halkı kapalı salonlara doldurup, karanlıkta meşalelerin kirlettiği hava teneffüs ettirilerek zoraki bir katılım sağlanıyordu! Ağıtlar yakılıyor, temsili tabut ve cenaze taşıyıcıları ile mezara konma işi canlandırılıyordu! Ayrıca, matem havası içerisinde hamasi nutuklar atılıyordu! Herkes ağlamaya özendiriliyor hatta zorlanıyordu! 

12 Eylül 1980 darbesini yapan “Cuntacılar” bu komik ve yapmacık yas programlarını anma programlarına çevirdiler. Fakat yine yas olduğu gibi devam ettiriliyor. Kimse de gık diyemiyor. Amir makamından, memur işinden, vatandaş birilerinin hışmına uğramaktan, kısacası birçok kimse “Aforoz” edilmekten korktuğu için, dalkavuklukta yarışır hale geldi! Böylece ülkeye 78 yıldan beri yas tutturuluyor! 

Peki, bundan kasıt ne, kime ne faydası var? Olsa olsa Atatürkçü geçinen bir avuç militarist-despot ve darbeci, menfaat şebekelerinin işine yarayabilir!

Şurası unutulmamalıdır ki, hiçbir fikir veya düşünce, zorla, baskıyla korkutmayla asla yerleştirilemez!

Artık, hiçbir faydası olmayan bozuk ezberleri bırakıp, bu ve buna benzer komik ve yapmacık durumlardan kurtulmamız lâzım. Bu, gerçek mânâda demokratik hür düşüncenin gereğidir!..

Dipnot: 1- Mektûbât, s. 380.

Okunma Sayısı: 1308
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı