Bütün dostların 1445. Hicri Yıllarını, mübarek Muharrem ayı ve Aşure Günlerini tebrik ediyorum.
Hicret, Resul-ü Ekrem’in (asm) -bize göre- zahirî bir hicranı ama esasta manevî ve kaderî bir vazife yolculuğun sebep ve neticesi.
Bu çok derin ve tarihi olayı kısaca maddelerle özetleyip bir teselli ve ders almayı rabbimiz nasip etsin.
HİCRETİN KELİME VE MADDİ MANALARI: Hicret:
• Sözlükte “terk etmek, ayrılmak, ilgisini kesmek” anlamına gelen hecr, hicrandır. Herhangi bir şeyden bedenen, lisanen veya kalben ayrılıp uzaklaşmadır. Allah ve Resulü için belli bir amaçla belli bir zamanda yapılan mekan değişikliğidir. Terim olarak, Hz. Muhammed ve Müslümanların gayri müslim olan Mekke’den ayrılıp Medine’ye göçüdür. Allah rızâsı için ilim tahsil etmek ve dininden dolayı baskıya uğradığı yerden göç etmektir. 13 Mayıs 622 ile 28 Mayıs 622 arasında yaşanan 15 günlük çileli yolculuktur. Bir yürüyüş, yenilenme, sürekli bir arayış, bir harekettir.
HİCRETİN MANEVÎ HİKMETLERİ:
• Hicret, “Yesrib” “fesat” anlamındaki şehir isminin Resûl-i Ekrem tarafından “hoş ve güzel” mânasında Taybe veya Tâbe’ye çevrilmesidir.
• Hicret, âyetle müjdelenen cihaddır. (Bakara 2/218; Enfâl 8/72, 74-75)
• Hicret, Hz. Ebû Bekir mağaradaki endişesinin, Kur’an’ın işaretiyle, “Üzülme, elbette Allah bizimledir” cevabıyla teskin edilmesidir. (Tevbe 9/40)
• Hicret, Hz. Peygamber’in, “Allah’ım! Ashabımın hicretini kararlı kıl; onları topukları üzerinde tekrar geriye döndürme” duasıdır. (Müslim, “Vaṣıyye”, 5)
• Hicret, Hz. Peygamberin, Ensar’a “Eğer hicret şerefi olmasaydı ben muhakkak Ensar’dan bir fert olmak isterdim” müjdesi ve taltifidir. (Müsned, II, 315)
• Hicret, Medine’nin âyetle: “Ve şöyle de: Rabbim! Gireceğim yere doğrulukla girmemi sağla; çıkacağım yerden de beni doğrulukla çıkar ve tarafından bana hakkıyla yardım edici bir kuvvet ver” hükmünün mekânıdır. (İsrâ 17/80).
• Hicret, Resûl-i Ekrem, Hz. İbrâhim’in hareminden (Mekke) sonra bu yeni merkezin (Medine’nin) harem olması niyazının kabulüdür.
• Hicret, Allah’tan başka her şeyi terk edip, ağyarı bırakıp geride, hakiki dosta ulaşmaktır.
• Hicret, ayet ve hadislere göre davranmak, halktan uzaklaşmak, kalbe tabi olmak, hakka ve doğruluğa yönelmek, tüm kötülüklerden uzaklaşmak, insanın kendi içinde karar kıldığı irade demektir.
• Hicret, dinin yasakladığı şeyleri terk ediştir. Kötülükten iyiliğe geçiştir.
• Hicret, Habeş sultanı Necâşî Ashame’nin hidayetidir. Habeşistan kapılarını açan bir tarihtir.
• Hicret, inanç tarihinin göçlerle dolu olan çok önemli öne çıkan bir halkasıdır.
• Hicret, İslâmiyetin inanç sistemi olmanın yanında, ilim, tevekkül, teslimiyet hayatı tanzim eden bir dünya görüşü olduğunun delilidir.
• Hicret, maddeden manaya, nefisten gönüle, halktan Hakk’a yöneliş, ölmeden önce ölmektir.
• Hicret, Mekke döneminin, tevhid, nübüvvet, âhiret, temel inançlarının, Medine Döneminde ferdî ve içtimaî hayatı düzenleyen ahkâmlar, ibadet ve muâmelâta yönelme değişimidir.
• Hicret, Zulümlere karşı hakka dönüştür.